Bayramdan iki gün önceydi.
Bölge halkı ateşkes rahatlığı içinde "kötü haber" korkusu olmadan, sakin ve huzurlu bir bayram geçirmeyi umarken, PKK'nın çatışma alanlarından uzaklaştığı bir sırada, ordu birlikleri ani bir saldırıyla 9 PKK'lıyı saklandıkları mağarada öldürmüştü.
Neydi bu operasyonun amacı? Kim planlamış, emri kim vermişti? Ateşkes sürerken ve bir karşı karşıya gelme durumu yokken düzenlenen bu operasyonun referandumla ilgisi var mıydı?
Daha biz bu soruları sorarken, dün Hakkari'den bir katliam haberi geldi. Geçitli köyünde sivilleri taşıyan minibüs mayına çarptı. 9 köylü hayatını kaybetti. Biri 15 aylık bebek 4 kişi de yaralandı.
Peki ne zaman?
Tam da BDP liderlerinin Başbakan ve Cumhurbaşkanı'ndan randevu bekledikleri sırada... Referandumdan, hem hükümetin hem de BDP'nin "birbirlerini kaale almadan Kürt sorununda yol alamayacakları" sonucu çıktığı bir sırada... Herkesin parmaklarını çaprazlayıp "hadi inşallah bu defa sağlıklı bir diyalog kurulabilir" diye umduğu bir sırada...
Eminim katliamı düzenleyenler minibüste çok sayıda kadın ve çocuk olmasına özellikle sevinmişlerdir. Hele o 15 aylık bebek de hastanede ölürse, değme keyiflerine...
Öyle ya; bebek katillerine randevu vermek hangi başbakanın haddine!
x x x
Besbelli ki "kontrolsüz güçler" yine fazla mesai yapmakta.
Bugüne kadar buna benzer o kadar çok provokasyon yaşadık ki artık barışa karşı kurulan bu tuzakları görmemek için kör olmak lazım.
Tuzağı görüyorsanız, o tuzağa düşmezsiniz. Provokatörler diyaloğu engellemeye çalışıyorsa; beklenen randevuyu hemen bugün verirsiniz. İnadına görüşüyorum dersiniz. On beş aylık bebelerin intikamı için yaparsınız bunu... Provokatörlere meydan okumak için yaparsınız. Provokasyonların boşa çıkması için; bundan böyle başka provokasyonlarda başka bebelerin ölmemesi için yaparsınız.
Ve karşılıklı oturduğunuzda, öyle dostlar alışverişte görsün hesabıyla değil; bir jest yapmak için değil; sorun çözme kararlılığıyla konuşursunuz.
Referandum sonuçlarının bize gösterdiği en önemli şeylerden birisi, MHP'nin Kürt açılımına karşı yürüttüğü şiddet ve nefret söyleminin geniş milliyetçi kitleler üzerinde beklenen etkiyi yapmamış olmasıdır. MHP tabanı ölüm siyasetine prim vermedi. Bahçeli'nin son derece sorumsuz bir biçimde, sırf rakibini yıpratmak için giriştiği açılımı engelleme siyaseti halkın sağduyusuna çarpıp geri döndü.
Bu, barış isteyen herkes için ama özellikle de AK Parti hükümeti için büyük bir şanstır.
Öyleyse, şimdi daha cesur olmanın zamanı...
Herkes görüyor ki, bugün Türkiye'nin kanatlanmasının önündeki tek engel Kürt meselesi ve bu iktidar bu sorunu çözmek için her türlü imkâna sahip:
- Artık, eskisi gibi Kürt siyasetini belirleme yetkisi Genelkurmay'ın değil; seçilmişlerin. AK Parti hükümeti, gelinen şu noktada bundan önceki Cumhuriyet hükümetlerinin hiçbirinin hayal bile edemeyeceği bir siyaset kurma özgürlüğüne sahip.
- Artık, bölgede sadece PKK'nın borusu ötmüyor. Kürt bölgesi artık çok sesli. Bölgede varlık gösteren demokrat bir muhalefet ve sorgulayıcı bir kamuoyu var. Ve bu kamuoyu silahın miadını doldurduğuna, barışın ancak diyalogla geleceğine inanıyor; Kürt siyasi aktörlerini bu yönde zorluyor.
- Artık AK Parti'nin "milliyetçi hassasiyetlerden" korkması, çekinmesi için bir sebep yok. Ne kendi partisindeki ne de MHP tabanındaki milliyetçi kesim, "ihanet, bölücülük, intikam, yağlı urgan" çığlıklarına prim vermekte. Dünyanın her yerinde olduğu gibi, bu ülkede de halk ölümden değil, barıştan yana tavır koyuyor.
- Hükümet girişeceği yeni bir açılım atağında ABD'den Avrupa Birliği'ne kadar bütün müttefiklerinin ve bütün dünyanın demokratik kamuoyunun koşulsuz desteğini almış durumda.
İç ve dış şartlar olgun.
AK Parti hükümeti referandum başarısıyla tazelediği ve pekiştirdiği gücünü, Türkiye'nin bu en hayati meselesinin çözümü için kullanmayacak da başka ne için kullanacak?
Hükümetin seçime kadarki süre içinde yapabileceği en iyi "seçim yatırımı" yarım kalan açılımı yeniden başlatmaktır.
Sandık şimdiye kadar hiçbir iyiliği karşılıksız bırakmadı. Yapılan her iyi ve doğru şeyin ödülünü verdi. Bunu en iyi bilmesi gereken de AK Parti'dir.
bugün
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle