En Sıcak Konular

Mümtaz'er Türköne


Mümtaz'er Türköne
0 0 0000

Velev ki, medeniyetin simgesi olsa!



"Velev ki, bir siyasî simge olarak taktığını düşünün" diyor Başbakan başörtüsü için. Ve soruyor: "Bir siyasî simge olarak takmayı da suç kabul edebilir misiniz?" En taze "başörtüsü sorunu" tartışması bu sözlerle başlıyor.
Sorudan önce gelen "velev ki" rezervinin, başörtüsü polemiklerini akıl ve mantık zeminine çekmek için yeterli olmadığı Baykal'ın cevabından anlaşılıyor. Baykal: "Hah şöyle siyasî simge olduğunu itiraf et" şeklinde verdiği karşılığa, siyasî simgelerin yasaklanıp yasaklanmayacağına dair bir açıklama eklemiyor.

Bir işarete, bir nesneye kendi içinde var olmayan ilave bir anlam veya değer yüklediğiniz zaman onu simgeye (veya onunla eş anlamlı olan sembole) dönüştürmüş olursunuz. Simgeler işte bu anlam ve değer dünyamızın; yani inançlarımızın, bağlılıklarımızın, düşüncelerimizin, değer verdiğimiz varlıkların iletişimini kurmak için üretilirler. Öğrenme süreci simgelere bağlanır (matematik, saf bir simge düzenidir); insanların paylaştığı ortak değerler simgelerle ifade edilir. Toplumsal iletişim simgeler üzerinden yürütülür. Simgeye anlam ve önem kazandıran şey simgelediği nesne veya değerdir. Başörtüsü etrafındaki gereksiz simge tartışmasının arkasında, simge ile simgelenen değer arasındaki bağlantı yatıyor. Başörtüsü dinî veya siyasî simgedir; aynı zamanda değildir. Dinin emir ve yasaklarına riayet etmeyenler, dindarlığa karşı çıkanlar için başörtüsü, örtünmenin de içinde yer aldığı dinî inançların bir simgesidir. Dinin yasaklarına uyan insanların siyasette yer almasına da karşı çıkacağı için başörtüsünü siyasî bir simge olarak algılar. Başörtüsü dindar olmayanlar için dinî, siyasette dindar insanların mevcudiyetine meşruiyet tanımayanlar için siyasî bir simgedir. Başörtüsü yasağı, bu şekilde dinî veya siyasî bu simge üzerinden dindarların toplumda ve siyasette var olmalarını sınırlandırma amacına hizmet eder. Başörtüsü sorununun siyasî bir soruna dönüşmesi de siyasî bir simge olarak algılanması ile başlamaktadır.

Başörtüsünü takanlar veya onaylayanlar açısından durum nedir? Ne dinî ne de siyasî bir simge. Başörtüsü örtünmeye yarayan basit bir araçtır, bir simge değil. Aynı başörtüsünü boyna asmak veya saçları bağlamak için kullanmak nasıl farklı sonuçlar doğuruyorsa, simgeleştirme de kendiliğinden ortadan kalkacaktır. Simge, simgelenen nesne aynı kalmak kaydıyla ikame edilebilir bir işarettir; yani ortak dile taşıyabileceğiniz her nesneyi aynı inanç veya durumun simgesi olarak kullanabilirsiniz. Başörtüsü yerine yakanıza, kamerî takvimin hilalini koyarak da Müslüman olduğunuzu ister dinî, ister siyasî bir simge olarak ifade edebilmeniz lâzım. Karşınıza hemen bir dinî inancın gereğini yerine getirmek ile onu dini simgelemek için kullanmak arasındaki fark çıkacaktır. Sonuç olarak başörtüsü Baykal için siyasî bir simgedir. Cumhurbaşkanı'nın ve Başbakan'ın eşleri için değil. O zaman başörtüsünü siyasî bir simge olmaktan çıkartacak olan da Baykal ve Baykal gibi düşünenlerdir. "Velev ki siyasî bir simge olsa" rezervi ile başlayan "yasaklanabilir mi?" sorusu da, başörtüsünü siyasî bir simgeye dönüştürenlerin tam da köşeye sıkıştıkları nokta. Siyasî simgeye dönüştürmek elbette yasaklamak için yeterli değil. Bunun için devreye "başörtüsü ile türban arasındaki fark"ın sokulması da çare değil. Çünkü önemli olan nesne değil amaç.

Asıl yaman çelişki Başbakan'ın bu tartışma başlatan sözleri Medeniyetler İttifakı toplantısı için gittiği İspanya'da dile getirmesi. Başbakan, 80 ülkeden dostluk gruplarının katıldığı bu önemli toplantıda, İslâm tasavvufunun temel prensibi olan "Çokluk içinde birlik"i tesis etmeyi öneriyor...

Birleşmiş Milletler düzeni yerini 'Birleşmiş Medeniyetler'e bırakıyor. Türkiye yeni dünyanın mimarları arasında yer alıyor. İçeride enerjimizi tüketen tahammülsüzlüğün yerini dünyada tesis etmeye çalıştığımız hoşgörü ve barışa bırakması lâzım. Başörtüsüne artık din ve vicdan özgürlüklerinin eksiksiz tesis edildiği bir toplumun simgesi olarak bakabilmeliyiz. Velev ki başörtüsü medeniyetin simgesi olsun. Olabilir mi? Neden olmasın?

zaman



Bu yazı 1,025 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 30 Eylül 2012 Bu sefer çözülecek mi?
    • 16 Eylül 2012 Din eğitiminde devlet tekeli kalkıyor
    • 14 Eylül 2012 Siyaset, artık dine alet edilmiyor!
    • 13 Eylül 2012 CHP, PKK ile müzakere yapabilir mi?
    • 9 Eylül 2012 Merkez Sağ'ın son noktası
    • 7 Eylül 2012 Başbakan sertleşmekte haklı mı?
    • 28 Ağustos 2012 Hükümet haklı çıktı
    • 26 Ağustos 2012 Kawa ve Ergenekon
    • 24 Ağustos 2012 Terör sorunu ayrışıyor
    • 17 Ağustos 2012 Hem şiddet üreten, hem barış isteyen bir örgüt
    • 16 Ağustos 2012 'Paralel devlet'in iflası
    • 12 Ağustos 2012 Kürt, Türk, Alevî ve Sünni olmak
    • 10 Ağustos 2012 Yangını kim söndürecek?
    • 5 Ağustos 2012 Ordulaşan partiler ve partileşen ordular
    • 22 Temmuz 2012 Davutoğlu haklı çıkarsa?
    • 17 Temmuz 2012 'Hücre yenilenmesi'
    • 29 Haziran 2012 ÖYM'leri kaldırması için hükümete yetki verdiniz mi?
    • 24 Haziran 2012 Türkiye savaşa girer mi?
    • 21 Haziran 2012 Teröre teslim olmak
    • 19 Haziran 2012 Çözüme yakın mıyız?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,742 µs