En Sıcak Konular

Deniz Ülke Arıboğan


Deniz Ülke Arıboğan
0 0 0000

Türk kimliği üzerine



Duyamamak mı, duymamak mı, duyduğunu anlamamak mı, duyduğunu anlamamazlıktan gelmek mi, yoksa duyduğunu bilerek çarpıtmak mı daha ciddi bir eksikliktir bilemiyorum, lakin 'açılım' bir sağırlar diyaloğuna dönmek üzere.  Kavramlar ucube haline getiriliyor, istismar ediliyor, içi boşaltılıyor, sonra herkesin gönlüne göre yeniden dolduruluyor. Şöyle dikkatlice baksanız, herkes sanki aynı şeyi istiyor, ama farklı kelimelerle söylüyor gibi.
Tüm partilerin dilinde bir barış-kardeşlik sloganı. Herkes akan kan dursun, silahlar sussun, halkımız geleceğe dönsün yüzünü istiyor ama kimse kimseyi duymuyor. Nerede takılıyoruz dersek, önce kavramlardan başlamak gerek diye düşünüyorum.
Anayasadaki 66. madde yani 'Türkiye Cumhuriyeti'ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür' saptamasından başlayalım. Bu bir görüşe göre Türk etnisitesini diğer etnisitelerin üzerine çıkarıp hepsini yok sayan ve kendi şemsiyesinin altında eritip tüketen, yani ırkçı bir söylem (gündelik tabiriyle ırkçı sözünü kullandım). Bir başka görüşe göre ise, bu madde tam da ırkçı söylemin karşısında duran ve Türklük kavramını tüm etnisitelerin dışına atıp, etnik Türklükten de soyutlayıp, anayasal bir kimlik üreten son derece modern bir yaklaşım. Bu bakışa göre madde kısaca şunu söylüyor, Türk olmak için Türk (etnik manada) olmak zorunda değilsin, vatandaşsan eşitsin ve herkesle aynı haklara sahipsin.
Burada temel sorun Türk kavramının hem Türkiye'nin tüm vatandaşlarını tanımlaması hem de aynı zamanda etnik, kavmi bütünlüğü olan bir insan topluluğunun sınırlar ötesine taşan ortak tanımı olması. İkinci tanımda örneğin Türkmenler de, Azeriler de, Doğu Türkistanlılar da Türk ve Türklerin dünya sathındaki etnik büyüklüğü Dünya Bankası verilerine göre 21. yüzyıl başı itibarıyla 180 milyon civarında.
Bu manadaki 'Türk' kavramı özellikle Sovyetler Birliği'nin dağılması ile birlikte daha da belirginleşti ve bir Türk dünyası söylemi popülarite kazandı. Türklük olgusu daha ziyade bu içerikte kullanıldıkça, TC vatandaşlığının çerçevesini çizen Türklük kavramı da sorunlu hale gelmeye başladı. Özellikle etnik kimliği zaten belirgin olan Kürt nüfus, kendisini bu çerçevenin dışında hissetmeye başladı. Önceki Kürt isyanlarının gerçek manada birer kimlik ayaklanması olduğu tartışmalıdır, ancak son 30 yılın çatışmalarında bu talep giderek daha da belirginleşti. Türkiyeli ama Kürt olmak istekleri öne çıktı. Lakin bu talep PKK terörizminin yarattığı şiddet atmosferi nedeniyle kendini gösteremedi bile. Ortada kan vardı.
Bu gelişmeyi besleyen bir başka damar da uluslararası ortamdaki sosyolojik değişimdi. 21. yüzyıl bir alt kimlikler çağıydı. 19. ve 20. yüzyıllar boyunca 'ulus' kimliklerinin altında toplaşan insan toplulukları, yeni liberal rüzgarların da etkisiyle kendilerini etnik, mezhepsel kimlikleri ile tanımlar hale geldiler. Ulus-devletlerin formatı değişti, ideolojik bloklaşmalar yıkıldı ve yeni düzende eski kavramlar sorunlu hale geldi.
Şimdiki sıkıntılar eski düzenin hatalı olmasından kaynaklanmıyor yanlış anlamayın. O zamanın ruhu onu gerektiriyordu, şimdiki zamanın ruhu ise adaptasyon gücüne ihtiyaç duyuyor. Neyin neden kaynaklandığını bilmek ve ona göre önlem almak durumundayız.
Hedefimiz devletin bölünmez bütünlüğünü mü korumaktır? Yoksa 'devletin bölünmez bütünlüğünü mutlaka 20. yüzyılın formatları içerisinde mi korumaktır?'
İnsan değişkense ulus da değişken bir sosyolojik fenomendir. Tercihleri değişir, tanımı değişir, içeriği değişir. Bir İskoç, İskoçya'da bir başka devletin vatandaşı ve bir başka ulusun ferdidir, ABD'de yaşıyorsa bir başka ulusa mensuptur.
Devletin yapısı ile ulusun yapısı uyumlu olmak durumundadır. Büyük bir devlet istiyorsanız, halkınızı küçültecek, daraltacak, tek tipleştirecek ulus tanımları yapamazsınız. Ama tek bir bayrağın ve gelecek tasavvurunun altında herkesi toplayabilirsiniz. Yeter ki, birbirimizi duymaya, dinlemeye, anlamaya çalışalım.

 akşam



Bu yazı 1,225 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 21 Eylül 2012 Düşünce ve ifade özgürlüğünden nefret söylemine
    • 17 Eylül 2012 Ciddi bir temizlik harekatı yapılıyor
    • 31 Ağustos 2012 Terörle mücadele meselesi!
    • 29 Ağustos 2012 Neymiş bu sıfır sorun?
    • 27 Ağustos 2012 Suriyeli mülteciler ve tampon bölge
    • 17 Ağustos 2012 Hüseyin Aygün'ün kaçırılması konusu
    • 13 Ağustos 2012 Türkiye'de iç siyasetin dönüşümü
    • 3 Ağustos 2012 Dünya nereye gidiyor?
    • 4 Temmuz 2012 Kürt sorunu mu?
    • 8 Haziran 2012 Kılıçdaroğlu-Erdoğan görüşmesi
    • 6 Haziran 2012 Suriye'de son tango!
    • 2 Mayıs 2012 Yeni Ortadoğu'nun İsrail'i
    • 20 Nisan 2012 Dış politikada ilkeler
    • 28 Mart 2012 Nükleer Güvenlik Zirvesi ve Suriye
    • 23 Mart 2012 Ekonomik kriz milliyetçiliği besleyecek mi?
    • 21 Mart 2012 Afganistan ne için?
    • 7 Mart 2012 Putin'in üçüncü dönemi
    • 22 Şubat 2012 Xi Jinping Türkiye'de!
    • 10 Şubat 2012 Devlet devletin kurdu mu?
    • 8 Şubat 2012 Suriye sadece iç meselemiz mi?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,396 µs