Keşke bir iktisatçı çıksa da hesaplayabilse...
Mesela son on yılda ya da yirmi yılda Yunanistan ile Türkiye arasında tam bir dostluk ve işbirliği kurulabilmiş olsaydı; her iki ülke de ordularını birbirine karşı silahlandırmak, Ege'nin iki kıyısında güçlü ordular bulundurmak zorunda kalmasalardı, her iki ülkenin milli savunma harcamalarından ne kadar para tasarruf edilebilirdi acaba? İki halkın boğazlarından kesip silah tekellerine yedirdikleri bu parayla Türkiye ve Yunanistan halklarının hayatında neler değiştirilebilirdi?
Kişi başı milli gelir ne kadar olurdu?.. Kaç milyon Yunanlı ya da Türkiyeli daha üniversiteye gidebilirdi örneğin?.. Sağlık harcamaları ne kadar daha artırılabilirdi?.. Kaç can kurtarılabilirdi?.. Ortalama insan ömrü ne kadar yükselebilirdi?.. Kaç milyon insan daha iş bulabilirdi?..
Bu saçma sapan düşmanlık körüklenip durmasaydı, birbirlerine tarla kuşları kadar benzeşen bu iki halk, gülüş ahenk komşuluk yapa yapa yaşayabilseydi, karşılıklı provokasyonlarla soğuk savaş atmosferi sürdürülmeseydi, Türkiye ve Yunanistan'da demokrasinin kalitesi bugünkünden ne kadar yüksek olurdu? Türkiye'de askeri vesayet sistemini sürdürmek bu kadar rahat olur muydu?
Biraz aklı, iz'anı ve yüreğinde ülke sevgisi olan her siyasi lider bu soruların cevabını biliyordu bu ülkede hem de bal gibi biliyordu. Ama şimdiye kadar hiçbiri bugün Erdoğan ve Papandreu'nun attığı adımı atmadı.
Bu cesur ikili bundan on yıllarca önce yapılması gereken şeyi bugün gerçekleştiriyor ve başlattıkları bu tarihi barış harekatıyla ülkelerinin kaderini değiştiriyorlar.
İki ülke arasında bugün temelleri atılan dostluk ve işbirliğinin Türkiye'nin demokratikleşmesi açısından ne kadar önemli bir adım olduğunu anlamak için tek bir hatırlatma yeter: Balyoz Planı'nın "Yunanistan'la savaş kışkırtma" bölümünü tekrar okuyun! Darbe için uygun zemin yaratmaya çalışan Balyozcu generallerin Yunanistan'la arayı bozma uğruna kendi uçaklarını bile düşürmeyi göze aldıklarını hatırlayın.
X x x
Suriye, Irak, Rusya ve ardından Yunanistan... Dış politika hiçbir zaman bugünkü kadar demokrasinin hizmetinde olmamıştı. Atılan her adım vesayet rejimini besleyen bataklıklardan birini daha kurutuyor. Eğer iki lider önümüzdeki günlerde baş başa verip Kıbrıs meselesinde de çözümün kapısını açabilirlerse bir bataklık daha kurutulmuş olacak.
Şimdi ben hâlâ AK Parti düşmanı kalabilmek için hükümet politikalarına olmadık kulplar takmaya çalışanlara, takıntı haline gelen bu düşmanlığı sürdürebilmek için kendi kendini zorlayan "ilerici"lerimize, "solcu"larımıza bir kez daha sormak isterim:
Yıllardır Ege'nin iki yakasında dostluk dernekleri kuruyor, festivaller düzenliyor, güvercinler uçuruyor, Yunanistan'a zeytin dalı uzatıp duruyorsunuz.
Sorarım size; Kıbrıs Harekâtı'ndan bu yana, Yunanistan'a böylesine kapsamlı bir dostluk ve işbirliği çıkarması yapıldı mı? Kimi sembolik jestlerin ötesinde en ufak bir somut adım atılabildi mi?
Yıllardır özlediğiniz bu politika değişikliğini sizin beğenmediğiniz, "faşist bir diktaya doğru gidiyor" dediğiniz Erdoğan gerçekleştiriyor. Yunanistan Başbakanı Papandreu hâlâ takiye yapıyor dediğiniz o başbakanın 'vizyon sahibi bir lider' olduğunu söylüyor ve "Türkiye'yi Avrupa ailesine dahil etmek için beraber çalışacağız. Bu konuda inisiyatif alarak Avrupa Birliği'ndeki mevkidaşlarımı ikna etmeye çalışacağım" diyor.
Nedir Papandreu'nun takdir ettiği vizyon? "Faşist bir diktatörlük kurma" vizyonu mu? Yoksa şeriat vizyonu mu?
Türkiye büyük bir değişim yaşıyor ve bu değişim AK Parti eliyle gerçekleşiyor. Ve dünyada sizden başka herkes bunu görüyor. Artık sizi körleştiren o ideolojik gözlükleri çıkarıp atma zamanı gelmedi mi?
Ahh bir atsanız, siz de bu ülkede ne kadar güzel şeyler olduğunu görecek ve belki hayatınızda ilk defa o müzmin karamsarlıktan kurtulup ülkeniz için, kendi hayatınız için, çocuklarınızın geleceği için sevinç duyabileceksiniz.
Not: Sevgili okurlarım yıllık iznimin bir kısmını kullanacağım. Bir hafta köşemde yokum. Umarım yokluğumu hissedersiniz!
bugün
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle