Fransa'dan Türkiye'ye son dakika golü!

4 Aralık 2008 14:00 tsi
Avrupa Birliği konusunda hükümet vites küçülttü tartışmaları gündeme oturmuşken, Fransa'nın hangi müdahalesi, hükümeti tum suçlamalardan muaf kılabilir?

Fransa'dan yine bir son dakika golü

Barçın Yinanç / Referans

Çok büyük bir aksilik olmazsa 19 Aralık'ta, Avrupa Birliği'yle iki başlıkta daha müzakereler başlatılacak.

Fransa, kendi dönem başkanlığında iki başlıkta müzakerelerin başlaması için bayağı bir çaba sarf etti. Bilgi toplumu ve medya başlığında herhangi bir sıkıntı yaşanmadı. Ancak sermayenin serbest dolaşımı için aynı şey söylenemez. Örneğin karaparanın aklanmasının önlenmesi konusunda Türkiye'nin AB müktesebatına uyum sağlamak için nasıl bir yol izleyeceğine dair Brüksel'e gönderdiği strateji belgesi karşı tarafı pek de tatmin etmedi. Bu arada, Rumlar da bazı sıkıntılar çıkarınca, acaba bu başlığı bırakıp, başka başlık üzerinde çalışsak mı diye düşünmeye bile başlamışlar. Ancak sonuçta, Rumlar geri adım atıp, strateji belgesinde de birkaç değişiklik yapılınca, sermayenin serbest dolaşımı başlığında müzakerelerin başlamasında bir engel kalmamış görünüyor.

Hemen belirtelim. Şimdiye kadar 8 başlıkta müzakere açıldı. Türkiye ilk kez, bu başlıkta geçiş dönemi talebinde bulundu. Yabancıların gayrimenkul alımıyla ilgili 12 yıllık geçiş dönemi talebinin de Brüksel'de kabul gördüğü anlaşılıyor. Böylece, Türkiye'nin AB'ye tam üye olmasını takip eden 12 yıl boyunca yabancıların gayrimenkul ediniminde AB kuralları geçerli olmayacak.

Fransız dönem başkanlığına geri dönecek olursak.. Tam "Fransızlar, verdikleri sözü tuttular; Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin Türkiye karşıtlığını dönem başkanlığına yansıtmadılar" diye yazmaya hazırlanıyordum ki, Brüksel'den gelen haberler üzerine yazının gidişatını değiştirmek zorunda kaldım. Anlaşılan Fransızlar, gene yapacaklarını yaptılar ve bunun için de son dakikayı beklediler.

Brüksel'den yansıyan kulis bilgilerine göre Fransızların, Türkiye'nin AB üyeliğine işaret eden "katılım" sözcüğüyle ilgili alerjileri depreşmiş. Pazartesi günü yapılacak olan AB bakanlar toplantısının ardından yayımlanacak bildirinin Türkiye ile ilgili bölümünden "katılım" ifadesini çıkarmışlar. Aslında bu çok da yeni bir şey değil. Geçen sene de benzer bir girişimde bulunmuşlardı. Ancak bu kez daha ileri gitmeleri söz konusu. 11 Aralık'ta yapılacak devlet ve hükümet başkanları zirve metninden genişleme paragrafı tamamen çıkarılmış. Yani yıllardan sonra ilk kez bir zirve metninde genişlemeye ilişkin herhangi bir bölüm yer almayacak. Böylece Fransa, Türkiye'nin tam üyelik vizyonunu erozyona uğratma çabalarında bir miktar daha ilerleme sağlamış olacak.

Tabii bu gelişme karşısında Türkiye'dekilerin "skandal" diyerek büyük bir infiale kapılacaklarını sanmıyorum. Zira AB konularında, -bu sürecin önemine gönülden inananlarda da dahil olmak üzere- müthiş bir yılgınlık söz konusu.

Zaten 19 Aralık'ta açılacak iki başlığın ardından teknik süreçte de bir duraklamanın yaşanacağı söyleniyor. Bu yıl sonu itibariyle toplam 10 başlıkta müzakereler açılmış olacak. 12 başlıkta ise zaten müzakerelerin başlaması Kıbrıs sorunu ve Fransızların vetosu nedeniyle söz konusu değil. Geriye kalan on kadar başlıkta müzakere açılması ise Türkiye'den kaynaklanan sorunlar nedeniyle güç görünüyor. Yani önümüzdeki yıl, "iki başlıkta müzakere daha açıldı" diye avunmak da söz konusu olmayacak.

Bu duruma AB'nin bir itirazı yok. Türkiye ne kadar yavaş ilerlerse onların o kadar işine geliyor. Hükümet deseniz; onun da bir acelesi yok. Zaten ite-kaka yürüyen bir süreç, önümüzdeki dönem tam anlamıyla durma noktasına gelirse pek kimsenin itirazı olmayacak. Yani alan razı veren razı.

 

Bu haber 829 defa okundu.