En Sıcak Konular

Putin yeniden seçilmenin yollarını arıyor

0 0 0000 00:00 tsi
Putin yeniden seçilmenin yollarını arıyor Şimdiden kamuoyunu ve dünyadaki güç dengelerini lehine çevirmek için yoğun çaba harcayan Putin’in bir dönem daha Rusya’yı yöneteceğine kesin gözüyle bakılıyor.

Rusya devlet başkanlığı seçimleri iki yıl kalmış olmasına rağmen Rusya kamuoyunda tartışma konusu olmaya devam ediyor. Bu tartışmanın ekseninde de devlet başkanı Vladimir Putin Putin yer alıyor. Tartışmalar Putin’in üçüncü dönem devlet başkanı olup olmayacağı, olmayacaksa yeni konumunun ne olacağı ve kendisinden sonraki devlet başkanın kim olacağı gibi sorular etrafında yoğunlaşıyor. Bu tartışma sadece Rusya’da değil yer yer dünya kamuoyunun gündemine giriyor. Dünyanın asıl ilgilendiği konu Rusya’nın gelecekte izleyeceği iç ve dış politika. Daha çok başını ABD ve Avrupa’nın çektiği batı ittifakı Rusya’nın Putin döneminde yürütülen iç ve dış politikadan rahatsız… Bunu Rusya’nın demokratikleşme süreciyle ifadelendirse de asıl sorunları Rusya’nın liberal dünyaya entegrasyonu.

KGB’den devlet başkanlığına Putin’in serüveni

Peki neden Putin ismi Rusya ve dünya kamuoyundaki tartışmaların ekseninde yer alıyor? Leningrad Üniversitesi Uluslararası Hukuk Bölümü’nden mezun olan Putin, daha sonra, SSCB’nin ayakta kalan tek devlet örgütü KGB iç istihbarat bölümüne girmiş ve kısa süre içinde kariyer yapıp devletin önemli görevlerine gelmişti. Putin, Yeltsin’ in bir oldubittiyle azledilmesinden sonra da Rusya devlet başkanı olmuştu. Putin’in devlet başkanı olması ÇKP, KGB ve daha sonra da FSB’ in Rusya’daki pozisyonu ile ilgili. Rusya’da ÇKP den gelme bir geleneğe göre istihbarat teşkilatı ülkenin en güçlü kurumudur ve ülke yönetiminin her aşamasında yer alıp her düzeyine müdahale etme hakkını kendisinde görür. İşte Putin’in de Rusya devlet başkanlığına getirilmesi, kötüye ve hatta dağılmaya doğru giden eski bir imparatorluğu kurtarmaya yönelik Rusya istihbarat teşkilatının yaptığı bir operasyondu.

Mafya sisteminden burjuva sınıfı oluşturuldu

SSCB sistemindeki tıkanma Glasnost-prostroika ile aşılamayınca dağılma ile yüz yüze kalmıştı. Böylece dünya ekonomi tarihinin diyalektik gelişimini unutmuş olan Ruslar, kendilerini birden bire liberalizmin kollarına bıraktılar. 70 yıl boyunca geniş bir coğrafyada tüm yeraltı yerüstü zenginliklerini devlet mülkiyetine almış, tüm ekonomisini buna göre örgütlemiş bir ülke; birden bire ve tümüyle özel mülkiyete geçmeye çalışınca kaosa sürüklendi. Sosyalizmden vazgeçmeye başlayan Rusya’da, sermayenin mülkiyetindeki sermayenin özel mülkiyete geçiş süreci dengesiz ve kontrolsüz gelişmeye başladı. Özel mülkiyetin yaratılması ve bir burjuva sınıfının oluşması için, bir nevi mafyalaşma ortaya çıktı.
Bu süreç, bazı kesimlerin yasal veya yasadışı yollarla, ortada kalan maddi imkanları, yani sermayeyi kendi özel mülkiyetine geçirmesini doğurdu. Bu durum, devletçi ekonomiden liberalizme geçişin doğal yöntemleri olarak kabul ediliyor. Bu yöntem, Rusya gibi hiç burjuvazisi olmayan bir ülkenin sistem değişikliği için zorunlu görüldü. Rusya 20’inci yüzyıl Avrupa diyalektiğiyle bir burjuva sınıfının oluşumunu bekleyemezdi, zaten bu imkansızdı. Bu yüzden kendi burjuva sınıfının oluşması için zorunlu olarak bazı yasa dışılıklara izin verildi.

Kontrollü geçiş süreci, bağımlılık riskini ortadan kaldırdı

Zaten bugün liberal dünyadaki ekonomik yapıya ve oluşmuş dev küresel şirketlere bakıldığında aslında hiç birisinin meşru yollarla o düzeye gelmediği görülecektir. Bu anlamda Rusya’nın bir dönem mafyalaşmaya göz yumması -eğer liberalizme geçmek istiyorsa - zorunluydu. Ve zaten dünya buna itiraz etmedi, tam tersine bunun durdurulmasına itiraz etti. Ama Gorbaçov ve Yeltsin gibi liderler bir şeyi unutmuşlardı. Rus sermayesinin, kendi içinde tam olarak örgütlenmeden dışarıya açılması imkansızdı. Rusya sermayesinin ABD ve Avrupa karşısında ayakta durabilmesi için önce kendi içinde güçlü bir sistem oluşturması gerekiyordu. Çünkü örgütsüz bir sermaye ile dışa açılması, kısa süre içerisinde başta enerji kaynakları olmak üzere Rus sermayesinin ABD ve Batı Avrupa’nın denetimine geçmesi ve Rusya’nın bağımlı bir ülke olmasına yol açacaktı. Kaldı ki Avrupa dahi kapitalizme geçiş sürecinde; uzun süre özel mülkiyet üzerindeki devlet kontrolünü sürdürerek, devletçi ekonomi politikasını uygulamıştı.

İşte Rusya için ‘Putin yönetimi’ Reel sosyalizm ile Liberalizm arasında devletçi ekonomi politikasının yürütülme süreci oldu. Yani Putin; Rusya sermayesinin yeniden örgütlenmesi için devletin sermaye ve ekonomi üzerindeki kontrolünün sürdürülmesi stratejisini benimseten lider oldu. Bunu baştan fark eden Çin de uyguladığı kontrollü yeniden yapılanma ile dağılma ve parçalanma riskini ortadan kaldırarak dünyanın en hızlı büyüyen ekonomisine sahip olmayı başarmıştı.

Büyük sermayeyi denetim altına aldı

Putin bu stratejiyi hayata geçirmek için iş başına gelir gelmez, istihbarat teşkilatının ülke üzerindeki etkisini yeniden kurdu ve devletin üst kademelerindeki bürokratları yeniden düzenleyerek devletin çekirdek yapısını yeniden yapılandırdı. Bunun için de ilk iş olarak Rusya’nın en büyük enerji rezervlerini eline geçiren Yukas şirketi ve sahibi Mixail Xodorkovski gibi dışa açılımda acele etmiş, dış sermayeyle birleşme sürecine girmiş ve ülkenin liberalleşmesini savunan genç ve acemi burjuvaziyi sınırladı. Yine silah ve medyayı eline geçiren Bari Brezevski gibi Batı yanlısı dayatmalarda bulunan iş adamları da aynı biçimde tasfiye edildi. Arta kalan ve henüz mafyalaşma tarzında zenginleşmesini sürdürmek isteyen yerli burjuvaziyi de kontrol altına alarak yasallaştırdı. Ayrıca yasadışı özelleştirmeyi durdurdu. Ve en önemlisi enerji gibi Rusya için ekonomide ve dünya siyasetinde stratejik bir anlam taşıyan ülke kaynakları üzerindeki kısmi devlet mülkiyetini yeniden kurdu. Böylece Putin’ in uyguladığı ekonomi politikası, Rusya’nın yeniden toparlanmasını sağladı.

Kafkaslarda ciddi hatalar

Peki Putin hangi konularda hata yaptı? Birincisi Putin; devletçi ekonomiyi uygulamaya çalışırken -aslında kapitalizme de çok ters olmayan- sosyal ve demokratik bir rejim oluşturmaya çalışmadı. Halkın iradesini ortaya çıkaracak bir demokratik anlayış yerine, reel sosyalizmden kalma en kötü anlayış olan, katı bürokratik devlet anlayışını sürdürmekte ısrar etti. Bu da gelir dağılımında büyük uçurumlara ve adaletsizliklere yol açtı.

Eski örgütlenmenin dağılmasıyla birlikte ortaya çıkan yüzlerce etnik özerk ve otonom bölgenin kendi kaderleri üzerinde söz sahibi olacak esnek bir birliktelik yerine, Ruisya’yı, atanmış yöneticilerle idare edilen ve bazı kültürel haklarla sınırlı 7 ayrı eyalette toparladı. Kendi atadıkları bu eyalet temsilcilerini üst organ olan devlet başkanlığında, yani Kremlinde tuttu. Yeni oluşturduğu eyalet temsilcileri ve bölge valiliklerini seçimle belirlenmesi yerine atamayla iş başına getirdi.

Rusya demokrasiye geçiş yapamadı

Komünist Parti’nin çökmesiyle ortaya çıkan çok partili yapıyı etkisizleştiren Putin, tüm imkanları ve yetkileri kendisine bağlı Rusya’nın Birlik Partisi’ne odaklaştırdı. Parlamentodaki yetkileri bu partinin kontrolüne verdi ve böylece çok partili sistem sadece sözde kaldı.

Kafkaslardaki renkli devrimleri gerekçe yaparak ülkenin en önemli demokratik kurumlarını tasfiye etti. Elbette ki işin içinde Soros gibi ABD ve Avrupa tarafından yönlendirilen sivil toplum örgütleri de vardı, ancak bunun yanında gerçekten Rusya’daki sivil topluma dayanan demokratik yapılanma ve aktiviteleri de bastırdı. Çıkardığı birçok yasayla demokratik bir muhalefetin oluşmasını engelledi. Medya üzerinde kurduğu aşırı denetimle tek sesli ve devletçi bir medyanın oluşmasına yol açtı. Parlamento, medya ve sivil alandaki demokratik kurumların tasfiyesi yada uydulaştırılması, tüm yetkilerin ve imkanların devlet başkanı ve iktidar partisinde merkezileşmesine yol açtı.
Moskova’nın bu katı yaklaşımı, Putin’in özellikle Kafkaslarda kurmak istediği Moskova otoritesi ve ona bağlı kukla yönetimler için ters tepti. Kafkaslarda renkli devrimler olarak bilinen sivil devrimler dalgası patlak verdi. Kafkaslarda renkli sivil devrimlerin oluşmasında dış tahriklerin yanında Moskova’nın aşırı üstten dayatmacı ve devletçi zihniyetinin de önemli etkisi var.

Bölgesel stratejinin merkezine enerjiyi oturttu

Moskova hiçbir zaman Kafkas halklarının kendilerine ait bir iradelerinin oluşmasına izin vermek istemedi. Bu dayatmalar Kafkasya’nın büyük ülkelerinde bu tür sivil devrimlere yol açarken, Çeçenistan, Karabağ, Osetya ve Abhazya gibi mikro milliyetçi bölgelerde de çatışmalara ya da gergin ilişkilere dönüştü. Rusya yakın dış ilişkilerinde bunu denerken batıyla olan ilişkileri de uyguladığı iç ekonomik ve politik stratejiden dolayı zaten doğal olarak gerildi. Ayrıca politologların “Putin stratejisi” dedikleri ‘Enerji kaynakları ve pazarlanmasının sadece ekonomik kazanç için değil uluslararası siyasette söz sahibi olmak içinde kullanılması’ yaklaşımı, Avrupa ve ABD’yi iyice kızdırdı ve Rusya üzerindeki baskıların sürmesine yol açtı. NATO’nun genişleme sürecinde Batı Kafkasya stratejisi, Orta Asya petrol ve gaz rezervleri ve enerji boru hatları, Karadeniz’in güvenliği ve İran gibi sorunlar, gerginlik noktaları olarak kendini korudu.
Bu sebeplerden dolayı Rusya’nın devlet başkanlığı dünya gündemine otururken Putin bu konuda ne yapıyor? Kendi yanlısı bazı kurumların sık sık kamuoyu anketleri düzenleyerek halkın Putin’e olan desteğini vurgulamaya çalışıyor. Bu tür kamuoyu yoklamaları, halkın yüzde 30’unun Putin’in üçüncü dönem başkanlığının sürdürülmesini istiyor. Ancak yüzde 30’u da bunun anayasaya aykırı olacağı gerekçesiyle istemiyor. Anketler, diğer önemli bir kesimi çekimser, bir kesimi ise muhalif gösteriyor. Bu rakamlar abartılı da olsa Rus toplumunun Putin’e ve devlete olan güveni geçmişe oranla biraz daha artmış durumda. Yine devlet denetimine geçmiş medyanın muhalif bir yaklaşım sergileme durumu da olmadığı göz önünde bulundurulursa, Putin’in üçüncü dönemde de devlet başkanlığını sürdürmesi imkansız değil.

Başkanlık için Belarus ile birleşme formülü

Putin’in yeni dönemde Başkan seçilmesi için bir çok formül arayışı var. Halkın Putin’de ısrar ettiğini öne sürerek ve ABD’nin Rusya’da bir sivil devrim yapacağı fobisini yayarak üçüncü dönem devlet başkanlığı için anayasa değişikliği yapılabilir. Ancak bu, uygulanması en zor formül olarak görülüyor.
Diğer bir formül ise Belarus ile Rusya federasyonunun birleştirilmesi... Böylece bu iki ülke için belirlenecek devlet başkanlarının yanı sıra, Putin’in üstte yer alacağı bir “Genel Devlet Başkanlığı” formülünden söz ediliyor. Ancak yaratacağı tepkiler dikkate alınarak bu formül oldukça farklı yöntemlerle tartışılıyor.

Bunun her ikisinin de kabul görmemesi halinde aranan diğer bir formül ise devlet başkanlığı konumunun Cumhuriyet sistemlerindeki cumhurbaşkanlığı gibi sembolik hale getirilerek Başbakanın yetkilerinin artırılması ve Putin’ in de -zaten denetiminde olan- Rusya Birleşik Partisi’nin başına geçerek ülkeyi başbakan olarak yönetmeye devam etmesi. Putin’in “Ben devlet başkanlığından ayrılırsam da ülke üzerindeki etkimi sürdüreceğim” sözü buna yorumlanıyor.

Putin’e yeni yetkiler

Nitekim önceki gün Rusya yasama organının alt kanadı Duma, devlet başkanının diğer ülkelere yaptırım kararı almasına imkân veren bir yasa taslağına da ilk onayı verdi. 356 evet oyuna karşı 10 ret oyu verilen yasayı destekleyenler Rusya'nın uluslararası ekonomik arenada hareket kabiliyetinin artacağını ve dış tehditlere kısa bir süre içinde tepki verebileceğini savunurken, muhalifler zaten haddinden fazla yetkiye sahip olduğu için eleştirdikleri Putin'in elinde çok fazla güç toplandığı endişesi taşıyor. Yasaya göre Putin, bir ülkeye yaptırım uygulamaya karar verirse yasama organları olan Duma ve Federasyon Konseyi'ni yalnızca bilgilendirmekle yükümlü olacak.

Putin kendisi de üçüncü dönem seçilmemin içerde ve dışarıda yol açabileceği tepkileri iyi biliyor. Ve zaten çok önceden tartışılmasının temel sebebi de burada yatıyor. Putin, tüm formülleri tartışarak önce içerde kamuoyunu hazırlamaya çalışırken, dünyanın da nabzını tutarak genel yaklaşımı değerlendirmeye çalışıyor. Ama formül nasıl olursa olsun tepkiler ne olursa olsun Putin’in bir dönem daha Rusya’yı yöneteceğine kesin gözüyle bakılıyor.

ANF



Bu haber 337 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,960 µs