DTP hakkında Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kapatma kararı, Kürt sorununun çözüm çabalarına nasıl katkı yapar ya da ne kadar hasar verir bilinmez. Buna rağmen karar, gün be gün tırmanan krizin “Türk sorununa dönüşmesini” -en azından şimdilik- engelleyecektir.
“Bölünme endişesi” taşıyan Türk kamuoyu rahatladı.
Yüce Mahkeme’nin kararının farklı yansımaları ve “okumaları” var:
İlk olarak, Cumhurbaşkanı Gül’e hak veriyorum, “Mahkeme ne yapsın?”
Hukuk, elindeki kitaba göre doğru olanı yaptı. Yasalar ortada, DTP’nin söylem ve eylemleri de...
İkincisi, Aysel Tuğluk’un gazetemize yaptığı açıklamadaki sert ve tehditkâr sözler kabul edilemez ama satır aralarını yorumlayınca dikkate değer bir tespit fark ediliyor.
Tuğluk, yer yer kışkırtıcı dil ve üslup kullanıyor ama kapatma kararının “kitlelerin siyasetten umudunu kesmesi” gibi bir tehlikeyi beraberinde getirdiği doğrudur. Bunun için “siyasetin merkeze alındığı” acil bir eylem planına ihtiyaç var: Bireyler ve kitleler siyaseti bir çözüm alanı olarak görmeye devam etmeli.
Kürt kökenli vatandaşlarımızın “dertlerimizin çözümünde demokratik mekanizmalar işe yaramıyor” umutsuzluğuna kapılması engellenmeli.
Öte yandan Türk kökenli vatandaşlarımız da “bölücülük ve terör karşısında yasalar çaresiz kalıyor” karamsarlığından uzak tutulmalı.
AKP ve DTP davalarI arasIndakİ fark
“Bundan sonra yapılması gerekenleri görebilmek adına” DTP’liler özeleştiri yapmalı.
Samimi kanaatim odur ki; “Partilerinin kapatılması için her türlü kışkırtıcı faaliyetin içinde oldular.”
Sistem, bu karardan kaçabilmek için ‘bütün manevra alanını’ kullandı. ‘Zaman kazandırıcı’ bu çaba da etkili olmadı.
Dava açıldıktan sonra ne “frene bastılar”, ne “ortamı yumuşatmaya çalıştılar” ne de “etnik milliyetçilik yapmak yerine Türkiye partisine dönüşme” adımları attılar.
AKP ile karşılaştırıyorlar, hatalılar. Bakın bakalım, AKP’nin dava açılana kadarki haliyle, dava sonrasındaki durumu aynı mı? Davanın açılmasını yorumluyor değilim, o başka bir günün konusu ve üzerine çok söz söylendi. Amacım iki süreç arasında AKP liderliğinin bir kriz yönetimi uyguladığını vurgulamak. Elbette onlar da eleştirdiler, iddianameyi haksız buldular ama “yanlış anlaşılma ihtimali olan bile” her türlü adımdan uzak durdular. Ağızlarına kilit vurdular. İç ve dış kamuoyunu yanlarına aldılar. Peki DTP’liler ne yaptı? Terörle arasına mesafe mi koydu?
Şovenlik ve fanatiklik birbirini destekliyor
Şurası kesin: Bir tarafın şoven ve militer tutumu diğer tarafın şoven ve militer ruhunu kışkırtıyor. Bu kesimin radikalliği öbür kesimin fanatikliğini hortlatıyor. “Kürt sorunu-Türk sorunu” derken işte bu karşılıklı etkileşimden ve birbirini var etme döngüsünden bahsediliyor.
Evet, DTP’nin ve PKK’nın içinde çeşitli kanatlar olduğu ortada. “Hangi PKK veya kaç DTP var?” diye sormak lazım. Terörü metot olarak belirleyenler de var, barış yanlıları da... PKK’ya yakın olanlar da var, ‘silah bırakalım’ diyenler de. Ayrımı iyi yapmalı.
Bir güç ve otorite mücadelesi verildiği belli. Mahkemenin kararının bu yönde bazı sonuçları olacaktır. Parti kapatıldı ama sanki daha çok “liderlik tasfiyesi” amaçlanmış. Yoksa kapatılanın yerine yenisinin açılması hiç zor değil. İstense yasaklı listesi çok daha geniş tutulabilirdi. Kanımca Yüce Mahkeme, “siyasal kanalların açık tutulmasını da” gözetmiş. “Hukuki bir mühendislik” kurgulanmış gibi. Onun gereğinin yapılıp yapılmayacağı yeni partinin liderlik yapısında belli olacak.
Barış mutlaka kazanacak
Ahmet Türk’ün ilk andaki açıklamalarında umut ışığı görenler var. AKP’nin bu konudaki önemli isimlerinden İhsan Arslan da onlardan birisi. Aynı düşüncedeyim. Siyasetçiler, krizlerden çözüm olanakları çıkarır. Şimdi Türk siyaseti bunu başarmak durumunda. Silahla güç elde etmeye çalışanlar elbette konuşarak güç elde etme zorluğuna kolay katlanamıyor. Gruplar çatışacak, kendi içlerinde bile. Ama süreç içinde tasfiye edile edile barış taraftarları kazanacak. Sancılı bir süreç yaşanacak, bedel ödenecek ama sonunda uzlaşma galip gelecek. Geniş kesimlerin kızdığı kişi veya gruplar bir anlamda mağdur oldular. Neticede insanların oy verdikleri bir parti kapatıldı, üzüntü verici. Ama yeni bir dünya kurulması için sanırım bu adım kaçınılmazdı ve bunu en çok DTP’liler istediler.
akşam
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle