gayrimenkul zengini | " /> gayrimenkul zengini | "/>

En Sıcak Konular

Devlet gayrimenkul zengini

10 Aralık 2008 18:00 tsi
Devlet gayrimenkul zengini Maliye Bakanlığı’na göre devletin iki milyon 821 bin adet taşınmazı var. Mehmet Altan “devletin elinde bu kadar mal olması demokrasilere değil, padişahlık düzenine özgü” diyor

Türkiye’de arazilerin yüzde 50 ile yüzde 20 arasında tartışmalı bir oranının devlet adına kayıtlı olduğu belirtildi. Gayrimenkul zengini olan devletin ekonomik hayata da egemen olduğu için gelişmenin sağlanamadığına dikkat çekildi. Prof. Dr. Mehmet Altan, “Bu rakamlar gösteriyor ki padişahlık devam ediyor. Demokrasilerde devletin elinde hiçbir şekilde bu kadar mal bulunmaz” derken, ekonomist Süleyman Yaşar da devletin neye sahip olduğunun tam bilinemediğini belirterek, Türkiye’deki tapu kayıtlarının en başından, bir daha ele alınması gerektiğinin altını çizdi.
2001 yılında kaynak yaratmak amacıyla Hazine arazilerinin satılması gündeme geldiğinde dönemin Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz, AB ülkelerinde yüzde 10 olan devletin taşınmazlarının payının Türkiye’de yüzde 55 olduğunu açıklamıştı. Bugünkü verilerde bunun yüzde 20 olduğu belirtiliyor ve son yedi yılda 30 puan küçülmenin nasıl olduğu ise yanıtlanması gereken bir soru işaretidir.
Maliye Bakanlığı verilerine göre, Türkiye’de, toplam 780 bin kilometre kareyi aşan yüzölçümünün yaklaşık 153 bin kilometre karesinin ve 2 milyon 821 bin gayrimenkulünün devlet ait olduğu belirlendi. Devlete ait taşınmazların 1 milyon 124 bin 106’sını tarlalar, 132 bin 523’ünü su ve su ürünleri alanları, 288 bin 112’sini ormanlar, 72 bin 169’unu mera ve otlak gibi orta malları, 1.251’ini maden ve ocak alanları, 631’ini deniz dolgu alanları ve 3 bin 480’ini tarihi ve kültürel alanlar meydana getiriyor.

Padişahlık devam ediyor

İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi öğretim üyesi ve gazeteci-yazar Mehmet Altan, Hazine’nin son açıkladığı rakamlara göre İstanbul’un yüzde 34’ü, İzmir’in yüzde 27’si, Ankara’nın ise yüzde 20’inin devlete ait olduğunu açıklayarak, “Bu rakamlar gösteriyor ki padişahlık devam ediyor. Demokrasilerde devletin elinde hiçbir şekilde bu kadar mal bulunmaz. İstanbul gibi bir kentin yüzde 34’ünün devletin elinde olması, devletin ekonomik patron olması ve demokrasinin ekonomik alt yapısının henüz teşekkül etmediği anlamına gelir” dedi. Türkiye Cumhuriyeti’nin padişahlığı olduğu gibi devam ettirdiğini savunan Altan şunları kaydetti:

Kalkınma ve ilerleme olmaz

“Osmanlı’da her şey padişahındı. Bu, Cumhuriyet ile birlikte Hazine’ye geçti. Hiçbir kapitalist, demokratik bir gelişmiş batı toplumunda devletin bu kadar yoğun mal varlığı yoktur, olamaz. Çünkü olduğu vakit demokrasi de, ilerleme ve kalkınma da olmuyor. Bu sefer piyasa ekonomisi gelişmiyor. Bireyler zenginleşemiyor. O zaman demokratik bir özgürleşmenin ve talepkarlığın önü açılamıyor.”
Altan, Türkiye’deki devletçiliğin diğer ülkelere göre çok ağır ve yüksek olduğunu ifade ederek, Fransa‘nın bu konuda Türkiye’ye yakın bir halinin olduğuna, buna rağmen bu ülkenin Türkiye’nin yanında ‘cüce’ kaldığına dikkat çekti.

Mülkiyetin net bilgileri yok

Ekonomist ve Taraf Gazetesi yazarı Süleyman Yaşar, 2001’de açıklanan verilere göre Türkiye’nin yüzölçümünün yüzde 54’ünün devlete ait olduğunu kaydederek, söz konusu mülkiyette neyin ne kadarlık paya sahip olduğu konusunda net bilgilerin bulunmadığına işaret etti. Türkiye’deki tapu kayıtlarının en başından, bir daha ele alınması gerektiğinin altını çizen Yaşar, “Ne var orada, kimin malı bunlar? Gerçekten de Hazine’nin malı mı bunlar? Başkasından mı intikal etmiş bilinmiyor. Yani ortada böyle bir sorun var. Bu sorun çözülmediği sürece yüzde 54 rakamını doğru yorumlamak mümkün değil” dedi.

Rum ve Ermeni malları

Yaşar, kamu mal varlığının bu kadar yüksek çıkmasının Hazine’ye intikal eden Rumlar, Ermeniler gibi yabancılara ait mallardan da kaynaklanabileceğini tahmin ettiğini aktararak “Rumlar, Ermeniler gibi yabancılara ait malların bir kısmı da Hazine’ye intikal etmiş durumda. Oran bunların mallarından dolayı da şehirlerde yüksek görünüyor olabilir. Ancak Avrupa Birliği sürecinde bunların mal sahibine geri verilmesi gerekecek. Eğer özelleştirilmişse bedelleri ödenmeli. Ancak Milli Emlak’ta böyle ne kadar malın olduğu belli değil. Bunların da açıklanması gerekiyor” diye konuştu.
Yüzde 54’lük kısımda orman, milli park ve kıyı şeritleri gibi alanlar fazla ise bu oranın normal olduğunu belirten Yaşar, eğer büyük çoğunluğunu bina, işyeri ve konut gibi mülkiyetler oluşturuyorsa bunların bireylere verilerek özelleştirilmesi gerektiğini söyledi.
Ekonomist Yaşar şöyle devam etti: “Özellikle şehirlerdeki binalar, dükkanlar özel sektöre devredilmeli. Ayrıca Türkiye’de tarım arazi sayısı çok düşük ve özel sektörün sulama izni yok. Sulama arazilerinin sadece yarısı sulanabiliyor. Bu büyük bir sorun.  Bu yüzden kamu elindeki tarım arazilerinin sulama izni verilerek özel sektöre kiralanması veya devredilmesi lazım. Okul, kütüphane, tarihi eseler, ormanlar ve milli parkların özel sektöre devredilmemesi gerekiyor. Öte kıyıların özelleştirilmesine son verilmeli. Buraları dar ve orta gelirli vatandaşların kullanımına açılmalı. Ancak büyük bir ekonomik değer yaratacaksa kıyı şeritleri de özel sektöre kiralanabilir.”

2.8 milyon taşınmazı var

Hazine adına kayıtlı taşınmazlarla ülke yüzölçümünün yaklaşık beşte birini elinde bulunduran devletin, toplam gayrimenkul sayısı 2 milyon 821 bin’e ulaşıyor. 780 bin 576 kilometre alana yayılan Türkiye yüzölçümünün, 152 bin 576 kilometre karesini kamuya ait taşınmazlar oluşturuyor. Maliye Bakanlığı verilerine göre, kamunun 152 bin 576 kilometre kare alanda  555 bin 60 arazi, 363 bin 391 arsa, 108 bin 72 bina ve 151 bin 261 adet bağ-bahçesi bulunuyor. Devletin en fazla taşınmaza sahip olduğu il Konya. Bu ilde hazineye ait taşınmazlar, 7108 kilometrelik alanı kaplıyor. Bu ili sırasıyla 7007 kilometre kare ile Balıkesir, 6238 kilometre kare ile Antalya, 5630 kilometre kare ile Sivas, 5486 kilometre kare ile Adana ve 5 bin 413 kilometre kare ile Ankara izliyor. Kamuya ait lojman ve sosyal tesislerin sayısı 232 bin 172’yi bulurken, devlete ait taşıt sayısı da 85 bin 830 olarak belirleniyor.

Taraf



Bu haber 441 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,618 µs