Yaşar Süngü
0 0 0000
Kim inanır S&P'ye
Türkiye'nin notunu indirirken batmış bir Yunanistan'ın notunu yükselten uluslar arası kredi kuruluşuna kim inanır?
Siyasetin kör gözlüğüyle bakanlar.
Bunlar kimler?
Muhalif siyasetçiler,
İktidardan nemalanamayan iş dünyası.
İktidar karşıtı seçmenler.
Başka?
İktidarı zayıflatmak için Türkiye düşmanlarının her dediğine inananlar.
Kimler inanmaz?
Sırayla söyleyeyim;
Türkiye'den başlayalım; TOBB, TÜSİAD, TUSKON, TİM, YASED, MÜSİAD, ASKON, TÜMSİAD.
Uluslar arası Kurumlar; Dünya Bankası, IMF.
Uluslar arası sermaye; IBM, Huawei, Mango, Coca Cola, Western Union, UPS, Verbung, Vodafone, Aditya Birla, BBVA, Bayer, Citigroup, GE Healtcare, Huawei, Inditex, ITOCHU, Mango, Ogilvy, Timken.
Bu şirketler, dünya genelinde 2 milyon 800 bin kişiye istihdam sağlayan ve 500 milyar doların üzerinde cirosu olan firmalar ve hepsinin üst düzey yöneticileri bugün İstanbul'da
Başka kimler inanmaz?
Türkiye'ye yatırıma gelen lüks otel zincirleri Jumeirah, Missoni, Rotana, Viceroy, Alman gıda devi Dr. Oetker.
*
Bunları şunun için hatırlattım;
Standard & Poor's'un Türkiye Bölge Müdürü Zeynep Holmes, dün Star Gazete'sinin özel haberini yalanladı.
Türkiye'nin kredi notu görünümü raporunda hata yapmadıklarını, özür dilemediklerini, kurumdaki acemi analistlerin not verdiği iddialarını kabul etmedi
Türkiye'nin görünümünü pozitiften durağan'a düşüren S&P yetkililerinin verdikleri not konusunda yanlış yapmadıklarını iddia etmeleri bir şey ifade etmiyor.
Birincisi, Kredi notu veren kuruluşların son küresel ekonomik krizde verdikleri notların güvenilirliği kalmadı.
Hangi yatırımcı sermaye batan Yunanistan'ın notu bile Türkiye'den iyi diye yatırım yapmaktan vazgeçer ki?
İkincisi de şu, Uluslar arası yatırımcılar kredi notumuzu düşüren Standard & Poor's'a değil, küresel ekonomik gerçeklere bakıyor.
*
Nedir o gerçekler?
ABD ve Avrupa büyük bir küresel ekonomik krizin içinden çıkmaya uğraşıyor. Ekonomilerini düzeltmek için de Türkiye gibi bölgesinde stratejik olarak güçlü olan bir ülke ile ticaretini geliştirmek istiyor.
Ortadoğu ile Ortaasya ülkelerine hem komşu hem de aynı dil ve din birliği içindeki Türkiye ile stratejik işbirliğine girerek bu bölgelere olan ticaretini artırmak istiyor.
Sebebi de çok basit.
Bu iki bölgede de nüfus hem genç hem de her türlü yeni ürünlere aç.
Bu genç nüfusun tüketici bireylere dönüştürülmesi Avrupa ve ABD'yi ekonomik darboğazdan çıkarabilir.
Türkiye ile siyasi ve ticari ilişkilerini geliştiren Avrupa ve ABD, Ortadoğu ile Orta Asya'da bir milyara yakın nüfusa ulaşabilir.
Bu gerçeği bilenler şimdi Türkiye'ye akın ederek, ortaklı ve işbirliği imkanlarını araştırıyorlar.
*
Onlardan bir tanesi ve en önemlisi de bugün İstanbul'da başlıyor.
Dünyaca ünlü dev şirketlerin Türkiye'ye yatırıma davet edileceği Yatırım Danışma Konseyi, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında Cuma günü yani bugün 7. kez bir araya gelecek.
IMF Başkanı Christine Lagarde'ın da ilk defa Türkiye'ye gelmesini sağlayacak olan zirveye, 8 farklı ülkeyi ve 12 farklı sektörü temsilen 17 çok uluslu firmanın üst düzey yöneticisi katılacak.
*
Dün İstanbul Ticaret Üniversitesi İTİCÜ tarafından önemli bir etkinlik başladı.
'Birinci Avrupa Demokrasilerinin Geleceği ve Müslüman Topluluklar Forumu'na katılan Avrupalı yöneticiler ile Balkanlardan ve Türkiye'den katılan konuşmacılar, Türkiye'nin dünya siyasetindeki rolüne vurgu yaptılar.
Avrupa'da artan ekonomik krizin ırkçı yaklaşımları da hortlattığına dikkat çektiler.
*
Ekonomisi durağan'a indirilen bir ülkeye yatırım yapmak için gelinir mi?
Dünya ekonomisinin devleri enayi mi?
Ekonomisi durağanlaşmış bir ülkede yatırımcıların ne işi var?
Standard & Poor's yöneticileri bu soruları da cevaplasınlar.
*
Bütün bunları söylerken Türkiye'de her şeyin toz pembe olduğunu iddia etmiyoruz.
Genç ve orta nesil arasındaki yakıcı işsizliği yok saymıyoruz.
İş-aş ve eş sorununun çözümüne uzak olduğumuzu görmezden gelmiyoruz, Küçük ve Orta Boy işletmelerde ciddi ekonomik sıkıntıların olduğunu biliyoruz.
Ancak bunları bilmemiz uluslar arası arenada oynanan not tuzağına düşmemizi de gerektirmiyor.
İnsanlarla öyle iyi geçin ki düşmanların dahi ölümüne ağlasın.
Hz. Ali
yenişafak
Bu yazı 1,350 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
23 Eylül 2012
'Onlar ağlamasaydı Türkiye ağlayacaktı'
-
11 Mayıs 2012
Kim inanır S&P'ye
-
2 Mayıs 2012
Yediğinden yedir, giydiğinden giydir
-
13 Nisan 2012
Türkiye karakter oyuncusu
-
19 Şubat 2012
Bağımlıyız...
-
11 Aralık 2011
Aslında küresel sistem 1971'de çöktü
-
24 Ağustos 2011
İslam dünyasının önündeki büyük fırsat
-
24 Nisan 2011
CHP'nin ekonomik vaatleri, ve ''Güneş'' vakası
-
17 Ocak 2007
Sabancı neden ayrılıyor?
Yorumlar
+ Yorum Ekle