En Sıcak Konular

Mümtaz'er Türköne


Mümtaz'er Türköne
0 0 0000

Balyoz'dan sonra



Önceki gün başlayan Balyoz davası, Türkiye'de değişen birçok şeyin göstergesi ve belki daha önemlisi sebebi. Dava nasıl bir seyir takip edecek? İsnat edilen suçlardan hangileri sübut edecek?


Bu soruların cevabını zamanla alacağız. İki büyük endişemiz vardı. Başlangıç olarak ikisi de ortadan kalktı. Birincisi davanın adil ve etkili bir yargılamaya konu edilmesiydi. Ergenekon davasına ve özellikle Erzincan Başsavcısı'nın sanık olduğu davaya göstere göstere yapılan müdahaleler, bu endişelerimizin sebebi idi. Balyoz davasına bakacak mahkemenin başkanının değişmesi, sadece endişelerimizin azalmasına katkıda bulundu. Referandumun sonrasında HSYK'nın yapısı değişti. Bugünkü HSYK, bütün yargıçların demokratik temsili ile oluştu. Hangi HSYK'ya daha fazla güvenebiliriz? Adalet arayanların, gerçeğin ortaya çıkmasını isteyenlerin güveneceği kurum hangisi? Mahkemenin kararını HSYK elindeki hangi araçlar etkiliyordu? Sorun şurada: Mahkemeye, gerçeğin ortaya çıkmaması, suçluların kurtulması için müdahale edersiniz. Müdahale etmezseniz hâkimler zaten işini yapar. Yeni HSYK, tam tersine gerçeğin peşine düşmez mi? Artık adil ve tarafsız bir yargılamanın sürdürüleceğinden hepimiz eminiz.

İkinci endişemiz, askerî müdahalelerin sona ermesine dairdi. Türkiye'nin son 50 yılını esir almış bu kadar güçlü bir vesayet düzeni nasıl sona erebilir? Bu sorunun cevabını artık somut bir şekilde veriyoruz: Balyoz davasının görülmesiyle. Balyoz davası, askerî vesayet düzeninin ve vesayet tekniklerinin ipliğini pazara çıkartıyor. Askerin ülkeyi yönetme hırsının nelere mal olduğunu gösteriyor. Hemfikir olduğumuz bir sonuç: Bu ülkenin bütün düşmanları toplansa ve yüz yıl uğraşsa darbe peşinde koşan askerlerin yol açtığı ve açacağı zararı veremez. Bu sonuç sadece bizim vardığımız bir sonuç değil. Ülkesini seven herkes bu planları hazırlayanlara bu gözle bakacaktır. Derli toplu bir dava ile işin tamamı ortaya çıktığı zaman, darbe planlarında görev alanlar bile bir parçasını oluşturdukları tehlikenin ne kadar büyük olduğunu görecektir. Nitekim köklü bir zihniyet değişikliğinin işaretleri görülüyor. Yeni Genelkurmay Başkanı, demokratik bir ülkenin ordusunu sevk ve idare etmenin dışına çıkacak hiçbir teşebbüste bulunmadı. Hatta, Gölcük'te casusluk soruşturması kapsamında ele geçen ve Balyoz davası ile ilintili olduğu iddia edilen 9 çuval belgenin yetkili ellere gönderilmesi, tavizsiz bir şekilde sürdürülen arınmanın işareti olarak görülmeli. Ordumuz, içindeki çürük elmaları sessizce temizliyor. Bu işaret çok önemli. Geçen seneyi, eski genelkurmay başkanının 'ıslak imza' başta olmak üzere doğrudan dava süreçlerine müdahaleleriyle geçirmedik mi?

Balyoz davası, baştan sona demokrasi dersi olarak takip edilmeli. Demokrasi askıya alındığı zaman, sadece halka ait yönetme yetkisi başkalarının eline geçmiş olmuyor. Silah zoruyla hükmeden her şeyi eğip büküyor, silahın gücünü sürdürmek için suç işliyor ve memleketi bir tımarhaneye çeviriyor. Sizi korumak ve güvenliğinizi temin etmekle görevli olanlar suç işleyip, sizin yaşama hakkınızı bile tehdit edince o ülkede hangi iş normal mecrasında yürüyebilir?

Türkiye son üç yılda hızla değişti. Birdenbire bu üç yıl içinde dünyanın parmak ısırdığı iddialı bir ülke haline geldik. Dış politikamız bütün taşları yerinden oynattı ve yepyeni bölge dengeleri ortaya çıkarttı. Ekonomik dinamizmimiz her hayali mümkün kılacak düzeyde. Türkiye mucizelere gebe.

Peki bu inanılmaz değişiklik nasıl mümkün oldu? Birçok sebebin yanında en esaslısı, askerî vesayet düzeninin sona ermiş olması. Ülke, üzerindeki bu ağır yükten, prangalardan kurtulunca adeta kanatlandı. Birilerinin kaos planları hazırlayamadığı bir ülke olmak bile ne kadar büyük bir nimetmiş.

Dava yeni başladı. Balyoz planı henüz bir iddia. Cami bombalayan, kendi uçağımızı düşüren, çocukları katleden askerler şimdilik sadece mahkemenin kovuşturduğu iddialar. Ama bu iddialar, aynı zamanda 50 yıllık askerî vesayet düzeninin nasıl sürebildiğinin de mantıklı bir açıklaması değil mi?

zaman



Bu yazı 957 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 30 Eylül 2012 Bu sefer çözülecek mi?
    • 16 Eylül 2012 Din eğitiminde devlet tekeli kalkıyor
    • 14 Eylül 2012 Siyaset, artık dine alet edilmiyor!
    • 13 Eylül 2012 CHP, PKK ile müzakere yapabilir mi?
    • 9 Eylül 2012 Merkez Sağ'ın son noktası
    • 7 Eylül 2012 Başbakan sertleşmekte haklı mı?
    • 28 Ağustos 2012 Hükümet haklı çıktı
    • 26 Ağustos 2012 Kawa ve Ergenekon
    • 24 Ağustos 2012 Terör sorunu ayrışıyor
    • 17 Ağustos 2012 Hem şiddet üreten, hem barış isteyen bir örgüt
    • 16 Ağustos 2012 'Paralel devlet'in iflası
    • 12 Ağustos 2012 Kürt, Türk, Alevî ve Sünni olmak
    • 10 Ağustos 2012 Yangını kim söndürecek?
    • 5 Ağustos 2012 Ordulaşan partiler ve partileşen ordular
    • 22 Temmuz 2012 Davutoğlu haklı çıkarsa?
    • 17 Temmuz 2012 'Hücre yenilenmesi'
    • 29 Haziran 2012 ÖYM'leri kaldırması için hükümete yetki verdiniz mi?
    • 24 Haziran 2012 Türkiye savaşa girer mi?
    • 21 Haziran 2012 Teröre teslim olmak
    • 19 Haziran 2012 Çözüme yakın mıyız?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,795 µs