En Sıcak Konular

Gülay Göktürk


Gülay Göktürk
0 0 0000

Şehirlerimizi darbecilerden temizleyelim



Yazının başlığını İhsan Dağı'nın Zaman'da çıkan yazısından aldım. O da ilhamını İzmir İl Genel Meclisi'nin kararından almış.

İzmirliler'in aldığı o tarihi kararı ne kadar kutlasak, ne kadar övsek azdır.

Bir şehir meclisi, çeyrek yüzyıldır yargının, Meclis'in, düzinelerle siyasi partinin yapamadığını yaptı: 12 Eylül ve Kenan Evren isimlerinin okullardan silinmesini karara bağladı. Şimdi sıra İl Milli Eğitim Müdürü'nün yerel yönetimin aldığı bu kararı hayata geçirmesine kaldı. Ben, "Hayır, Anayasa suçu işlemiş bir darbecinin adı okulumuzda kalsın" diye savunabilecek bir milli eğitim müdürü düşünemiyorum.

Evet, İzmir'in demokrat yerel yöneticilerinin bu tarihi inisiyatifi bize ilham vermelidir. Dağı o yazısında, sonuna kadar katıldığım bir çağrı yapıyor. Bu yerel seçimlerin demokrasiyi yerelden başlayarak işletmek için önemli bir fırsat olduğunu, darbeler ve darbecilerle hesaplaşmaya da yerelden başlayabileceğimizi söylüyor ve şöyle devam ediyor:

"Aslında bırakın okulları, tüm şehirlerimizi 'darbe artıkları'ndan temizleyebiliriz. Darbecilere karşı savcıları harekete geçemeyen, mahkemeleri işlemeyen, yani darbecilerle hukuk yoluyla hesaplaşamayan bir toplum en azından 'toplumsal alanda' darbelerin ve darbecilerin izlerini silmelidir. Okullarda başlayan bu temizlik hareketi mahalle ve sokak isimlerini de kapsayabilir; herkes mahallesini, sokağını, okulunu darbe ve darbecilerin isimlerinden kurtarabilir. Toplumsal hafızaya ve fiziksel mekâna işlenen sinsi 'meşrulaştırma' girişimlerine de böylece bir son verilir. Bu mümkün; içimize sindirilmiş militarizmle yüzleşmek ve hesaplaşmak için demokrasi bir imkân çünkü."

x                     x                      x

Açıkça söyleyeyim: Darbeler ve darbecilerle ilgili olarak beni şimdiye kadar en çok rencide eden şey meclislerin üstüne düşeni yapmaması, yargının kolunu kıpırdatmaması olmadı. Yargının ve seçilmiş yöneticilerin darbe hukukuyla böyle sarmaş dolaş yaşamaya devam edebilmeleri, Anayasa'nın darbecilerin yargılanmasını engelleyen maddesinin varlığı elbette ki tam bir rezaletti  ama, benim asıl kabullenemediğim şey darbecilerin halk nezdindeki itibarıydı.

Nasıl oluyordu da 1.6 milyon kişinin fişlendiği, 650 bin kişinin gözaltına alınıp on binlerce gencin işkenceden geçtiği ve 170 kişinin işkence sonucu öldüğü bir dönemin bir numaralı sorumlusu on yıllardır aramızda büyük bir saygı ve sempati halesi içinde yaşamaya devam edebiliyor, şirin bir dede edasıyla resim yapıyor, eski bir devlet adamı olarak saygı görüyor, kendisinden çeşitli politik konularda görüş alınıyordu. Aslında Anayasa'yı ihlalden yargılanması ve mevcut demokratik nizamı silah zoruyla yıkmaktan cezalandırılması gereken bir kişiye doğum günü partileri düzenlenip uzun ömürler dileniyordu.

Asıl vahim olan ve aslında siyasetin de yargının da darbeyle ve darbecilerle bu kadar pişkince uzlaşabilmesine yol açan da buydu.

Kenan Evren'in bunca yıl aramızda "akil adam" pozlarında dolaşabilmesi, "tonton dede" imajıyla halkın sempatisini kazanmış olması, her şeyden önce bizim toplum olarak demokrasi bilincimizin yerlerde süründüğünü gösteriyordu.

Bu ülkede yaşanan bütün askeri darbeler gücünü halkın içindeki güçlü totaliter eğilimlerden aldı. Darbeciler, o eğilime güvenerek darbeye kalkıştı ve o eğilim sonucu yargılanmak bir yana, yıllarca kahraman olarak ortada dolaştı. Siyasetçiler aynı eğilim yüzünden darbe Anayasalarını bir türlü değiştirmedi. Darbeciler hakkında iddianame yazan savcılar bu yüzden görevinden alınıp haklarında dava açılabildi.

İşte şimdi, üç buçuk darbeden sonra nihayet, İzmir İl Meclisi'nin kararıyla, toplumda bir şeylerin değiştiğine tanık oluyoruz. 

Bir şehir, darbecilerin isimlerini sokaklarından, okullarından silmek için harekete geçiyor. Bu, şimdiye kadar bir şehirde girişilmiş en hayırlı temizlik harekatıdır. 

Bu karar geleceğin darbecileri için en büyük tehlike sinyalidir. Eski ve yeni bütün darbecileri kahredecek olan bilinç işte budur.

İzmir'den yükselen bu bilinç bütün Türkiye'ye yayıldığı, bir kampanyaya dönüştüğü zaman Ergenekon Paşaları da mahkemeden önce halkın vicdanında mahkum edilmiş olacaktır.  

bugün



Bu yazı 1,011 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 28 Eylül 2012 Susmak için artık çok geç
    • 24 Eylül 2012 Darbecilik mahkûm oldu
    • 21 Eylül 2012 7 adımda çözüm planı
    • 14 Eylül 2012 Libya
    • 25 Ağustos 2012 Kürtler'i PKK'dan korumak
    • 8 Ağustos 2012 Tehditle canlı kalkan olunur mu?
    • 30 Temmuz 2012 Suriye Kürdistanı
    • 2 Temmuz 2012 Zana kimi, neyi temsil ediyor?
    • 18 Haziran 2012 Kılıçdaroğlu Bahçeli'nin arkasına saklanıyor
    • 15 Haziran 2012 Olmayacak duaya amin
    • 11 Haziran 2012 Oslo süreci yeniden mi?
    • 8 Haziran 2012 Erdoğan-Kılıçdaroğlu görüşmesi
    • 4 Haziran 2012 Ses kayıtları
    • 30 Mayıs 2012 Parti kongreleri neden yapılır?
    • 21 Mayıs 2012 Sivil bayramlar dönemi
    • 11 Mayıs 2012 Yine mi?
    • 9 Mayıs 2012 Solun resmi tarihi
    • 25 Nisan 2012 Keşke CHP bölünse
    • 11 Nisan 2012 Kafası karışık bir Demirtaş
    • 9 Nisan 2012 Nizam-ı alem

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,037 µs