En Sıcak Konular

'O'na ihtiyacımız var!'

6 Aralık 2008 19:16 tsi
'O'na ihtiyacımız var!' Polonya'da düzenlen 'I. Avrupa - Türkiye Forumu'na devam ediliyor. Forumda bugün 'Türkiye'nin AB-NATO İlişkilerindeki Rolü' konuşuldu. Ve bakın ne sonuç çıktı?

Katılımcılar ve müzakereciler, Türkiye'nin AB'ye üye olmasının AB - NATO ilişkilerine katkı sağlayacağına vurgu yaparken, aynı zamanda güvenlik açısından da AB'nin Türkiye'ye ihtiyacı olduğuna değindiler.

Oturumda konuşan İngiltere merkezli Jamestown Vakfı'ndan uzman-yazar Gareth Jenkins, Türkiye ve NATO arasında sıkı bir işbirliği olduğunu ancak Kıbrıs konusunun bunu engellediğini söyledi. Bunun nedenlerinden değil de çözümlerinden bahsetmek istediğini dile getiren Jenkins, Eylül ayında Kıbrıs sorununun çözümü için bir iyimserlik olduğunu, fakat şimdiyse bunun kaybolduğunu ifade etti. Türkiye'ye bu konuda hiçbir şey yapmadığı yönünde eleştiriler yöneltildiğini ifade eden Jenkins, "Aralık 2009'da sorun yaşayabiliriz, bunun için birşey yapmalıyız" dedi.

NATO'nun siyasi bir yapı olarak başladığını ve askeri gücünün çoğunlukla ABD'ye bağlı olduğunu ifade eden İngiliz uzman, "Türkiye, Avrupa'nın en büyük ordusuna sahip ve terörle mücadele konusunda tecrübeye sahip. Bu durum Avrupa için kullanışlı olabilir" dedi. Türkiye'nin NATO'ya yaklaşımı konusunda kararların kimler tarafından verildiğinin çok önemli olduğunu dile getiren Jenkins, "Türk ordusu NATO'ya neden şüpheli bir şekilde yaklaşıyor? Türk ordusunun büyük kısmı Türkiye'nin AB'ye gireceğine inanmıyor. Türk ordusunun AB'nin güvenliği konusunda yapabilecekleri konusunda şüpheler var" diye konuştu. Jenkins, Afganistan'daki NATO destekli terörle mücadeleden bahsederken "Teröre karşı mücadele ne yazık ki İslam'la mücadele gibi algılanıyor. Eğer ülkenizde din İslam'sa bun karşı politika yürütmek zordur" diye ekledi.

Oturumda söz alan emekli büyükelçi Ümit Pamir de Türkiye'nin savunma politikası konusunda bazı tespitlerini anlattı. Türkiye'nin, Avrupa'nın güvenliğinde stratejik bir rol oynadığını dile getiren Pamir, "Türkiye, Avrupa'da önemli bir güvenlik güvencesi olmak istiyor" dedi.

Bilgi Üniversitesi'nden Prof. İlter Turan da oturumda bir konuşma yaptı. Konuşmasının başında AB'nin Türkiye'yi aday ülke olarak kabul ettiğine dikkat çeken Turan, "AB'nin kendini savunabilecek savunma kapasitesi yok" dedi. AB ülkelerinin de kendilerine yönelik tehditler konusunda mutabık olmadığını ifade eden Turan, "AB'ye yönelik tehditler konusunda Varşova Paktı ülkeleri ile Almanya ve Fransa gibi ülkeler arasında farklılıklar var" diye konuştu. İlter Turan, bazı ülkelerin de güvenlik meselesine fazla önem vermediğine değindi. Avrupa Birliği'nin güvenlik konusunda Türkiye'yi desteklemesi gerektiğini ifade eden Prof. Turan, NATO ve ABD'nin bu desteği verdiğini dile getirdi. AB'nin bazen Türkiye için tehlikeli durumlar oluşturmakta olduğunu söyleyen Turan, "Bunun için bazı organizasyonlar finansmanına bakmak yeterli" dedi. Bazı ülkelerde iltica amacıyla gidilen yerlerde teröristlere eğitim verildiğini kaydeen Turan, "AB güvenirliğini kaybetmektedir" dedi. "Mükemmel toplum diye birşey yoktur" diyen Turan, AB üyeliği için de Türkiye'den bunu beklemenin yanlış olduğunu dile getirdi. Turan, Türkiye hakkındaki şüphelerin de bu beklentilerden doğduğunu dile getirdi.

Ayrıca AB'nin aldığı bazı kararlarla kendi kurallarını ihlal ettiğini vurgulayan İlter Turan, Güney Kıbrıs için "Sorunları çözülmemiş bir ülkeyi birliğe kabul etmiştir. Şimdi AB'nin bu sorunun çözümünü üslenmesi gerek." dedi. Türk hükümetinin "komşularla sıfır sorun" politikasını desteklediğini ifade eden Turan, Kafkasya konusunda da sorunun işbirliği eksikliği olduğunu ve bazı ülkelerin çözüm konusunda isteksiz olduğunu kaydetti. Karadeniz ve Kafkasya bölgesinin bir sorun bölgesi olarak görülmemesi gerektiğine işaret eden Turan, "Bu bölgede güvenlik sorunu mevcut. Savunma güçlerinin tetikte ve yüksek tutulması ve tek savunma kaynağına güvenilmemesi lazımdır" diye ekledi.

Güvenlik sisteminin bir gün değişmesi halinde Türkiye ve AB arasında terörle mücadelede işbirliği yapılması gerektiğini söyleyen Turan, "Özel mekanizmalar olmazsa işbirliği söz konusu olmaz. Bazen ilişkiler bozulduğunda bunları çözmek için mekanizmalara ihtiyaç var" diye konuştu. "Toplum mükemmellik seviyesine ulaşırsa Türkiye AB'ye üye olur" şeklindeki düşüncenin yanlış olacağını kaydeden İlter Turan, "Üye olmak sadece amaç değil" dedi. Kıbrıs sorununun çözülmesi gerektiğine işaret eden Turan, "Katılım sürecinde AB'ye nasıl tavizler verildiyse Kıbrıs Rum Yönetimi'nin de ödünler vermesi gerekir" dedi.

Finlandiya Uluslararası İlişkiler Enstitüsü uzmanlarından Igor Torbakov, AB'nin genişlemesi söz konusun olduğunda hemen Rusya sorununun ön plana çıktığını belirterek, "Çünkü bu gelişme Rusya'ya yakın bir yerde gerçekleşiyor" diye konuştu. Rusya'da bir uyanış gerçekleştiğini ifade eden Igor Torbakov, "Yeni Rusya ne istiyor, bunu bilmek gerekiyor" dedi. Torbakov ardından Rusya'nın bazı isteklerini "Rusya çok özel siyasi güçlerin gelişmesini istiyor. Dış dünya tarafından rahatsız edilmek istemiyor. Dünya ile ilgili kararların verildiği masada olmak, büyük bir güç olmak ve yalnız olmamak istiyor. Bu masada Rusya'nın çıkarlarının konuşulmasını istiyor. Batı ile işbirliği kurmak istiyor." diye aktardı. Rusya'yı yönetenlerin "çok güçlü" olduğunu vurgulayan Torbakov, bu yönetim için de AB ile iyi ilişkiler olmasının çok önemli olduğunu dile getirdi.

Ardından söz alan Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi yöneticilerinden Engin Selçuk da iki tespitini aktardı. Selçuk, "AB bir hukuk birliğidir, Pax Romana'yı hatırlatır. Pax Romana'ya karşı bir ikinci terim ise 'Tarra İncogritaida'dır. Burada ise hukuk yoktur, Pax Romana'nın karşısındadır ve Avrupa dışındaki bölgeyi gösterir. Üçüncü bir terim ise 'Limes'tir. Bu da Pax Romano'yu Tarra İncogritaida'dan ayıran tampon bölgedir. Ancak burada oturanlar hiç Avrupalı sayılmamıştır. İşte Avrupa da Türkiye'yi 'Limes' olarak görmektedir." dedi. Türkiye'nin Avrupa'dan kopamayacağını ifade eden Engin Selçuk, "Ama Avrupalı olarak da kabul edilmiyor" diye kaydetti.

Selçuk, ikinci tespitinin ise NATO'da güven ve karşılıklı dayanışmanın artık eskisi gibi olmaması olduğunu söyledi. Selçuk bu durumu ise "Artık ortak bir tehdit yok. Radikal İslam inandırıcı değil. Rusya ve Çin de değil." diye açıkladı. "Eğer ortak bir tehdit olmazsa üyeler farklı eğilimlere sahip olurlar" diye konuşan Selçuk, NATO'nun artık işlevini kaybetmekte olduğunu dile getirdi. AB'nin Kafkasya ve İran gibi bölgeyle ilgili politikalarının hiçbir yerinde Türkiye'nin bulunmadığını kaydeden Selçuk, "Türkiye bir 'Limes' olarak görülüyor. 75 milyon nüfusa sahip bir ülke uzun süre bu pozisyonda tutulamaz. İleride ne olur. Türkiye Frank Sinatra gibi 'I did it my way' diyebilir." diye ekledi.

Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu Avrupa Araştırmaları Merkezi Başkanı Mehmet Özcan da AB'de son dönemde tehdit algılamalarının değiştiğini dile getirdi. Özcani Türkiye'nin, AB'nin aksine illegal göç, göç ve ilticayı tehdit olarak algılamadığını kaydetti. Ayrıca Türkiye PKK ve DHPK-C gibi örgütlerle mücadele ederken de AB'nin bunu anlamak istemediğini vurgulayan Özcan, ancak 2001'den sonra bu örgütlerin terör listesine girmeye başladığını aktardı. Ancak bunun da sadece birlik bazında olduğunu ifade eden Özcan, ülkeler arasında farklı algılamaların bulunduğuna işaret etti. Özcan, hala bazı ülkelerin bu örgütlere kucak açmayı sürdürdüğünü kaydetti.

Oturumda son olarak Rusya'nın Euro-Atlantik Güvenliği Merkezi'nden Yulia Kudrashova söz aldı. Kudrashova, Türkiye'nin NATO'ya katkısının çok büyük olduğunu belirttti. Kudrashova, "Türkiye AB'ye Güney Kafkasya konusunda rehberlik edebilir" dedi.

cha



Bu haber 549 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,113 µs