En Sıcak Konular

Mümtaz'er Türköne


Mümtaz'er Türköne
0 0 0000

Yaşayan en büyük Alevî-Bektaşî



"Kim?" diye sorarsanız "Reha Çamuroğlu'dur" cevabını veririm. Doğrudan Alevilik-Bektaşilik söz konusu olduğunda en saygıdeğer isim. Sıra dışı entelektüel yeteneklerini, Alevî toplumunu ve tarihini anlamaya ve anlatmaya hasretmiş bir düşünür.
Alevî tarihini ve inancını en katıksız haliyle derleyip yeni kuşaklara kazandıran bir yazar. Alevî-Bektaşî toplumunun sorunlarının çözümüne bütün varlığını cesaretle adayan bir toplum önderi ve siyasetçi. Çamuroğlu'nun "İsmail" romanı, Alevî inancının eksiksiz, üstelik canlı-diri bir fotoğrafıdır. Bir inanç ancak bu kadar gerçekçi ve doğru anlatılabilir. İsmail ile Yavuz arasındaki savaş bir inanç rekabeti olarak sürer. Anadolu boşalır ve İsmail'in yanına gider. Yavuz, bizim padişahımızdır. Ama Yavuz'la İsmail Çaldıran'da karşı karşıya geldiklerinde kendinizi İsmail'in ordusunda bulursunuz. Çünkü Anadolu oradadır. İsmail bir Türkmen beyi, Yavuz ise bir Rum padişahıdır. Savaş sonunda kaybeden halk, kazanan ise devlettir. Ve devlet kazanmakta haklıdır.

"Son Yeniçeri" ise tıpkı "İsmail" gibi bir inancı, Bektaşiliği anlatır. Çamuroğlu'nun aldığı tarih kesiti çok hassastır. Yeniçeriler Alemdar vakasından sonra, son iktidar dönemlerini yaşamaktadır. Vaka-i Hayriye adım adım yaklaşmaktadır. Yeniçeri Ocağı'nın piri Hacı Bektaş-ı Velî'dir. Bektaşilik, Osmanlı ordusunun ana direği olan Yeniçerilerin bağlı olduğu dergâhtır. Çamuroğlu, sabah yıldızı gibi yıldızın en parlak göründüğü ama gerçekte sönmeye başladığı kesiti taraf tutmadan, ama derinlerine nüfûz ederek anlatmaktadır. Osmanlı resmî tarih yazıcılığının "fitne fesat ocağı" olarak baştan sona karaladığı Yeniçeri Ocağı gerçek hüviyetine kavuşmaktadır. Asıl hüviyetine kavuşan sadece Yeniçeri Ocağı değil, Vaka-i Hayriye'den sonra dergâhları yerle bir edilen Bektaşiliktir. Bu roman Yeniçeriliğe ve tabii Bektaşiliğe inandırıcı ve ikna edici şekilde 1826'da yok edilen itibarlarını iade etmektedir. Kulaktan dolma yalan yanlış bilgilere ve önyargılara teslim olmayıp gerçeği merak edenlere, Alevilik için "İsmail"i, Bektaşilik için ise "Son Yeniçeri"yi okumalarını öneririm.

Önceki akşam "Muharrem Orucu" için düzenlenen iftar yemeğinin mimarı işte bu Reha Çamuroğlu idi. Ürküttüğü fincancı katırlarından gelen sese bakılırsa çok önemli bir işi gerçekleştirdi. Onun tabiriyle bu sesler, rahatları bozulan "mahallenin abileri"nin sesleriydi. Başardığı iş ise Alevilik adına çok büyük bir iş. İlk defa Alevilik-Bektaşilik devlet katında, hem de bir Alevî ritüeli vesile edilerek bu kadar üst düzeyde hüsn-i kabul görmüş oldu. Bu inancın yakın geçmişi dikkate alındığında, bu iftar yemeği gerçekten bir dönüm noktasıdır. Yakın zamana kadar Aleviler kendini gizler, inancını toplum içinde açıklamazdı. Alevilerin göğüslerini gere gere karışık ortamlarda inançlarını ikrar edebilmeleri, Aleviler tarafından bile önemli bir aşama olarak kabul edildi. Bugün devlet ricalinin tam kadro hazır bulunduğu bir Muharrem Orucu iftarı, çok daha ileri bir aşama. Alevi-Bektaşi inancının karşılaştığı sorunların çözümü için parlak bir başlangıç noktası. Toplumun bütünü ise toplumsal barışa, ülkenin birlik ve dirliğine önemli katkılar sağlayacak bir gelişmeyi izliyor. Geleneksel Sünni-Alevî gerginliği devlet katında yumuşatılıyor ve inşallah tarihe gömülüyor.

Alevîliğe özgü aforoz kurumunu yani "düşkünlük" cezasını işleten "mahallenin abileri"nin durumdan rahatsız olmaları normal. Bu yeni aşama, Alevi toplumu için ileri bir aşama, ama bu toplum üzerinde güç sahibi olanların ise sonu. Alevî inancının devlet katında "normalleşmesi" kapalı devre işleyen güç merkezlerinin anlamsız hale gelmesi demek. Bu iftar yemeği artık bir milad olacak ve hiçbir şey eskisi gibi kalmayacak.

Reha Çamuroğlu'nu, Alevî-Bektaşî toplumuna ve dolayısıyla Türkiye'nin huzuruna yaptığı büyük katkıdan dolayı kutlamamız gerekir. Sayesinde siyaset de itibar kazandı; çünkü karşımızda bir toplumun temsilcisi olarak o toplum üzerinde siyaset yapan biri değil, o topluma hizmet için siyasette var olan biri duruyor.

zaman



Bu yazı 1,016 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 30 Eylül 2012 Bu sefer çözülecek mi?
    • 16 Eylül 2012 Din eğitiminde devlet tekeli kalkıyor
    • 14 Eylül 2012 Siyaset, artık dine alet edilmiyor!
    • 13 Eylül 2012 CHP, PKK ile müzakere yapabilir mi?
    • 9 Eylül 2012 Merkez Sağ'ın son noktası
    • 7 Eylül 2012 Başbakan sertleşmekte haklı mı?
    • 28 Ağustos 2012 Hükümet haklı çıktı
    • 26 Ağustos 2012 Kawa ve Ergenekon
    • 24 Ağustos 2012 Terör sorunu ayrışıyor
    • 17 Ağustos 2012 Hem şiddet üreten, hem barış isteyen bir örgüt
    • 16 Ağustos 2012 'Paralel devlet'in iflası
    • 12 Ağustos 2012 Kürt, Türk, Alevî ve Sünni olmak
    • 10 Ağustos 2012 Yangını kim söndürecek?
    • 5 Ağustos 2012 Ordulaşan partiler ve partileşen ordular
    • 22 Temmuz 2012 Davutoğlu haklı çıkarsa?
    • 17 Temmuz 2012 'Hücre yenilenmesi'
    • 29 Haziran 2012 ÖYM'leri kaldırması için hükümete yetki verdiniz mi?
    • 24 Haziran 2012 Türkiye savaşa girer mi?
    • 21 Haziran 2012 Teröre teslim olmak
    • 19 Haziran 2012 Çözüme yakın mıyız?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,342 µs