En Sıcak Konular

Bilal Kemikli



Bilal Kemikli
0 0 0000

Gözleri zeytin çocuk



Bir şiir değil… Bir deneme hiç değil. Sadece fakirin bugün öğle vakti müşahade ettiği bir fotoğrafın tasvirinden ibaret birkaç cümle: Suriyeli çocuk!

Suriye, yanı başımızda patlayan bomba… İç harplerde kazanan olmaz. Hiç kazanmaz demeyeyim; elbette fırsatçılar, silah tüccarları ve sahte kahramanlar kazanır. İşgal günlerinde karaborsacılıkla ve işgalci güçlerle kolkoa vererek zenginleşenlerin hikâyesini Kemal Tahir üstadımızdan okuduk, öğrendik. Fırsatçı düzenbazlar her zaman ve her yerde vardır; onlar kazanırlar! Namuslu vatanseverler ise, bu şiddet ortamında kaybeder. Esasen kaybeden, bütün bir millettir.

Neler kaybedilir? Vatan.. Ev, şehir, sokak. Huzur.Güven.Can… Mal, mevki, makam, asalet!
Neler kaybedilmez ki… Her ne ise! Ama asıl acıyı anlar ve çocuklar çeker.

Şimdi ülkemizde hemen hemen her şehirde, her sokakta, her kalabalıkta ve her cami önünde tanık olduğumuz bir resim var: Suriyeli muhacirler!

Dün Diyanet İşleri Başkanımız Bursada'ydı, Birlik Vakfı'nın düzenlediği serginin açılışında ve akşam iftarda beraberdik, orada sohbetinde ve umuma konuşmasında hep bu konu vardı. Elbette sadece Suriyeli muhacirler değil, sokak çocukları, fakir aileler, hastalar, yaşlılar… Bilumum kimsesizler. "Bu ramazan kimsesizlere daha çok kimse olalım!" derken, inanarak ve aşkla bunu söylediğini gördüm. Ülkemiz bir sığınak, insanımız bir sığınak; ama Sayın Başkan, bu hali daha da artırmamızı anlamlı tespitleriyle telkin ediyordu. "Kimse kimsesiz değil" mesajı, bu anlamda önemlidir.

Ramazan dikkatimizi artıryor, "kimse" olmaya gayret ediyoruz. Ramazan sonrası ne olacak? Suriye derken, şimdi bir de Irak çıktı. Bu ümmet, bencil ve dar ufuklu siyasetçilerinin günahını çekiyor. Bir türlü huzura kavuşamıyor. Ne yapmalı? Ne etmeli?

Fakirin aklında hep bu srular var… Yükümüz ağır. Bu ağırlıkla hafiflemek, el açıp içimiz Rahman'a arzetmek için girdiğim mahalle mescidinden çıkarken, asaleti suretine yansımış ve fakat el açmak zorunda kalan annenin halini görüp şaşırdırm. O anın resmi fajkirin gönül aynasına şöyle yansıdı:

"Mahzun ve muhacir bir çocuk;
Her hangi bir çocuk ne kadar direnirse parkta oyuna,
O kadar dayanır hayata… Ve oyundur ona,
Cami önünde sadaka toplaması iffetli lakin muhtaç ananın,
El açıp halini arzetmesi secdeli gönüllere,
Açması yüreğini ta derinlerden örterek asaletini,
Tutarak onurunu yeni bir kapı araması umutla bir dilim ekmeğe.
Umutla bir kapı araması bir dilim ekmeğe.
Bir dilim ekmeğe umutla.

Mahzun ve muhacir çocuk gözleri zeytin,
Diğer çocuklar gibi, tebessümü bal, yanakları gül, gözyaşları bir dilim ekmek.
Al sana bir sabah kahvaltısı ey koca dünya, al sana bir hayat!
Şiir de ne ki… Söz de ne ki
Kahrın içinde saklıdır lütuf hocam, lütuf kahrın içinde.
O zeytin gözlü çocuk, şu parkta oynayan muhacir,
Belki o yakacak meş'alesini yarınların,
Belki de o söyleyecek bir gün umut türküsünü,
O açacak kapısını cennetin.
Mahzun ve muhacir çocuk gözleri zeytin."

Evet, bu bir şiir değil… Bir deneme hiç değil. Sadece fakirin bugün öğle vakti müşahade ettiği bir fotoğrafın tasvirinden ibaret birkaç cümle: Suriyeli gözleri zeytin çocuk!


Bu yazı 1,893 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 11 Nisan 2016 Öğrencime Mektup
    • 5 Şubat 2016 Sahici Büyük Kimdir?
    • 24 Ocak 2016 Aşkın Yolcuğu'na Dair
    • 1 Ocak 2016 Kar taneleri: Semada raks eden dervişler
    • 21 Aralık 2015 Eksik Gören Eksiktir
    • 10 Ağustos 2015 Çeşm-i Cihân'a Ağıt
    • 9 Temmuz 2015 Tevazu: İnsan toprağını işlemek
    • 28 Haziran 2015 Ses vermek?
    • 24 Haziran 2015 Bu kitap neden yazıldı?
    • 4 Haziran 2015 Muhalefeti mi seçeceğiz?
    • 10 Mayıs 2015 Ruhuma Sükünet Veren Şehir
    • 20 Nisan 2015 Sevgili kızım, beklemeyi bilmeliyiz
    • 5 Nisan 2015 Bedhah tuzaklara karşı
    • 9 Mart 2015 Bu iyi bir zamandır
    • 12 Şubat 2015 Oğluma birkaç not
    • 27 Ocak 2015 Öğüt Almak: Nasihatname geleneğimize dair
    • 19 Ocak 2015 Son hadiselere ve tartışmalara dair
    • 29 Ekim 2014 Dostun Bahçesinde Teferrüç Etmek
    • 14 Ekim 2014 Camide buluşalım…
    • 9 Eylül 2014 Bir Gönül Köprüsü

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,980 µs