En Sıcak Konular

Bülent Korucu


Bülent Korucu
0 0 0000

Turnusol kâğıdı olarak Ergenekon



Yeni bir erteleme olmazsa bugün, Ergenekon terör örgütü soruşturmasının iddianamesi açıklanacak. Dosyanın genişliği, tarihi ve coğrafi kapsamı göz ardı edilerek yapılan gecikme eleştirileri herhalde son bulur.
Eleştiri sahiplerinin, Adliye'nin iş yükünü ve son yıllarda ideolojik nedenlerle tıkanan hakim savcı alımını dikkate almasını beklemiyorum. Zira büyük çoğunluk için gecikme, soruşturmayı topa tutmanın kolay yoluydu. Hal böyle olunca insaf ve objektiflik beklemek saflık olur. 'Gözaltılarla kamuya mal olmuş kişileri rencide ediyorsunuz, çağırsanız hepsi gelir, ifade verir' tezi çöktü. Eski milletvekili Turhan Çömez ve emekli Tuğgeneral Levent Ersöz yurtdışına kaçtı. Savcı doğru yapıyormuş deyip, özür dileyen gördünüz mü?

Ancak haklarını teslim edelim, savunma saflarında gözle görülür değişiklikler var. Düşünsenize, 'iddianameyi görmeden zinhar haber yapmayız' diyenler manşet atmaya başladı. Komşular pazarda görsün nevinden, kokmaz bulaşmaz cinsinden olsa bile önemli bir gelişme. Baskınlarda ele geçen belgelerle ilgili kozmik yalanlar başlığını tercih eden, gözaltıları 12 Mart darbesinin işkence evi Ziverbey'e benzeten zihniyetin aldığı mesafe küçümsenmemeli. Bu tavır değişikliklerini iki genelkurmay başkanına borçlu olduğumuzu düşünüyorum. Şimdiki başkan Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın, Şener Eruygur ve Hurşit Tolon paşaların gözaltına alınmalarına direnmemesi önemliydi. 'Türk Silahlı Kuvvetleri suç örgütü değildir. Suç işleyenler varsa ayıklanır ve cezasını çeker' tavrı ve gözaltına alınmalar sonrasında yapılan hukuk vurgusu, jeton düşüren ilk hamleydi. Soruşturma kapsamındaki yüksek bürokratların 'bize kimse dokunamaz' havası inince, 'gönüllü avukatlar' çıplak gerçekle karşı karşıya geldi. Önceki Genelkurmay Başkanı emekli Org. Hilmi Özkök'ün iddiaları yalanlamayan açıklamaları, umutlara son darbe oldu. Dostoyevski'nin Suç ve Ceza'sına atıflar yapan Özkök Paşa, 'Suç varsa cezasını çekmek insanı rahatlatır.' cümlesini hukuk vurgusu ile güçlendiriyor.

Gizli tanıkların varlığı da eklenince güçlü bir iddianameyle karşılaşma ihtimali arttı. İddianamenin muhtevası elbette önemli, ancak sembolik anlamı hepsinin ötesinde. Türkiye, Susurluk Skandalı'nda fırsatı iyi kullanamadı. Devlet, içinde çeteleşmiş ve konumlarını kötüye kullanmış memurlarını yargı önüne çıkaramadı. Kırık kol yen içinde bırakılarak, kangrenleşmesine sebep olundu. Kutlu Savaş'a hazırlatılan raporun bazı bölümleri 'devlet sırrı' gerekçesiyle sansürlendi, hukukun işlem yapmasına izin verilmedi. Şimdi ilk defa hukuk bizzat devreye girerek icra bürokrasisinin örtbas ihtimalini bertaraf etmiş oldu. Zannedilenin aksine soruşturmanın siyasetin inisiyatifinde yürümemesi de büyük şans. Zira önceki örnekler, siyasetin anlaşma yoluna giderek örtbasa yardımcı olduğunu gösteriyor. Sadece Savaş'ınki değil, bir dönem havalarda uçuşan MİT raporlarının akıbeti de kocaman bir hiç olmadı mı? Meclis'te bekleyen Ufuk Uras'ın darbe araştırma önergesi yeterince fikir verici değil mi?

Soruşturmada yanlış yapılan şeyler de vardı. Mesela bence isim olarak Ergenekon seçilmemeliydi. Örgütün kendisine verdiği isim bu olabilir. Başlangıç noktasına atıf yapılması gerekirdi. Ergenekon'u emekli bir grup memurun konken partisi sananlar ve bunu pompalayanlar var. Ümraniye'de yakalanan el bombaları, bunların Cumhuriyet Gazetesi'ne atılanlarla irtibatı, üzerlerinde tespit edilen parmak izleri, bombacıların aynı zamanda Danıştay katilleri olması unutturulmamalı.

zaman



Bu yazı 973 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 28 Eylül 2012 Emri verenle alan bir olur mu?
    • 11 Eylül 2012 Siyasette sonuçsuz arayışlar
    • 4 Eylül 2012 PKK'yı kim cesaretlendiriyor?
    • 3 Ağustos 2012 Özkök Paşa'nın tarihî tanıklığı
    • 31 Temmuz 2012 Kılıçdaroğlu, koltuğunu sağlamlaştırdı
    • 27 Temmuz 2012 Anketler ne diyor?
    • 6 Temmuz 2012 Ahmet Şık, Ahmet Şık'ı yalanlıyor
    • 26 Haziran 2012 Karayılan söyledikleri mi kaçırdıkları mı?
    • 15 Haziran 2012 Özal'ın ölümü aydınlanacak mı?
    • 22 Mayıs 2012 Anayasanın dili
    • 11 Mayıs 2012 Başkanlık Türkiye'de uygulanabilir mi?
    • 8 Mayıs 2012 CHP'de yerel seçim mücadelesi
    • 4 Mayıs 2012 AİHM, mahkemeyi ibra etti
    • 17 Nisan 2012 Balyoz'da acı fren!
    • 27 Mart 2012 Balyoz'a ABD'den destek gelmiş!
    • 16 Şubat 2012 MİT tartışmasındaki toz bulutu
    • 8 Şubat 2012 Dindarların talebi özgürlük
    • 3 Şubat 2012 CHP'liler dama oynuyor
    • 31 Ocak 2012 CHP'de anomali doğumun yan etkileri
    • 20 Ocak 2012 Mahkeme aslında 'örgüt var' diyor

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,113 µs