En Sıcak Konular

Kürşat Bumin


Kürşat Bumin
0 0 0000

'Harbe hazırlık' ve Bahçeli'den 'suikast hazırlığı' yorumu




Başbakan'ın sıhhatine kavuşup Ankara'ya geçerek başkanlık ettiği Askeri Şura Toplantısı'ndan ("kış dönemi toplantısı" diyorlar) başlayalım:

Askeri Şûra'nın -tabii olarak- bu toplantısı da bir önceki toplantıda başlayan uygulamayla yani Başbakan'ın U masanın başında tek başına yer almasıyla gerçekleşti. Ancak gazeteler bu son toplantının bazı yenilikler içerdiğine de dikkat çekiyor. YAŞ üyeleri bu sefer eski uygulamanın aksine Anıtkabir ziyaretini Genelkurmay Başkanlığı'nda toplantıya girmeden gerçekleştirmişler. Oysa eski düzende Anıtkabir'e ziyaret toplantı Genelkurmay'da başladıktan sonra öğle tatilinde yapılıyormuş. Bakalım bu Şurâ toplantılarının bitiminde de (yoksa ortasında da mı vardı?) yerine getirilmesi âdetten olan bu ziyaret hangi vakte sıkıştırılacak. Belki de "abartmamak gerekir" denerek –makûl olan da bu değil mi?- tek bir ziyaretle yetinilecek.

Son Askeri Şurâ'nın getirdiği iki yenilik daha var ki, bunlar işin "şekilcilik" faslını aşan türden. Bunlardan birincisi, toplantıda Başbakan'a "Politik askeri durum değerlendirilmesi" yapılmasıdır. Ben Hürriyet'in yalancısıyım, söz konusu sunumun adını bu gazetemizde okudum...

"Politik askeri durum değerlendirmesi"? Bu "sunum"u benim gibi birçoğunuzun da yadırgadığını sanıyorum. "Politik askeri durum..."? Bugüne kadar karşılaşmadığımızı sanıyorum. Unutmayın, "Politik askeri sunum"u askerler yapıyor. Kime? "Politik durum"un başında olan kişiye...

YAŞ Olağan Toplantısı'ndan sonra açıklanan kararlardan bir başkası da çok dikkatimi çekti. TSK'nın internet sitesinden yapılan açıklamada şu kararla da karşılaşıyoruz: "Türk Silahlı Kuvvetleri'nin harbe hazırlık durumu incelenerek..."

Bugüne kadar böyle bir açıklama ile de karşılaşmadım. "Türk Silahlı Kuvvcetleri'nin harbe hazırlık durumu..." YAŞ'da TSK'nın "harbe hazırlık durumu"na ilişkin değerlendirilmelerin yapılmasını tabii ki ben de yadırgıyor değilim. Ama şimdi durduk yerde bu "harbe hazırlık durumu incelemesi" de nereden çıktı? Orduların bir zamanlar Napoleon'un dediği gibi "Her zaman barıştan söz etmek ve savaşmak gerekir" durumunda olduğunu tabii ki biliyoruz. Ama "barış" zamanında YAŞ ve muadili kurulların durduk yerde "harbe hazırlık"tan söz etmesi bayağı yadırgatıcı değil mi?

YAŞ toplantısından çıkan bu karar hakkında aklımdan bu düşünceler geçerken dün dünya medyasının manşetine oturan şu haber çıktı karşıma: Rusya, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne Suriye'deki şiddeti kınayan bir karar tasarısı sundu. ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'un vakit geçirmeden Rusya'nın bu kararının üzerine atladığını da öğrendik. Clinton'un arkasından da tahmin edileceğıi gibi Fransa, Almanya vb. Güvenlik Konseyi'nde Suriye meselesinde bugüne kadar (Çin ile birlikte) vetosuyla ortaya çıkan Rusya'nın sergilediği bu yeni tutumun Medvedev'in Brüksel ziyaretinde ABD ve AB tarafından sürdürüleceği de anlaşılıyor.

Bu son önemli gelişmeden haberdar olunca YAŞ'ın "Türk Silahlı Kuvvetleri'nin harbe hazırlık durumu"nun incelendiğine ilişkin kararı karşısında "yadırgamak"tan çıkıp "endişe etmeye" başladım açıkçası... Le Monde'un dün öne çıkardığı bir başka haberden ülkemizde bulunun Suriyeli rejim karşıtlarının Türkiye'den yeterli desteği görmediklerine ilişkin şikayetleri yer alıyor olsa da, YAŞ'tan çıkan karar karşısında insanı yine de endişeye sevk ediyor doğrusu...

Gelelim bugünkü yazının ikinci konusuna:

Biliyorsunuz birkaç gün önce ortaya yine büyük bir "İddia" atıldı. İddia son derece ciddiydi. Polisin bir operasyonu sunucunda MHP Genel Başkanı'na suikast hazırlığında bulunan bir örgüt ele geçirilmişti.. Olayı bir gazete şöyle özetlemişti: "Adana'da MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile BDP teşkilatları, Kürt kökenli kişilerle azınlık gruplara yönelik eylem hazırlığı içinde oldukları ileri sürülen 'aşırı milliyetçi' silahlı bir örgüt çökertildi."

Söylediğim gibi, iddia şöyle böyle değil...

Ele geçirilen 14 kişiden adliyeye sevkedilen 9'undan 5'inin tutuklandığını da hatırlatalım.

Ancak bu gelişmelerden kısa bir süre sonra bu tür iddialar ve operasyonlar sonucunda karşılaşmadığımız bir durum yaşandı. Bahçeli'nin medya temsilcileriyle yaptığı toplantıda bu konuya ilişkin şu açıklamayı yaptığına şahit olduk:

"Bir yıldan bu yana araştırıldığı ifade ediliyor. Ama biz böyle bir konuyu hiç hissetmedik. Böyle bir süreç içinde yanımızda olağanüstü bir güvenlik önlemi alınmış olmasını da hissetmedik. (...) Ciddiye alınacak bir tarafı yok. (...) 9 kişi tutuklanıyor, 5 kişi serbest kalıyor. Zannediyorum diğerleri de 1 hafta 10 güne kadar serbest kalır..."

Haksız mıyım, bugüne kadar benzer bir durumla karşılaştık mı? Kendisine suikast yapılacağı polis, yargı ve medya tarafından ilan edilmiş bir kişi bu haber bombardımanını "Ciddiye alınacak bir tarafı yok" diyerek değerlendiriyor... Bahçeli, bu değerlendirmeyi yapmakta haklı çünkü –hatırlatacak olursak- baksanıza "Böyle bir süreç içinde yanımızda olağanüstü bir güvenlik önlemi alınmış olmasını da hissetmedik" diyor aynı zamanda...



Bu yazı 3,010 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 17 Aralık 2011 'Harbe hazırlık' ve Bahçeli'den 'suikast hazırlığı' yorumu
    • 20 Kasım 2011 Çadırlarda yaşayan depremzedeler kışlalara yerleştirilsin
    • 19 Kasım 2011 'Bedelli' tartışması ışığında Uğur Kantar cinayeti
    • 22 Mayıs 2011 'Darbecilik genleri': Büyük bir keşif!
    • 7 Şubat 2011 Kıbrıslı Türkler ne diyor?
    • 16 Ocak 2011 RTÜK Kanunu'nun 'yayın ilkeleri'
    • 26 Eylül 2010 Yeni anayasa'?
    • 10 Temmuz 2010 Kötümser mi –yoksa- iyimser mi olmalıyız?
    • 28 Mart 2010 Paket'e ilişkin 'üç tarz'ı siyaset'
    • 7 Aralık 2009 DTP'ye de dokunma!
    • 29 Kasım 2009 İki karar da problemli (2)
    • 16 Kasım 2009 'Dersim Açılımı'
    • 5 Ekim 2009 'Yargı' bizi çıldırtmadan…
    • 14 Eylül 2009 'Vatan hizmeti'nin sapkın bir tarifi: İşkence yapmak
    • 2 Ağustos 2009 Çözüm 'Türkiye modeli' çerçevesinde aranmasın sakın
    • 27 Temmuz 2009 YÖK'ün aldığı kararın 'önümüzü açtığı' doğru mu?
    • 9 Şubat 2009 Bir tahliye kararı
    • 18 Ekim 2008 Başbakan'ın desteği
    • 12 Temmuz 2008 Konuyu ikisi de bilmiyor muydu zaten?
    • 23 Haziran 2008 'Lalalık pedagojisi'ne devam

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,895 µs