En Sıcak Konular

Uğur Dolgun



Uğur Dolgun
0 0 0000

Önümüzdeki yerel ve genel seçimlerin sonucu zaten belli…



AKP’nin siyasi yelpaze içindeki yeri muhafazakar-liberal olarak tanımlanabilir…

Bu tanımlama, zaten sakat doğmuş olan -ve her geçen gün giderek “normal”den daha da uzaklaşan- Türk siyasası için belli bir anlam ifade etmekle beraber, içinde bazı çatışmaları da taşır…

Konu, Sosyal Güvenlik Reformu Tasarısı’nın bir türlü halledilemediği bir ülkenin geleceği için ayrıcalıklı bir önem taşımakta…

***

En genel bakış açısıyla; liberalizm özel teşebbüs ve serbest piyasa ekonomisi üzerine temellenirken, muhafazakarlıksa aile ve cemaat gibi birimlerden hareketle toplumsallık fikri üzerinde hayat bulur. Doğası gereği savunmacı bir karakteristiğe sahip olan ve sosyal devlet anlayışına birçok noktada daha yatkın olan muhafazakarlık, bu açıdan minimal devlet düşüncesini ön plana çıkaran liberalizmle karşıt kutupları temsil eder…

Liberal anlayış, çalışanların ödemiş oldukları primler yoluyla elde ettikleri sosyal güvenceleri, özgür sözleşme düzeni içinde konumlandırır. Bu noktada herhangi bir sorun yok. Ancak söz konusu alan yoksullukla mücadele yöntemlerine gelince, burada genellikle pasif ve çekingen bir tutum içine girer. Çünkü müdahale, piyasa mantığı ile çelişmektedir…

Zaten bu alan da, ya toplumsal düzenin korunması noktasında öne çıkan muhafazakar ideolojinin ya da sosyal hak ve adalet misyonunu temel alan sosyal demokrat anlayışın ilgi alanı içindedir…

Sol ideolojilerin, özellikle Doğu Bloku’nun yıkılması ve küreselleşmeyle birlikte -diğer ülkeler gibi- Türkiye’de de ağırlığını kaybettiği ve kendini piyasa içinde yeniden üretme uğraşı içine girdiği günümüzde, sorun özellikle Doğululuk ve Akdenizlilik kimliklerini taşıyan gelişmekte olan ülkelerde daha da ciddi bir hal almaktadır…

Özellikle Doğu Bloku’nun yarattığı mahalle baskısı(!) ve mevcut sosyo-ekonomik koşullar nedeniyle İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra altın dönemlerini yaşayan sosyal devlet anlayışı, kabul edildiği üzere günümüzde artık miadını doldurmuştur. Ortaya çıkan boşluğu ise, kendi yöntemleri ile muhafazakar-liberal sistemler doldurmaktadır.

Muhafazakar-liberal anlayış da, yoksullukla mücadelede kamu müdahalesi yerine sosyal dayanışmayı temel alan geleneksel kurumları ve onları tamamlayan modern hayır işlerini öne çıkartmaktadır…

Bunun daha açık ifadesi de, genel ve yerel seçimlerde AKP’nin başarısı yorumlanırken, kamuoyuna sadaka ekonomisi ya da belediyeler eliyle sadaka kültürü şeklinde yansıyan yardımlardır…

Sosyal devlet anlayışının artık işlevini tümüyle yitirdiği ve sosyal politikaların da yetersiz ve güdük kaldıkları noktada, bu eksikliği yerel idareler ile -daha çok dini içerikli- sivil toplum kuruluşlarının gerçekleştireceği sosyal yardımlar dolduracaktır…
Başka bir çözüm yolu yok…

***

Yaklaşık 55 milyon kişiyi kapsayan ve çözümsüzlük dışında bir şey ortaya koyamamış olan -bu arada, Tuzla’daki ardı arkası kesilemeyen işçi katliamları nedeniyle Sayın Çelik’in hem Bakanlığının hem de kendisinin beceriksizliğini kameralar karşısında ilan etmek zorunda kaldığını da hatırdan çıkarmamak kaydıyla- Sosyal Güvenlik Reformu Tasarısı’nda, bahsettiğimiz duruma aykırı olarak devrimci nitelikte değişikliklerin söz konusu olmadığını zaten artık herkes biliyor…

O zaman, önümüzdeki yerel ve genel seçimlerin sonucu da şimdiden belli…

Herkese hayırlı olsun!



Bu yazı 1,489 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 25 Eylül 2008 Asabı bozuk bir adamın portresi…
    • 18 Eylül 2008 Basını bekleyen tehlike?
    • 11 Eylül 2008 Yetenek önemli tabii!
    • 8 Eylül 2008 Başbakan tarihi gerçekleri de göz önüne almalı
    • 2 Eylül 2008 Biri hepimizi gözetliyor…
    • 25 Ağustos 2008 Büyükşehirlerdeki aşiretler ve terör!
    • 16 Ağustos 2008 Kontrolsüz güç!
    • 7 Ağustos 2008 Alın size Ergenekon yazısı…
    • 28 Temmuz 2008 32 kısım tekmili birden…
    • 11 Temmuz 2008 Gündemi tatil sonrasında okumak (ya da okuyamamak…)
    • 23 Haziran 2008 Tatil düşleri…
    • 16 Haziran 2008 Önümüzdeki yerel ve genel seçimlerin sonucu zaten belli…
    • 11 Haziran 2008 Giderek DP’leşen AKP’yi kim kurtaracak?
    • 6 Haziran 2008 Ya istiklal ya…
    • 3 Haziran 2008 Peki, ya sonuç?
    • 27 Mayıs 2008 Aileden Sorumlu Devlet Bakanı nerede?
    • 19 Mayıs 2008 19 Mayıs’ta İngiltere Kraliçe’sinin ziyaretini değerlendirmek
    • 15 Mayıs 2008 Magandalardan lahmacun cinayeti…
    • 10 Mayıs 2008 “Dindar” değil “dinci” olunca…
    • 6 Mayıs 2008 Siyasi istikrar…

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,764 µs