En Sıcak Konular

Bilal Kemikli



Bilal Kemikli
0 0 0000

Oğluma birkaç not



Son dönemlerde geleneğe uyup, oğluma hitaben nasihatler yazıyorum… “Din nasihattir” fehvasınca, nasihatin sadece söz olmadığını, içinde samimiyet barındırdığını müdrik olarak yaşadıklarımı, tecrübe ettiklerimi, okuduğum eserler üzerinde düşündüklerimi, dert edindiklerimi, dertlendiklerimi aforizmalara dönüştürüp kayda alıyorum.

“Ey oğul” ifadesi, gelenekte çoğu nasihatnamelerde kullanılan bir hitap şeklidir. Oğul, yalnız erkek evlat da değildir; bütün çocuklarımızı ifade eder… Fakir bu aforizmaları evvelemirde oğlumu ve kızlarımı düşünerek yazıyorum; ama esasen bir hocanın evlatları sadece çocukları değil, öğrencilerdir. Hitap metne dönüştüğünde, onu okuyan herkesedir. Fakat şunu açıkça söyleyeyim, öncelikle bu yazılan aforizmalar, tutulan notlar kendimedir. İnsan önce kendine yazar… Bu bakımdan bunlar, biraz da kendimden kendime mektup hüviyetini haizdir. Velhasıl bana, sana ve ona “oğul” babından birer işaret.

Bugün gönlüme, bu işaretlerden bir kaçını burada bir arada sunma niyeti düştü… Umarım hayra vesile olur.

…

Oğul, bilgeler, "tatlı şifa mı istiyorsun, acı ilaç iç" demişler... Acı ilaç, samimi, makul ve müspet eleştiridir. Dost tenkidi, şifadır.

…

Ey oğul, bir yarışa girdiğinde “harp hiledir” düsturundan hareketle, seninle aynı pistte koşan kardeşlerinin ayağına onun manevi kişiliğini, şahsiyetini ve itibarını hedef alan çelmeler takmaktan kaçın… Adil ve hakça bir yarış olsun!

Oğul, çalış, çabala… Projelerin, ufkun, vizyonun, gücün ve kuvvetinle alana çık ve yürü. Şunu bil ki, hile ve tuzaklar kurarak, çelme takarak ulaştığın zaferde, hiç beklemediğin bir anda en yakınlarından sana öyle mukabelede bulunanlar olur ki;

akıbet şaşar kalırsın. O bakımdan, hak ve hukuktan, meşru gayret ve tutumlardan hareketle zaferini taçlandır.

Kimseyi hor görme oğul, kimseyi küçük görme… Bilirsin, II. Mehmet, Fatih unvanını genç yaşta aldı. Yaşın kemali elbette önemlidir; ama nice ileri yaşta tecrübesizler, nice muhteris kifayetsizler gördüm. Serinkanlı, sağduyulu, hak ve hukuktan yana vicdanlı birisi ol, Hak sana önünü açacak, tecrübeli bilgeleri yol arkadaşı olarak verecektir.

Danışmayı, görüşmeyi ve bilişmeyi esas alan, koruyup gözeten bir lider ol ki, dağları, deryaları aşacak ufka erişesin. Yoksa hırs gözlerini kör eder, kerameti kendinde ararsın ve kendini merkeze alırsın; çeldirici akıl sana “benden sonra her şey harap” inancını empoze eder; inanırsın da… Hak muhafaza etsin, aklın üstünde bir akıl olduğunu unutursun. İşte kaybettiğin zaman, o zamandır.

Bu yüzden oğul, kahrı da lütfu da sahiplerin sahibinden bil; hiçbir zaman Hakla rabıtanı kesme, Ona iltica et, her daim niyaz ve istiğfar halinde ol! Hak muînin, elçisinin ahlakı ziynetin, yolunda giden âlim ve arifler, tecrübeli amirler yoldaşın, alperen ruhlu gençler yarenin ve sırdaşın olsunlar!

…

Şu da var: Malın, mülkün ve makamın hakkını verememek... Bu endişe önemlidir. Oğul, bu endişeyi taşımadan, dünyalık bir şeye talip olma!

Hakîm Tirmîzî’nin dediği gibi, “Senin için takdir edilmemiş bir şey için üzülme, sana verilene de sevinip vereni unutma."... İmdi, vereni unutma!

Bil ki oğul, ne takdir edildiyse, o olacaktır.

…

Aziz okuyucum, bazılar başarıya endeksli eğitim sistemi ve etkili insan modelleri karşısında bendenizin sunduğu bu notları romantik veya ironik bulacaktır; olsun… Belki de onlar haklılar. Fakat bu satırların sahibi, mutluluğu ve huzuru, modern zamanların başarı eğilimlerinden ziyade, içimizde aramamız gerektiğine kanidir. Nihayetinde hepimiz, iyiliğin ve güzelliğin hâkim olması için elimizden geleni yapmalıyız. 

Bu yazı 3,562 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 11 Nisan 2016 Öğrencime Mektup
    • 5 Şubat 2016 Sahici Büyük Kimdir?
    • 24 Ocak 2016 Aşkın Yolcuğu'na Dair
    • 1 Ocak 2016 Kar taneleri: Semada raks eden dervişler
    • 21 Aralık 2015 Eksik Gören Eksiktir
    • 10 Ağustos 2015 Çeşm-i Cihân'a Ağıt
    • 9 Temmuz 2015 Tevazu: İnsan toprağını işlemek
    • 28 Haziran 2015 Ses vermek?
    • 24 Haziran 2015 Bu kitap neden yazıldı?
    • 4 Haziran 2015 Muhalefeti mi seçeceğiz?
    • 10 Mayıs 2015 Ruhuma Sükünet Veren Şehir
    • 20 Nisan 2015 Sevgili kızım, beklemeyi bilmeliyiz
    • 5 Nisan 2015 Bedhah tuzaklara karşı
    • 9 Mart 2015 Bu iyi bir zamandır
    • 12 Şubat 2015 Oğluma birkaç not
    • 27 Ocak 2015 Öğüt Almak: Nasihatname geleneğimize dair
    • 19 Ocak 2015 Son hadiselere ve tartışmalara dair
    • 29 Ekim 2014 Dostun Bahçesinde Teferrüç Etmek
    • 14 Ekim 2014 Camide buluşalım…
    • 9 Eylül 2014 Bir Gönül Köprüsü

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,454 µs