Bu hafta biraz Türkiye’deki internet haberciliği üzerine dertleşelim…
“Dertleşelim” kelimesinden “yakınma” anlamı çıkarmayın…
Tersine, internet medyası ülkemizde “klasik” basının üzerinde bir güce erişme yolunda ilerliyor.
“Büyükler” de bunun farkında! Bakın, KanalD haber istisnasız hergün ve bangır bangır izleyicilerini sanal ortamına davet ediyor.
Türkiye’nin çok izlenen kanallarından biri bunu neden yapsın?
Neticede elinizde televizyon var ve kendinizi inandırdığınız kabullere göre halka ulaşmakta daha etkin bir güç yok!
Bunun sebebi ister TV olsun isten gazete, herkesin internet medyasının yükselişinin farkında olması.
Her gazetenin ve anlaşılıyor ki yakın gelecekte TV’lerin birer internet haber ortamı olacak.
Ürettikleri haberleri birebir buraya aktaracaklar… Marka tanınmışlığı ve adresin duyurulması kabiliyetleri daha çok olduğundan, avantajlı olduklarını da düşünüyorlar.
Tabii bu pek doğru değil…
Türkiye’de tek tek saymaya kalkarsanız, yüzlerce haber sitesi var. Ama bunların ancak 20 tanesi “izlenebilir”.
Şimdi isim verip, “unuttuklarımızı” kırmak istemeyiz. Ama herkes birbirini biliyor. Türkiye’de internet ortamında kalburüstü 20 site ya vardır ya yoktur.
Hele hele, arkasında bir basın kuruluşu olanları çıkarıp, “bağımsız” olanları listelerseniz, bu sayı daha da azalır.
Biz yine de 20 sayısında sabit kalalım. Bu sitelerin 20’ye sokulması hangi kıstasa göre yapılıyor?
Tabii yine söyleye söyleye tüketemediğimiz “rating” rakamlarına, siteye giren okur ve tıkladıkları haber sayısına göre.
Peki bu önemli mi? Önemli çünkü reklam istemeye gittiklerinde bu rakamları söylüyorlar.
Ama okur açısından önemi ne?
Bu sorunun yanıtı bize göre üzerinde durulması gereken bir mesele. Çünkü okur açısından bunun önemi hiç yok.
Okur bir haber sitesine girdiğinde, beğendiği bir haberi tıklıyor ve okuyor. O sırada sitenin sayacı kaç yazdı diye düşünür mü?
Yani kısaca “hizmet”le ilgileniyor. Hizmet ne? Haber, yorum, analiz ve görülmeyeni, geleceği söylemek.
İş bu noktaya geldiğinde iyibilgi ortaya çıkıyor. Çünkü ister kabul etsinler ister etmesinler, en iyi siz biliyorsunuz ki, Türkiye’deki haber portallarının büyük ekseriyeti gazetecilik falan yapmıyor.
Gazetelerdeki, ajanslardaki, diğer sitelerdeki haberleri kopyalayıp yapıştırıyor.
Esasen bunu yapmaktan başka şansları da yok. Çünkü ellerinde bu kalibrede gazeteci yoğunlukla bulunmadığı gibi, sektöre “sağlam” gazeteciler de yetiştir(e)miyorlar.
Konu onlar için basit. Bir site kurarsınız, sağdan soldan bulduğunuz haberleri dizersiniz, ara sıra reklam alırsınız, tamamdır.
Lütfen söylediklerimizi yanlış anlamayın. Bir “rekabet” duygusu içinde aynı iş kolundaki dostlara sataşmak için söylemiyoruz.
Ama bu yöntemler sonuç vermez. Sektör gelişemez. Eleman bulamazsınız. İyibilgi’ye yeni gelen bir stajyer muhabire biz önce “gazete okumayı” öğretiyoruz.
Bu işin “A”sı bile değildir. Bu genç arkadaşımız, yetişecek, muhabir olacak, kıdemli muhabir olacak, Türkiye ve dünyayı anlamaya, hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını sezmeye başlayacak, yani “burun” kazanacak, sonra yazmayı, editörlüğü, haberi oluşturmayı öğrenecek.
Kim yapıyor bugün bunları internet medyasında? Klasik basında bile yok artık.
Bazen haber sitelerinin editör sayfalarında, o haber portalının kaç kişi tarafından izlendiğini söyleyen yazılara rastlıyoruz.
Dost nasihatı kabul edin… Tamamen palavra. Öyle rakamlar veriyorlar ki, bilmesek inanacağız. Bu rakamları biz de görüyoruz.
Dünya sıralamasında 150 bin site gerimizde olan medya kanallarının verdiği rakamlar, çoğu zaman en çok izlenen siteleri bile aşıyor.
Şükür iyibilgi’nin bu derdi hiç olmadı. Okurumuzu biliyoruz, okurumuz da bizi biliyor.
Ama bakın biz size bir rakam verelim. Rating falan değil. Türkiye’de bir haber sitesine girdiğinizde ne kadar süre burada kaldığınızın hesabı tutulur.
En çok izlenen, okur sayısı en yüksek sitelerde bile bu oran 5-6 dakikayı aşmaz ki çok iyidir. Merak edenler Google’dan bile rakamlara ulaşabilir, açıktır.
İyibilgi’nin rakamını meslekten kime söylesek donup kalıyor. Dünyada bile emsali azdır. 13.5 dakika!
Yani sizler kitap okur gibi iyibilgi okuyorsunuz!
Bundan daha büyük mutluluk ve başarı olabilir mi?
Bir şirket sırrını daha paylaşalım sizinle…
“İyi kalple” söylüyoruz ki rating falan umurumuzda değil. Tabi bunu söylüyoruz diye “daha çok izlenmek umurumuzda değil” anlamayın.
İyibilgi ne kadar çok okura ulaşırsa o kadar mutlu oluyoruz. Bu ülkeye ve sizlere basit bir katkı yaptığımızı varsayıyoruz.
Kriz dönemlerinde ya da kritik bir olay olduğunda tüm haber sitelerine ilgi artar. Genellikle yüzde 20 oranında bir izlenme artışı olur.
Ama iyibilgi’de durum farklı! Yüzde 300!
Çünkü iyibilgi okurları kadar, diğer okurlarımız da “krizin gerçek yüzünün”, “olayın perde arkasının” ve “nasıl yorumlanması” gerektiğinin iyibilgi de olduğunu bilir.
Haberi öğrenmek bir şeydir, “ne oluyor” sorusunu yanıtlamak başka şey.
İşte iyibilgi başarısının ardında bir sır var ise, biraz da budur. Kesip yapıştırmıyoruz, kesip altına bakıyoruz.
İyibilgiler olsun…
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle