En Sıcak Konular

İsmail Küçükkaya


İsmail Küçükkaya
0 0 0000

İşte önümüzdeki 6 ayın yol haritası: Başbakan'ın 'tek devlet' stratejisi



Şu anda devam eden hazırlıklara ve hızlanan temaslara bakınca 'siyasette çok hareketli bir dönemin' geleceğini öngörebiliriz. 
Başbakan Tayyip Erdoğan'ın önümüzdeki altı aylık süreçte neler yapacağına ilişkin 'kapsamlı yol haritası' çıkardığı anlaşılıyor.
Rahatsızlığını atlatırken istirahat ettiği ve yarı tempoyla geçirdiği dönemde 'sessiz diplomasi' yürüttüğü belli.
Günlerdir, '2012 stratejisi'ni anlamaya çalışıyorduk. Tablo önemli oranda şekillendi. En azından benim kafamda. Bu yol, sadece içinde bulunduğumuz yılın kalan bölümüyle ilgili değil. Atılacak temel, orta vadede 2014, uzun vadede 2023 koşullarını da şekillendirecek.
Merkezde, birbiriyle doğrudan alakalı 'Kürt ve Suriye dosyaları' yer alıyor.
İpucunu verecek ilk soru şu: 'Hükümet, niçin Suriye konusunda bu kadar aktifleşti?'
Elbette 900 km. sınırımız olan komşu ülkedeki gelişmelere kayıtsız kalamayız. İnisiyatif almak hakkımız. Ama merak ettiğim, niçin hemen bütün ülkelerin önünde koştuğumuz.
 Dillendirilmek istenmiyor ama Suriye politikamızdaki 'şahinleşme' aslında Erdoğan'ın sorunu, 'bizim iç işimiz' gibi görmesiyle ilgili. Bu yaklaşımın perde arkasında ise Kürt sorununun çözümüyle ilgili Ortadoğu fotoğrafındaki potansiyel tehlikeler yatıyor: 'Esad yönetimi böyle devam ederse Suriye'de iç savaş çıkacak. Sınırımıza 1 milyon göçmen yığılacak. Mezhep çatışmaları bölgeyi kan gölüne çevirecek. Kargaşadan Suriye'deki Kürt nüfus bağımsız bir devlet çıkarma hevesine kapılacak.'
 İşte burası kilit...
 Hükümet, Suriye'deki gelişmelerde devre dışı kalmak istemiyor. Bu noktada Irak savaşı öncesindeki tezkere krizinden ders alınmış. Günün sonunda Ankara, Irak'ta masa dışında kaldı. Ne derseniz deyin, bugün Kuzey Irak'ta olup bitenlerde yönlendirici olamadık. Suriye'de aynı hataya düşmekten çekiniliyor. Üstelik Kuzey Irak'tan sonra benzeri bir Kürt bölgesi Suriye'de oluşursa kar topu misali sorunlar devasa hale gelecek. Yangın Türkiye'ye sıçrayacak.
Ve Erdoğan, reformları yapmayan, kan dökmeyi durdurmayan Esad yönetimini işbaşından uzaklaştırmak için bir uluslararası müdahalenin hızla yaklaştığını görüyor.

 HEM MÜZAKERE HEM MÜCADELE
 Şimdi gelelim doğrudan bizim Kürt sorunumuza...
 Evet, sızan haberler doğru. Erdoğan PKK'yı tamamen tasfiye etmek amacıyla müzakere takvimini de zorluyor. Çok çeşitli seçenekleri tartıştırıyor. Yakın kurmaylarının bir kısmı şu anda, bu konuda model olan ülkelerde. 
Zeminin de uygun olduğunu düşünüyor. KCK tutuklamalarıyla ve operasyonlarla birlikte psikolojik üstünlüğün sağlandığına inanıyor. Bizzat açıkladığı 'terörle mücadele ve barış için müzakere' başlıklarını paralel sürdürme stratejisini uyguluyor.

 ERDOĞAN NE İSTİYOR?
 KCK operasyonları tamamlandı. Başta ABD olmak üzere uluslararası destek tam olarak sağlandı. Bölge halkının rızası da alındı. Bu baharı terörsüz ve kansız geçirme derdinde. Kazanılacak zamanı, silahların bırakılmasının formülasyonunu bulmak için değerlendirmeye çalışacak.
MİT mensuplarını korumayı bu çerçevede görüyor. Devlet adına MİT'in yapacak işi var. Askerle de anlayış birliğine vardı. Dünkü 'Sen Emret Başbakanım' manşetimiz tarihi nitelikteydi. Yani asker, 'bizim özel görevlerle ilgili soruşturulmamız için Başbakan'dan izin alınsın' diye tasarı hazırlamış. Anlamı derin.
Polisin gönlünün kırıldığı doğru. Uzun sürmeyecektir. Devlette küskünlük olmaz. Yakında sıcak bazı açıklamalar ve gönül alıcı adımlar geleceğini tahmin ediyorum. Özetle Başbakan, Suriye politikasıyla şunları hedefliyor:
 'Suriye bölünmesin. Şii-Sünni çatışması çıkmasın, içsavaş olmasın, katliam da dursun.
 Bu konuya İran boyutuyla yarın devam edeceğiz.

akşam


Bu yazı 1,304 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 12 Haziran 2012 ABD denklemin neresinde?
    • 27 Nisan 2012 Siyaset neden dine tutuldu?
    • 11 Nisan 2012 İşte baş döndüren Suriye diplomasisi
    • 1 Nisan 2012 Türk futbolunu kurtarma paketi
    • 5 Mart 2012 İşte önümüzdeki 6 ayın yol haritası: Başbakan'ın 'tek devlet' stratejisi
    • 13 Şubat 2012 Oslo üzerinden MİT krizi analizi...
    • 6 Şubat 2012 Kimlerin uzun tutukluluğu bitiyor?
    • 21 Kasım 2011 Türkiye bölünür mü büyür mü?
    • 23 Mayıs 2011 MHP neden hedef tahtasında?
    • 18 Nisan 2011 'Doğu Çözümü'
    • 11 Nisan 2011 Başbakan'ın liste stratejisi
    • 17 Mart 2011 Başbakan'dan 'askerle diyalog' yorumu: 'Çok yakın çalışıyoruz'
    • 28 Şubat 2011 Erbakan'dan sonra Türk siyaseti
    • 21 Şubat 2011 Seçimin sürprizi ne olabilir?
    • 4 Şubat 2011 Başbakan Erdoğan'ın planı
    • 5 Ocak 2011 2011'de nasıl bir MHP?
    • 22 Kasım 2010 CHP ile MHP arasını açmalı
    • 13 Ekim 2010 Sarı Lacivert'in Doğu açılımı
    • 16 Ağustos 2010 Şehitlerimiz ve referandum...
    • 13 Mayıs 2010 Operasyona açık siyaset

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,820 µs