Son zamanlarda birkaç kez değinmek zorunda kaldığım “devletçi-seçkinci” zihniyeti hala tam olarak kavrayamamış olanlar varsa, NTV’de yayınlanan “Haydi Gel Bizimle Ol” adlı programda geçen diyaloglar buna en güzel örnek…
Pınar Kür, Müjde Ar ve Çiğdem Anad gibi belli bir entelektüel alt yapıya sahip olan isimlerin yanında programa estetik materyal ve konu mankeni olarak eklemlenen Aysun Kayacı, arka arkaya sarf ettiği veciz saptamalarla adını Türk Demokrasi tarihine altın harflerle yazdırmayı(!) fazlasıyla hak etti…
“Dağdaki çobanla benim oyum niye eşit olsun” gibi Antik Yunan Demokrasisi’ni çağrıştıran bir varsayımdan yola çıkan manken-filozof Kayacı, halkçı damar üzerinden hareketle solduyunun -aslında sağduyu diyeceğim ama böyle bir saptama üzerine Ercan Karakaş’la aralarının bozulmasından korkuyorum- en yetkin örneklerinden birini sergileyen Müjde Ar’la kendi çapında bir tartışmaya girişti.
Ancak tartışma, böyle veciz bir inciyle de sınırlı kalmadı.
Ardından, söz konusu tarihi açıklama, “ayak takımının iktidara getirdiği parti” olarak nitelediği AKP’ye kaydı ve söz düellosu geldi o bildik “Arabistan gibi olacağız” klişesine dayandı…
Hadi, hayatı boyunca yaşı kadar entelektüel içerimli kitabın kapağını açmamış, ufku ve temennisi yaşadığı “pembe Türkiye” ile sınırlı olan bu taşbebeğe fazla sözümüz yok…
Zaten eleştiri oklarına asıl hedef olması gereken de bu kızcağız değil!
Peki, bir dönem kıyısından köşesinden de olsa solculuğa ve halkçılığa bulaşmış olan Pınar Kür’ün verdiği desteği ne demeli?
Bu edebiyatçımızın da dediği gibi, açlıktan ve işsizlikten kırılanlar “köyü neredeyse, memleketi neredeyse orada otursunlar”…
Büyükşehirlere gelip avam bir kitle oluşturmanın ne gereği var ki…
Sahi, buna benzer bir tartışmayı yine 1970’lerin basınında yaşamamış mıydık?
Yoksa “halk İstanbul sahillerine hücum etti vatandaş denize giremiyor” manşetini unuttunuz mu?
Ne de olsa, bu kafaya göre “vatandaş” başka “halk” başka…
Kısacası, al Aysun’u vur Pınar’a…
İşte bu zihniyetin, devletçi-seçkinci bakış açısının en son versiyonu!
Beni asıl çileden çıkartan, AKP’nin iktidara gelişini ve aldığı oyları hala dinci kesimlerle sınırlandırmaya çalışma gayreti…
Oysa AKP, bal gibi de “aç sınıfın laneti” olarak siyaset sahnesinde vücut bulmuştur!
Eğer bu ülke, halka inen ve sınıf temelli politikalar üreten gerçek bir sol partiye sahip olsaydı, AKP de küçük bir grubun radikal yaftalı partisi olarak kalmaya mahkum olacaktı…
Yahu, bu tartışmalar zaten yersiz!
Feshedin şu ayak takımı halkı, olsun bitsin…
Elitlerimiz ve güzide vatandaşlarımız da rahat rahat yaşamlarına devam etsinler güzelim büyük şehirlerde.
Velhasıl işin özü bu!
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle