En Sıcak Konular

Mümtaz'er Türköne


Mümtaz'er Türköne
0 0 0000

Wikileaks belgeleri nasıl okunmalı?



Bu belgeler günümüzün tarihine ait. O yüzden tarihî bir belge nasıl okunuyorsa öyle okunmalı. Acele etmeden, sükûnetle, karşılaştırmalar yaparak ve kritik ederek.


Türkiye'deki ilk şok dalgası belge okuma ve yorumlama konusunda hazırlıklı olmadığımızı gösterdi. Daha işin başındayız. Dalgalar halinde önümüze dağlar gibi belgelerin yığılacağı anlaşılıyor. Demek ki önce belge kritiği konusunda kendimizi geliştirmemiz lâzım.

En önemli kısım somut bilgiler. Gazeteci standartlarına uygun 5N 1K'lık sonuçlara ulaşmadan, kestirme hükümlere varmak hüküm sahibini zor durumda bırakabilir. Meselâ CHP liderinin belgelerden sağdığı 'İsviçre hesapları', dönüp kendisini vurabilir. Devlet Bahçeli'nin ihtiyatlı yaklaşımı, MHP kurmaylarının belge kritiğine vâkıf olduğunu gösteriyor.

Londra'da İngiliz arşivlerinde yaklaşık bir yıl süre ile bu tür belgeler üzerinde çalıştım. Diplomatların, bilhassa Anglo-Sakson geleneğinin rapor düzenleme standartları değişmemiş. Günümüzün Amerikalı diplomat raporları ile 150 yıl önceki İngiliz raporları arasında tek fark, dedikoduların aktüalitesinin farklılığı. Aslında, bu tür raporların çok daha kapsamlıları olan Osmanlı Sefaretnameleri, akla gelebilecek her türlü bilgiyi ve keskin gözlemleri içeriyor. Benim Foreign Office'te 180 yıl öncesine ait belgeler arasında cevabını aradığım sorulardan biri, 1839 Tanzimat Fermanı'nda İngilizlerin payı idi. Sonrasında yazılan hatıratlardan yola çıkarak, bu fermanın İngiliz imali olduğu yolunda bir kanaat oluşmuştu. Halbuki İngiliz Hariciyesi'nin, Reşid Paşa'nın hazırlığından sadece bir hafta önce haberinin olduğu ve bu haberi de bizzat Osmanlı hariciyesinin resmen verdiği, belgelerden anlaşılıyordu.

Elçilik raporları, politika belirlemek ve karar vermek için toplanan bilgilerden oluşuyor. Sağda solda rastlanan her türlü bilgi kırıntısının bu raporlara dahil edilmesi doğal. Bu bilgilerin benzerlerinin gazete sayfalarında da yer aldığını unutmayalım. Tek farkı, doğrulanmaya ihtiyacının olmaması ve bir tazminat davası riski ile karşılaşmaması. Daha yukarıda birileri bu farklı raporları bir araya getirerek, uzman süzgecinden geçirerek gerçek durumu resmetmeye çalışıyor. Bizler bu belgelerle Amerikan hariciyesinin beyin kıvrımlarında dolaşan tilkileri tanımış oluyoruz.

Yine bu belgeleri kritik ederken nereden ve hangi süzgeçten geçerek bize ulaştığını hatırlamamız lâzım. Belgeler, Amerikan hariciyesinin kullandığı bilgi paylaşım sisteminden sızmış. Sızdıran sadece rütbesiz bir asker. Bu paylaşım sisteminde yer alan belgeler, çok yüksek düzeyli gizli belgeler değil; herkes tarafından okunan 'secret' ve 'confidential' belgeler. Wikileaks belgeleri ele geçirince Amerikan Devleti ile ve altı büyük gazete ile pazarlığa oturuyor. Belgeler 'güvenlik' endişesi ile elden geçiriliyor ve ayıklanıyor. Bazı isimler gizleniyor. Sonunda elimizde esaslı bir şekilde karşılaştırma yapılması ve kritik edilmesi gereken bir kamyon dolusu belge kalıyor.

Bu belgelerde çok önemli, çok hayatî bilgiler var. Ama hiçbiri rafine değil. Elçilik görevlisi o günün politik havasını yansıtmak için sağda solda dinlediklerini naklediyor. Dinledikleri bilgi değil, dedikodu. Bir dedikodu bir belgeye girerse, sadece belgeye girmiş dedikodu olur. Bilgi farklı bir şey. Millî Savunma Bakanı'nın Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu hakkında 'tehlikeli' demesi, bir dedikodudan ibaret. Başka kaynaklarla doğrulandığı zaman bu bilginin kabine içinde bir soruna dönüşmesi mümkün olabilir. Doğrudan diplomatik sorun teşkil eden iddialar da öyle: Türkiye'nin El Kaide bağlantısı iddiası, İran'a silah satışı gibi.

Ancak asıl önemli olan husus, bu belgelerin ABD'nin vâkıf olduğu bilgileri göstermesi değil. Amerikalılar ne tür bilgiler topluyor, neleri önemsiyor, kimlerle işbirliği yapıyor, kimlerin kuyusunu kazıyor ve neyin peşine düşüyorlar? Bu belgeleri öncelikli olarak Amerikan diplomasisini anlamak için okumalıyız. Hemen ilk başta çıkan en önemli sonuç: Laik-ulusalcılarla Amerikalıların söylemleri nasıl da birbirine benziyor; öyle değil mi?

 zaman



Bu yazı 1,118 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 30 Eylül 2012 Bu sefer çözülecek mi?
    • 16 Eylül 2012 Din eğitiminde devlet tekeli kalkıyor
    • 14 Eylül 2012 Siyaset, artık dine alet edilmiyor!
    • 13 Eylül 2012 CHP, PKK ile müzakere yapabilir mi?
    • 9 Eylül 2012 Merkez Sağ'ın son noktası
    • 7 Eylül 2012 Başbakan sertleşmekte haklı mı?
    • 28 Ağustos 2012 Hükümet haklı çıktı
    • 26 Ağustos 2012 Kawa ve Ergenekon
    • 24 Ağustos 2012 Terör sorunu ayrışıyor
    • 17 Ağustos 2012 Hem şiddet üreten, hem barış isteyen bir örgüt
    • 16 Ağustos 2012 'Paralel devlet'in iflası
    • 12 Ağustos 2012 Kürt, Türk, Alevî ve Sünni olmak
    • 10 Ağustos 2012 Yangını kim söndürecek?
    • 5 Ağustos 2012 Ordulaşan partiler ve partileşen ordular
    • 22 Temmuz 2012 Davutoğlu haklı çıkarsa?
    • 17 Temmuz 2012 'Hücre yenilenmesi'
    • 29 Haziran 2012 ÖYM'leri kaldırması için hükümete yetki verdiniz mi?
    • 24 Haziran 2012 Türkiye savaşa girer mi?
    • 21 Haziran 2012 Teröre teslim olmak
    • 19 Haziran 2012 Çözüme yakın mıyız?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,437 µs