En Sıcak Konular

Bülent Korucu


Bülent Korucu
0 0 0000

Mahkeme aslında 'örgüt var' diyor



Hrant Dink'in katillerinin yargılandığı davada verilen karar, mahkeme başkanı dâhil kimsenin içine sinmedi.


'Örgüt yoktur' kararının sanıkların mahkûmiyetlerine etki eden tarafı ikinci planda kalıyor. Ağırlaştırılmış müebbet alan adama üstüne örgüt suçundan 3-5 yıl daha vermenizin çok anlamı yok. Cinayeti işleyen ve bazılarının ısrarla 'sokak serserisi' olarak tanımlamaya çalıştığı kişiler üst sınırdan ceza aldı. Fakat kamuoyunun isyanını anlamlı ve haklı kılan şey örgütün üst mekanizmalarının karartılacağı endişesi. Şartlar olgunlaştırılıp, Dink açık hedef haline getirilerek cinayete zemin hazırlandı. Aynı kişiler, Dink'in cansız bedeni yerde yatarken icraata devam etti. Bunun, adi bir cinayet, katillerin sokak serserisi olduğuna inanmamızı istediler. Bugün 'örgüt' diye tempo tutanların cinayetin akabinde 'yalnız kurt' teorileri ürettiğini kayıtlara geçirmemiz lazım. Yalnız kurt teorisyeni Ruşen Çakır dün sadece 'yanılmışım' diyebildi.

Ben en çok Hanefi Avcı'nın tepkisini merak ediyorum. Malum Avcı, "Haliç'te Yaşayan Simonlar" kitabında, saldırıların arkasında örgüt arayanları fena paylamıştı. Spekülasyon olmasın diye Nedim Şener'in yaptığı ve kitabın kamuoyuna lansmanı yerine geçen haberden alıntı yapayım: "Danıştay'a silahlı saldırı, Dink'in öldürülmesi, Malatya'daki Zirve Yayınevi katliamı gibi olayların görünen bugünkü faillerinden başka Ergenekon veya benzeri gruplar tarafından yapılmış olacağına mevcut deliller ve olayların oluş biçimine bakarak kimse beni ve makul birini ikna edemez. Bu iddialar zorlamadır. Ergenekon örgütünün varlığı konusunda yazılı belge, doküman, örgütsel faaliyet sayılabilecek bazı ilişkiler varsa da eylemleri konusunda hiçbir ciddi emare yoktur. Geçmişte Türkiye'de meydana gelen pek çok olayın (Malatya'daki Zirve Yayınevi Katliamı, Rahip Santoro Cinayeti) Ergenekon tarafından gerçekleştirildiği iddia edilerek epey bir süredir uydurma tanık vs. aranmaya başlandığı net olarak görülüyor. Amacın olayları aydınlatmak değil, Ergenekon'la irtibatlandırmak olduğu açıkça ortadadır." Avcı 'ben haklı çıktım' der mi bilmiyorum.

Mahkeme kararına geri dönelim. Kamu vicdanı ve hukukla çelişen karar aslında örgütün varlığını gösteriyor. Kanunun örgütü tanımlarken aradığı bütün şartları kararda görebiliyoruz. En az üç kişinin kanunun suç saydığı fiili işlemek için bir araya gelmesi gerekiyor. Tetikçi Ogün Samast'la birlikte üçten fazla kişi aynı suçtan mahkûm oldu. Mahkeme Başkanı, Vatan Gazetesi'ne örgüt için 'birden fazla suç' aranacağını söylüyor. Trabzon McDonald's bombalama olayını yine aynı kararda görüyoruz. Mahkemenin Erhan Tuncel'e verdiği mahkûmiyet, söylenen mazereti ortadan kaldırıyor. Örgüt kurmak için noter tasdikli mukavele imzalama ve herhangi bir bakanlığa kayıt yaptırma şartı aranmıyor! Temyiz incelemesi yaparken Yargıtay'ın başka gerekçelere ihtiyacı yok. Yerel mahkemenin kararı tek başına bozma için yeterince güçlü gerekçeler sunuyor.

Bu arada şu çelişkiye de dikkat çekelim: Bir yandan tutukluluk süreleri kısalsın diye kampanya yapanlar, aynı anda temyizle Yasin Hayal tahliye edilmesin diye kampanya da düzenliyor. Yargıtay, 'örgütlü suç' kapsamına alarak bozarsa derin nefes alacaklar. Fakat istedikleri kanun çıkarsa bütün sanıklar eşit biçimde yararlanacağı için o imkân da ortadan kalkacak ve Hayal elini kolunu sallayarak dışarı çıkacak. Aldığı diğer mahkûmiyetlerden fazla yattığından tahliyesi kaçınılmaz. Bu arkadaşların işi de zor, hem Hanefi Avcı'yı hem Hrant Dink'i savunmak; birilerini tahliye etmeye çabalarken diğerlerini içerde tutacak formüller üretmek kolay değil...

 zaman

Bu yazı 1,180 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 28 Eylül 2012 Emri verenle alan bir olur mu?
    • 11 Eylül 2012 Siyasette sonuçsuz arayışlar
    • 4 Eylül 2012 PKK'yı kim cesaretlendiriyor?
    • 3 Ağustos 2012 Özkök Paşa'nın tarihî tanıklığı
    • 31 Temmuz 2012 Kılıçdaroğlu, koltuğunu sağlamlaştırdı
    • 27 Temmuz 2012 Anketler ne diyor?
    • 6 Temmuz 2012 Ahmet Şık, Ahmet Şık'ı yalanlıyor
    • 26 Haziran 2012 Karayılan söyledikleri mi kaçırdıkları mı?
    • 15 Haziran 2012 Özal'ın ölümü aydınlanacak mı?
    • 22 Mayıs 2012 Anayasanın dili
    • 11 Mayıs 2012 Başkanlık Türkiye'de uygulanabilir mi?
    • 8 Mayıs 2012 CHP'de yerel seçim mücadelesi
    • 4 Mayıs 2012 AİHM, mahkemeyi ibra etti
    • 17 Nisan 2012 Balyoz'da acı fren!
    • 27 Mart 2012 Balyoz'a ABD'den destek gelmiş!
    • 16 Şubat 2012 MİT tartışmasındaki toz bulutu
    • 8 Şubat 2012 Dindarların talebi özgürlük
    • 3 Şubat 2012 CHP'liler dama oynuyor
    • 31 Ocak 2012 CHP'de anomali doğumun yan etkileri
    • 20 Ocak 2012 Mahkeme aslında 'örgüt var' diyor

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,347 µs