En Sıcak Konular

Gülay Göktürk


Gülay Göktürk
0 0 0000

''Eğer kapatma davası açılırsa...''



Türkiye'nin gururu, aydınların yüz akı, büyük üstad, büyük insan İlhan Selçuk'un, 7 Şubat 2008 günü, yani Ak Parti aleyhinde kapatma davası açılmasından beş hafta önce bir konuşmasında söylediklerine bakın: "Her şey elden gidiyor.
 

Tuhaf bir durum var. Bakalım ne olacak? Şimdi yalnız iki tane şey var. Eğer kapatma davası açılırsa, bir de üstüne ekonomik kriz gelirse, Türkiye biraz karışırsa belki bir umutlar doğabilir yani. Çünkü normal yollardan bunları mümkün değil yani." Anlaşılan birileri, "İyi söylüyorsun da, ya iç savaş çıkarsa, oluk gibi kardeş kanı akarsa" demiş ki, ertesi günü yani 8 Şubat'ta biraz daha açmış bu söylediklerini:

"İç savaş olmaz da, yani bir noktada eğer ortalık karışırsa, hem ekonomik hem siyasi olarak. Belki asker gelirse bir şey olabilir." İşte böyle demiş üstad... Böylesine dobra bir ifadeye sık sık rastlayamayız. O yüzden, hepimiz iyi okuyalım bu satırları. İyi okuyalım ve tanıdığımız herkese de okutalım. Okutalım ki, günlerdir bilmiş bilmiş, "Hukuka karşı mı çıkıyorsunuz; hukuk bir gün herkese lazım olur" tekerlemesini tekrar edip duranlar, işin aslının ne olduğunu artık anlasın.

Bu davanın açılması için aylardır kulis yapanların, baskı kuranların, akıl fikir verenlerin planlarını görsün. "Her şey elden giderken", birşeyleri elde tutma ihtirasının, nasıl bütün Türkiye'yi ateşe verme gözü dönmüşlüğüne yol açabildiğini görüp ibret alsın.

Hayır, artık bu saatten sonra, hiçbir güç ne bu halka, ne de dünyaya bu davayı hukuk diye yutturamaz. Bu dosyanın özü İlhan Selçuk'un bu satırlarında gizlidir ve bu gerçek artık Anayasa Mahkemesi hakimleri de dahil bütün Türkiye tarafından bilinmektedir. O yüzden de ben daha ilk günden beri, en büyük ihtimalin Anayasa Mahkemesi'nin bu davayı reddetmesi olduğunu söylüyorum. Çünkü böyle bir yıkım psikolojisinin kaçı kimin tarafından atanmış olursa olsun, Anayasa Mahkemesi üyelerinin çoğunluğuna sirayet etmiş bir psikoloji olacağına ihtimal veremiyorum.

O yüzden de Pazartesi günü, Anayasa Mahkemesi'nin artık bu skandala bir nokta koymasını bekliyorum. Anayasa'nın bekçisi olması gereken bu kurum, Anayasa dışı rejim hevesleri içindeki gözü dönmüş bir kesim tarafından yazılan ve sahneye konmaya çalışılan kaos senaryolarına geçit vermemelidir.

"Her şey elden gidiyor" sözünde, tehlikeli olduğu kadar acıklı bir taraf da var. 83 yaşında bir "dava adamı"nın hayatının son demlerinde, bütün hayatı boyunca inandığı her şeyin fos çıktığını; kazandığını sandığı bütün iktidar kalelerinin avuçlarının arasından kayıp gittiğini görmesi bireysel olarak trajik gerçekten. Ama ne yapalım ki, siz olmayacak bir davaya "amin" demişseniz; bütün hayatınızı, bütün "doğruları" bilen küçük bir yönetici elitin koca bir halkı tepesinde sopa sallayarak "adam etmesi" davasına adadıysanız böyle hüzünlü bir sonu da hak etmiş olursunuz. İlhan Selçuk'un derin hayal kırıklığı bir devrin sonunun müjdecisidir. Yeni bir devir açılıyor Türkiye'nin önünde. Ve her beyhude çırpınış bu yeni döneme giden yolu biraz daha kısaltıyor.

bugün



Bu yazı 1,071 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 28 Eylül 2012 Susmak için artık çok geç
    • 24 Eylül 2012 Darbecilik mahkûm oldu
    • 21 Eylül 2012 7 adımda çözüm planı
    • 14 Eylül 2012 Libya
    • 25 Ağustos 2012 Kürtler'i PKK'dan korumak
    • 8 Ağustos 2012 Tehditle canlı kalkan olunur mu?
    • 30 Temmuz 2012 Suriye Kürdistanı
    • 2 Temmuz 2012 Zana kimi, neyi temsil ediyor?
    • 18 Haziran 2012 Kılıçdaroğlu Bahçeli'nin arkasına saklanıyor
    • 15 Haziran 2012 Olmayacak duaya amin
    • 11 Haziran 2012 Oslo süreci yeniden mi?
    • 8 Haziran 2012 Erdoğan-Kılıçdaroğlu görüşmesi
    • 4 Haziran 2012 Ses kayıtları
    • 30 Mayıs 2012 Parti kongreleri neden yapılır?
    • 21 Mayıs 2012 Sivil bayramlar dönemi
    • 11 Mayıs 2012 Yine mi?
    • 9 Mayıs 2012 Solun resmi tarihi
    • 25 Nisan 2012 Keşke CHP bölünse
    • 11 Nisan 2012 Kafası karışık bir Demirtaş
    • 9 Nisan 2012 Nizam-ı alem

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,820 µs