En Sıcak Konular

Yaşar Süngü


Yaşar Süngü
0 0 0000

Yediğinden yedir, giydiğinden giydir



1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü dolayısıyla Diyanet İşleri Başkanı Görmez twitter'daki hesabında, Peygamberimiz Hz. Muhammed (SAV) işçi ve emek konusundaki hadislerini paylaştı.

Cenab-ı Allah şöyle buyuruyor: 'Kıyamet gününde üç kişinin hasmı ben olurum; Adıma yemin içip söz verdiği halde sözünde durmayan kimse, hür bir insanı köle diye satıp parasını yiyen kimse, işçiyi çalıştırıp, işini yaptırdığı halde ücretini ödemeyen kimse.'

Her kimin kardeşi hizmetinde çalışırsa yediğinden yedirsin, giydiğinden giydirsin, onlara güçlerini aşan yükler yüklemesin. Ağır işler yüklerseniz bizzat yardım ediniz.'

 'İşçinin ücretini alnının teri kurumadan veriniz...'

 Hadisleri okuduğunuzda bugünün İslam dünyasının İslam'a ne kadar uzak olduğunu görebiliyorsunuz.

 *

 Çalışan ile işveren arasındaki gelir uçurumu ve bunun getirdiği sosyal deprem sadece İslam dünyasını tehdit etmiyor.

 "Sen çalış ben yiyeyim" zihniyetine sahip kapitalist zihniyetin hakim olduğu her yerde çalışanla işveren arasındaki köprüler atılmış durumda.

 Küresel ekonomik krize neden çözüm bulunamıyor?

 Çünkü çözümler doğru yerde aranmıyor.

 Siyaset ve iş dünyasının çözüm makamında olan kesimi, "El elin eşeğini türkü söyleyerek arar" misali Nasreddin Hoca gibi top dolaştırıyor.

 Senede bir kere meydanlarda açık açık sömürgeci sermayeye karşı ağzına geleni söyleyerek rahatlayan işçi ve emekçi adına meydanlara çıkanlar da 1 Mayıs bayramında gazlarını boşaltmaktan başka bir şey yapmıyorlar.

 1 Mayıs işçi ve emekçi bayramıyla alınan gazdan en fazla sevinen de herhalde kapitalist sermaye sahipleridir.

 Neden?

 Çünkü alınan gazla sömürülerine bir süre daha devam etme şansına sahip oldukları için.

 *

 Türkiye'de 1 Mayıs işçi bayramının geçmişi Osmanlı Devleti'nin son dönemlerine kadar uzanıyor.

II.Meşrutiyet'in ilanı ile işçiler sendikalaşmaya başlıyorlar.

 Meşrutiyet'in ilanının hemen ardından greve giden liman işçileri, Paşabahçe Şişe Cam Fabrikası, Samsun'da tütün işçileri, İstanbul'daki gazetelerde çalışan işçiler, tramvay şirketlerinde çalışan işçiler, telgraf idaresindeki işçiler, demiryolu hatlarında çalışan işçiler, Şirket-i Hayriye ve deniz işletmelerindeki işçiler birkaç gün içerisinde ülkede hayatı durdurdu.

 İşçilerin bu geniş çaplı grevine İttihat ve Terakki'nin tavrı ise hükümetin yanında yer almak oldu. Böylece işçilerin İttihat ve Terakki ile olan birlikteliği Meşrutiyet'in daha ilk aylarında son buldu.

Hükümet 8 Ekim 1908 tarihinde çıkardığı Tatil-i Eşgal Kanunu Muvakkatı yasasını çıkarttı.

 Yasa ile kamu hizmeti yapan işçilerin grev yapması yasaklandı.

 *

 İstanbul'da Osmanlı Sosyalist Fırkası'nı kuran Hüseyin Hilmi Bey İttihat ve Terakki'ye sol taraftan muhalefet ederken Selanik merkezli kurulan Selanik Sosyalist İşçi Federasyonu da ülkedeki en büyük tabana sahip kitle örgütlerinden biri haline gelmeye başlamıştı.

 Osmanlı'da ilk işçi bayramı 1909 tarihinde Üsküp'te kutlandı.

 1919, 1920 1921 yıllarındaki 1 Mayıs işçi bayramları işgal altındaki İstanbul'da bağımsızlık mitinglerine dönüştü.

 Cumhuriyetin ilk dönemlerinde yasaklar sebebiyle gerçekleşemedi.

1935 yılında ise Bahar ve Çiçek Bayramı olarak resmi tatil ilan edildi.

 1960'lı yıllarda kitlesel olarak kutlandı. 1977 yılında Taksim Meydanı'nda on binlerce kişinin katıldığı bu kutlamalar katliama dönüştü.

Kalabalığın üzerine açılan ateş sonucu 37 işçi hayatını kaybetti.

 Faili hâlâ meçhul kalan bu olay Türkiye'nin 12 Eylül askeri darbesine giden yolun ilk basamağı oldu.

12 Eylül askeri rejimi ile beraber 1 Mayıs kutlamaları yasaklandı ve tatil günü olmaktan çıkarıldı.

1992 yılına kadar gayrı resmi şekilde kutlanan 1 Mayıs bu tarihten itibaren tekrar resmi olarak kutlanmaya başlandı. 2008 yılında "Emek ve Dayanışma Günü" olarak kutlanması kabul edildi. 2009 yılında resmi tatil günü ilan edildi.

 *

 Dün meydanlara çıkıp işçi ve emekçi adına "Kahrolsun" diye bağıranlar bir yıllık kurtlarını dökerken birçok ülkede de bu bayram, ailecek mangal ve piknik sefalarıyla kutlandı.

 Darısı bizim başımıza!

 

Günün sözü:

En bedbaht, en muzdarip insan işsiz insandır.

Bediüzzaman

yenişafak



 

Bu yazı 1,307 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 23 Eylül 2012 'Onlar ağlamasaydı Türkiye ağlayacaktı'
    • 11 Mayıs 2012 Kim inanır S&P'ye
    • 2 Mayıs 2012 Yediğinden yedir, giydiğinden giydir
    • 13 Nisan 2012 Türkiye karakter oyuncusu
    • 19 Şubat 2012 Bağımlıyız...
    • 11 Aralık 2011 Aslında küresel sistem 1971'de çöktü
    • 24 Ağustos 2011 İslam dünyasının önündeki büyük fırsat
    • 24 Nisan 2011 CHP'nin ekonomik vaatleri, ve ''Güneş'' vakası
    • 17 Ocak 2007 Sabancı neden ayrılıyor?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,563 µs