‘Çar’a emanet | " /> ‘Çar’a emanet | "/>

En Sıcak Konular

Detroit ‘Çar’a emanet

10 Aralık 2008 15:31 tsi
Detroit ‘Çar’a emanet Zor durumdaki Amerikan otomotiv endüstrisinin ‘üç büyükler’i olan General Motors, Chrysler ve Ford’u 15 milyar dolarlık bir paketle kurtarmaya hazırlanan Washington, sektörün başına bir “Araba Çarı” atayacak

Amerika’nın yeni “Araba Çarı” Detroit’i kurtarabilir mi?Detroit ‘Çar’a emanet

Yasemin Çongar / Taraf

İki Amerikalı konuşuyormuş.

Biri, “Düşünsene,” demiş, “İkinci Dünya Savaşı’nda Almanya ve Japonya’ya yenilseydik, kim bilir başımıza neler gelirdi?”

Duraksamadan cevaplamış diğeri; “Tanrı korusun, yenilseydik, bugün Alman ve Japon otomobilleri Amerika’yı istila etmiş olurdu.”

* * *

Amerikalılar, kendileriyle dalga geçmeyi severler.

Dahası, Amerikalılar canlarından çok sevdikleri arabalarıyla dalga geçmeyi severler.

Efsaneleşmiş markalarına, biraz da Hollywood filmleri sayesinde yirminci yüzyılın ikonları arasına girmiş o çok meşhur modellerine rağmen, Amerikan otomobillerinin son dönemde fena halde sıradanlaştığını; otomotiv sektörünün en sık arızalanan, en dayanıksız, en güvensiz, en çirkin ürünlerinin “Amerikan malı” olduğunu da, en iyi Amerikalılar bilir.

Alman ve Japon otomobillerinin, son çeyrek yüzyılda Amerikan arabalarına hemen her açıdan fark atıp Amerikan pazarına egemen olması, biraz da bu yüzden, “milli” bir meseleden ziyade yukarıdakine benzer fıkraların konusudur.

* * *

Oysa otomotiv endüstrisinin yavaş çekim çöküşü, Amerika’ya, fıkralarla hafifletilemeyecek kadar büyük bir toplumsal yük getiriyor.

Bu çöküş, son krizle başlamadı; Amerikan otomotiv sektöründeki sıkıntının bugüne dek binlerce ocağı söndürdüğünü bilmek için, sektörün kalbi sayılan Detroit kentinde biraz dolaşmış olmak yeterli.

Ben dolaşmıştım.

Otomotiv fabrikalarındaki işlerini kaybedince, daha ucuza geçinebilecekleri bölgelere göç etmek zorunda kalan ailelerin bir zamanlar yaşadığı Detroit ve çevresinde, pencerelerden sokaklara taşan çocuk sesleriyle evlerin kapısı önünde susan motor gürültülerinin artık sadece hatıralarda kaldığı, suskun bir hüzünle yavaş yavaş çürüyen hayalet mahallelerin içinden geçmiştim.

Bugün Stockholm’de Nobel Ödülü’nü alacak olan Amerikalı iktisatçı Paul Krugman’ın dediği gibi, yaşanan kriz, Detroit’in çöküşünü “daha görünür ve daha kabul edilemez” kıldı ama “ekonominin bu sektörü ayakta tutamamasının geçmişi çok daha eski.”

Krugman, federal devletin Amerikan otomotiv üreticilerini kurtarmaya girişmesinin de sonuç vermeyeceğini ve Detroit’in bir “motor şehri” olmaktan zamanla tümüyle çıkacağını savunuyor.

Bu öngörüye rağmen, her gün yeni işten çıkarma haberleriyle sarsılan Amerika’da, federal devlet, otomotivdeki sıkıntının yükünü 15 milyar dolarlık bir acil yardım paketiyle omuzlamaya hazırlanıyor.

İşe yarayıp yaramayacağı bir yana, bu paket, mantığı ve kapsamıyla, Amerikan liberalizminin bazı temel kabullerini sarsmaya aday.

* * *

Amerikan Kongresi’ndeki Demokrat çoğunluğun Bush Beyaz Ev’iyle birlikte kotardığı paket, “batıyoruz” diye feryat eden General Motors ve Chrysler’e kısa vadeli acil fon sağlamayı öngörüyor.

Ford, her ne kadar, diğer iki şirket kadar vahim bir nakit sorunu yaşamadığını ve “şimdilik” federal fon almayı düşünmediğini açıklamış olsa da, hazırlanan yardım paketi “Üç Büyükleri Kurtarma Planı” olarak adlandırılıyor.

Paketin en ilginç unsuru ise, Amerikan otomotiv sektörünün başına bir bürokratı getirmeyi öngörmesi...

Başkan Bush’la dümeni 20 ocakta devralacak olan Barack Obama’nın birlikte belirleyeceği bu bürokratın unvanı da şimdiden belli: “The Car Czar” yani Araba Çarı.

Araba Çarı, General Motors ve Chrysler’e federal bütçeden sağlanacak yardımı denetlemekle kalmayacak; bu şirketlerin alacakları ticaret ve yatırım kararları üzerinde veto yetkisine de sahip olacak.

Bu yetki, otomotiv sektörünü bilen Amerikalı iktisatçı ve sanayicilere, 1970 ve 80’lerde Japon devletinin oynadığı rolü hatırlatıyor.

Japon bürokratlar kendisine, “Sadece motosiklet üret, gerisine karışma” dediğinde, Honda’nın kurucusu Soichiro Honda’nın nasıl isyan ettiğinden, Japon hükümetinin bu müdahaleci politikasının o zamanlar Amerikan Kongresi’nce nasıl aşağılandığına kadar birçok anekdot Washington kulislerinde anlatılıyor.

* * *

Şurası kesin; müstakbel Başkan Barack Obama “Ne olacak bu Detroit’in hali” sorusundan kolay kurtulamayacak.

Obama, geçen pazar, “Devletin şirket yönetmesini istemem, genellikle bunu pekiyi beceremez” dese de, otomotiv endüstrisi eğer federal fonlarla kurtarılacaksa, ne tür arabalar üretileceği, yakıt tüketimi ve egzost standartlarının ne olacağı gibi konularda devletin de söz sahibi olması gerekeceğini ima etti.

Dünkü New York Times’da bir analiz kaleme alan David Sanger, bu imadan yola çıkarak,

“Obama cephesi bu kelimeyi ağzına almasa da, söyledikleri ‘devletleştirme’ fikrine tehlikeli derecede yakın” diyordu.

Sanger ayrıca, ABD’nin son yirmi yıldır tüm dünyaya dikte ettiği “Kendi yerli şirketine tanıdığın ayrıcalığı, ülkendeki yabancı şirketlere de tanımalısın” şiarını gündeme getirip hatırlattı:

“Şu ana kadar, Toyota, Honda, BMW ya da Amerikan topraklarında fabrika kurup Amerikan işçileri çalıştırmış ve bu yolla kâr etmeyi başarmış diğer yabancı otomotiv üreticilerine yardımdan söz eden hiç çıkmadı.”

Ne dersiniz, biraz olsun, baştaki fıkrayı çağrıştırmıyor mu bu durum?

Amerikan liberalizmi, düşmanca baktığı fikirlere teslim olmanın eşiğinde mi yoksa?



Bu haber 635 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,858 µs