Bilgi hiç bu kadar ulaşılabilir olmamıştı, ama bu kadar da namusundan uzaklaşmamıştı. Her bilgiyi, her yerde, her zaman elinin altına koyan modernite, bu durumun insanın hakikate yönelmesini kolaylaştıran bir şey olmaktan çıkarmak için bilginin sırrını yok etti.
Herkesin her şeyi, herkes gibi bildiği bir anonim apaçıklık la hakikatin üzerini örttü.
İnsanın, bilinemeyene, sırra olan yolculuğunun önüne internet ağları gerdi.
Her şey bilinebilirdi ve işte ancak böyle bilenebilirdi.
Her şey göz önündeydi, dışarıdaydı, içeri yoktu.
Hakkın insana armağan ettiği sırra yolculuk dürtüsünü, olgulara yönelik maymun iştahlı bir merak duygusuna tahvil etti.
İnsanın içinden kurtulmaktı amaç, onu içsiz boş, bir beden haline getirmekti. Yiyecek içecek, tüketecek, inorganik bilgiyle de zihnini tatmin edecekti.
İnsanın içinde, onlara göre çok büyük bir düşman vardı, KALP.
Sırrın gezegeni kalp.
Kendi ruhunun galaksisinde, sırrın gezegenine yapacağı yolculuk, insanın hakikatini bilmeye başlaması demekti.
Ve bu hakikatini bilince, kendisine hakikat diye sunulanın hakikati olmadığını görecekti. Bu dünyaya tüketmek, zevk peşinde koşmak için gelmediğini derinden duyacaktı.
Yeryüzüyle gökyüzünü ve arasındakileri eğlence olsun diye yaratmadık ayetinin ne manaya geldiğini anlayacaktı.
Kendini anlayacak bilecekti.
Bu uyanışla sırra yolculuk yapacaktı.
Oysa, ona ne olduğu kim olduğu söyleniyordu, sır yoktu, sırrı içeren bir bilgi de yoktu.
Bilgi onların tekelinde bilmen gerektiği kadarıyla sana zaten hazırlanıp sunuluyordu.
Hazırlanmış bilgi senin hayatının nasıl olması isteniyorsa ona göre içeriklendirilmiş bilgiydi. Doğruluk değerini de buraya uygunluk ölçüsünden alıyordu.
Oysa sırrın bilgisi sana senin nasıl birisi olacağını dikte edecek hiçbir hile ve kurgu taşımıyordu. O seni sana tanıtıyor, İlahi olanı hayatına bir lütuf olarak açıyordu.
Sırrın bilgisi, senin bilgiyle olan ilişkini öyle kökten ve öyle bambaşka bir hale sokuyordu
Sırrın bilgisi, senin bilgiyle olan ilişkini öyle kökten ve öyle bambaşka bir hale sokuyordu ki, dijitalin efendilerinin seni kodlaması çok zorlaşıyordu.
Sırla dolu kalbin başkaldırısı onların korkulu rüyasıydı.
Bu korkudur ki, onlara, gerçek budur dedirtirken, Tanrı da budur deme noktasına kadar götürüyordu.
Oysa gerçek budur diyen yalan budur diyen Nietzche, sanki bugünler için bir uyarı da bulunuyordu.
Her şeyi numaralandırarak bilgileştiren teknolojileri, marifet bilgisi üzerinde de türlü türlü numaralar çevirdi.
Sırrı da onlar biliyordu, senin yolculuğuna gerek yoktu, ya da onların istediği yönde bir yolculuk yapabilirdin.
Ama sırra giden yolculuk senin kalbinden geçmiyorsa hiçbir yer gitmiyorsun demektir.
Onlar da bunu istiyorlardı hiçbir yere gitme, onların işaretlediği yerde ol.
Böylece bilgi, kalp kuşunu yakalayan bir ökseye dönüştürülüyordu. Numaralar bilgiyi, bilgi kalbi bağlıyordu.
Kalbin özgürce sırrına, Yaradanına uçması engelleniyordu.
Dünyadan özgürleşemeyen bir kalp sırrına uçamazdı ki.
Bu durumlar karşısında sır yolcusunun yapması gereken belliydi. Kendisini çepeçevre kuşatan dünya bilgisinin, paldır küldür kalbine girmesine izin vermemesi gerekiyordu.
Hala insan tükenmiyorsa, hala insan hakikatinden çekiniliyorsa, bunun kalbin direnişi olduğunu unutmaması gerekiyordu.
Kendi kendine, tüm kalbiyle, sırra git, sırrına git, kalbine git ve oradan yeniden doğ, yeniden bil demesi gerekiyordu.
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle