En Sıcak Konular

Emre Aköz


Emre Aköz
0 0 0000

Kadeh kafalı



Bunların dediğini bir çocuk söylese, sıkı bir fırça yer! Halbuki en azından üniversite mezunu, koca koca insanlar. İçlerinde akademik unvan kazanmışlar dahi var.
Önce dediler ki: " Başbakan Erdoğan içkili bir balık lokantasına gitsin. İçinde portakal suyu olan kadehi diğer müşterilere doğru kaldırarak 'Şerefe!' desin."
Böylece kutuplaşan Türkiye'deki gerilim azalacakmış!

Başbakan geçen gün İstanbul Rumelikavağı'daki 'Balıkçı Kahraman' adlı lokantaya gitmiş. Müşterilerle sohbet etmiş. Şimdi bunu bir ' gelişme' olarak görüyorlar. " Tamam 'kadeh kaldırmadı' ama içkili balık lokantasına gitti, aman ne hoş " diyorlar.
Gel de 'okkalı' bir laf etme.
Neyse, ağzımızı bozmayalım.
İki yıl önceki bir haberi hatırlatmakla yetinelim. Mızıkçılık etmesinler diye de haberi 25 Ekim 2006 tarihli Hürriyet gazetesinden alıyorum. Okuyalım:
"Erdoğan'ı taşıyan tekne Kızkumu ve Turgut Koyu'nu dolaştıktan sonra ( Marmaris'teki ) Selimiye Koyu'na geldi. Erdoğan, Sardunya Restaurant'ta yemek yedi. Restorana gelen köylülerin sorunlarını dinleyen Erdoğan, elini öpen çocuklara 10'ar YTL bayram harçlığı verdi." (DHA)
Hürriyet'te yok, diğer yayınlardan ben ekleyeyim: Lokantadaki müşterilerle de sohbet eden Başbakan, ızgara lagos balığı yedi.

Devam edelim mi? Edelim.
Diyelim ki iki yıl önceki bu haber unutuldu. İyi ama sadece üç ay önceki Hürriyet'te ( 24 Mayıs 2008 ) o haberin devamı var.
Kıyıya çıkarken zorlandıkları için, Başbakan Erdoğan, Selimiye'ye doğru dürüst bir iskele yapılmasını istemiş. İşte o iskelenin inşaatı mayıs ayında bitirilmiş.
Bu haberi de aldım. Çünkü haberde, Selimiye'nin ünlü " içkili balık lokantası " Sardunya'da iki yıl önce yenen o yemeğe de ayrıntılı atıf var.


Demek ki neymiş? İnancı gereği alkol almayan Başbakan, içkili balık lokantasına çoktan beri gidermiş.
Yani ortada yeni bir durum, bir 'gelişme' filan yokmuş. Olay sadece kafayı içki kadehine takanların abuklamasından ibaretmiş.
Kendi tuttukları partiye oy vermeyenleri 'bidon kafalı' ilan ediyorlar ya; bunlar da 'kadeh kafalı' işte. Biraz bulanık işliyor.
Onlara tavsiyem, benim gibi yapıp, çalışırken içmemeleri. Önce iş bitsin, sonra 'Şerefe!'

 Kadın giyiminin en önemli yeri neresi?
Yapı Kredi Yayınları'nın entelektüel dergisi Cogito, son sayısında giyim kuşamı incelemiş. 'İnsan Giyinir' başlıklı dosyada ilginç bir anekdot yer alıyor.
Kadın modası üzerine çalışmakta olan Roland Barthes, 1959 yazında, tez yönetmeni olması için dilbilimci Andre Martinet'e başvuruyor.
Barthes, yemek sırasında Martinet'e soruyor: " Kadın giyiminin, modasının en önemli, en anlamlı yeri sizce neresidir? "
Bu soruda daha çok cinsel çağrışımın vurgulandığını sanan Martinet, hiç duraksamadan, " Bacaklar elbette " diyor, " yani çoraplar, ayakkabılar ."
Göstergebilimin (semiyoloji) gelişimine ileride büyük katkıda bulunacak olan Barthes karşı çıkıyor.
Semiyoloji açısından bacak ve ayakların zengin bir malzeme sunmadığını söylüyor: Bacak ya çoraplıdır ya çorapsız. Çoraplar ya dikişlidir ya dikişsiz. Ayakkabılar da ya topukludur ya topuksuz.
Barthes'a göre asıl anlamsal çeşitliliği hangi giyim kuşam öğesinin yarattığını yarın yazarım. Bu arada siz de düşünün.

sabah



Bu yazı 1,256 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 23 Ağustos 2012 Yeni Anteplere dikkat!
    • 28 Haziran 2012 Suriye aynı zamanda Rusya'dır!
    • 21 Haziran 2012 Bunlar bizi kandırıyor
    • 23 Mayıs 2012 Tek emperyalist ABD mi?
    • 15 Mayıs 2012 Silivri izlenimleri (1)
    • 10 Mayıs 2012 Başkanlık sistemi: Valiyi halk mı seçecek?
    • 6 Mayıs 2012 Aşk olmadan meşk olur mu?
    • 3 Mayıs 2012 Çelişik mesajlar kafa karıştırıyor
    • 27 Nisan 2012 27 Nisan'ın da hesabı sorulacak mı?
    • 24 Nisan 2012 Stalinci olmak suç mu, değil mi?
    • 3 Nisan 2012 PKK'nın vesayet aracı KCK
    • 16 Mart 2012 Aleviler neden Sivas'ı 'yaptıranları' görmek istemez?
    • 9 Mart 2012 Hani kadınları eve kapatacaklardı?
    • 22 Şubat 2012 Seçilmişler, atanmışların kulu değil... Ya seçenler?
    • 16 Şubat 2012 Krizler bitmeyecek
    • 14 Şubat 2012 O ajanlara bir de böyle bakın
    • 10 Şubat 2012 2014 kavgası
    • 8 Şubat 2012 Kemalistler ve İsrail lobisi
    • 5 Şubat 2012 Müsamere kardeşliği
    • 25 Ocak 2012 Kemalistlerin baba kompleksi

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,132 µs