Laikçi kadrolar AKP'nin dikkatini dağıttı!

15 Aralık 2008 09:04 tsi
Uluslararası Kriz Grubu'nun raporu "AB reformları durdu" söylemine farklı bir perspektiften katılıyor. Bakın raporda neler denmiş...

Türkiye'nin Avrupa Birliği sürecinde gelinen son durumu masaya yatıran Uluslararası Kriz Grubu (ICG), Türkiye'nin kritik bir döneme girdiğini bildirerek 2009'un Türkiye'nin AB süreci açısından tamam ya da devam yılı olacağını ileri sürdü.

Brüksel merkezli bir düşünce kuruluşu olan ICG, bugün yayınlanacak olan "Türkiye ve Avrupa: Önümüzdeki belirleyici sene" isimli raporunda Ankara ve Brüksel'i ortaya çıkabilecek tehlikeler konusunda uyararak iki tarafı da kayıtsızlığa son vermeye davet etti. İç politikada yaşanan gelişmelerin AK Parti'nin dikkatini dağıttığına dikkat çekilen raporda, reform sürecinin yeniden canlandırılmaması halinde Türkiye'nin AB ile yürüttüğü tam üyelik müzakerelerinin 2009'da askıya alınma ihtimalinin bulunduğu ifade ediliyor.

Ankara'yı 2000-2004 yılları arasında ortaya konan reform iştahını, 2005'ten sonra kaybetmekle eleştiren rapora göre, reform sürecinin yavaşlamasının nedeni Türkiye'nin son iki yılda yaşadığı iç krizler. Siyasi krizler, tam üyelik müzakerelerini sürdürme yönünde gerekli siyasi iradeyi zayıflatırken yeni anayasa beklentilerini de baltaladı. "Türkiye'nin liderleri gidişatı değiştirmeye yönelik, en azından Mart 2009 yerel seçimler öncesi, yeterli sinyaller vermiyor. Avrupa Birliği ülkeleri de reformları yeniden canlandırmak için Ankara'ya herhangi bir baskı yapmıyor." denilen raporda, reformların yavaşlamasında hükümet ile birlikte 2004'te Kıbrıs'ta çözüm bulmakta başarısız olan AB ve Türkiye'nin AB üyeliğine karşı çıkan bazı AB liderlerinin de sorumlu olduğu ifade ediliyor.

Üyelik müzakereleri durursa Avrupa Birliği de kaybeder

"İki taraf da birbirinden ne kadar çok kazanacaklarını hatırlamaya ihtiyaç duyuyor. Müzakere sürecinde çatlak çıkmadan önce, iki taraf da bu aşağı giden süreci durdurmak için çok sayıda cephede hızlıca harekete geçmeliler. Aksi halde, müzakere sürecindeki çatlaklar tekrar başlamayı imkansız kılabilir." uyarısında bulunan rapor, Ankara ve Brüksel'i harekete geçmeye davet ediyor. AB süreci ile ortaya çıkan canlılığın kaybedilmesinin Türkiye için sorunlara yol açabileceği savunulan çalışmada, ortaya çıkabilecek tehlikeler; zayıf reform performansı, Türkler ve Kürtler arasında yeni gerginlikler, siyasi kutuplaşma ve son on yılın ekonomik mucizesinin ana motorunun kaybı olarak sıralandı.

Rapor, Türkiye ile müzakere sürecinin durmasının AB cephesinde de uzun dönemde önemli kayıplara yol açacağına dikkat çekiyor: AB, hızlı gelişen piyasalara daha kolay erişimi kaybedebilir, Kıbrıs üzerinde yeni gerginliklerle karşı karşıya kalabilir ve Türkiye ile gerçek partner olması durumunda Ankara'nın Ortadoğu'da istikrara, AB'nin enerji güvenliğini güçlendirmeye ve İslam dünyasına erişimine önereceği yardımdan mahrum kalabilir.

Raporun sonuç bölümünde Türkiye'nin limanlarını ve havaalanlarını Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'ne açmamakta ısrar etmesinin, 2009 yılında müzakere sürecinin askıya alınmasına neden olabileceği belirtiliyor. Güney Kıbrıs yönetimini tanımayan Türkiye, liman ve havaalanlarını, tanımadığı Güney Kıbrıs gemilerine ve uçaklarına açmak için Avrupa Birliği'ne, Kıbrıslı Türklerin izolasyonunu sonlandırmak için verdiği vaatleri yerine getirmesini ön şart olarak koşuyor.

Laikçi kadrolar, reform yolunda AK Parti'nin dikkatini dağıttı

Raporda, AK Parti'nin reform iştahını kaybetmesiyle ilgili şu değerlendirmelerde bulunuluyor: Aşağı doğru gidiş süreci, Fransa ve Almanya'nın Türkiye'nin AB üyeliğini bloke etmeye çalışmasından sonra AK Parti'nin motivasyonunu kaybetmesiyle devam etti. AK Parti'nin hayal kırıklığı, Anayasa Mahkemesi'nin üniversitelerde başörtüsü takılmasını engelleyen kararının Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından bozulamamasıyla daha da arttı. Laikçi kadrolar tarafından Anayasa Mahkemesi'ne açılan davalara konsantre olan iktidar partisinin dikkati başka yöne dağıtıldı. Bu davalar AK Parti'nin Cumhurbaşkanlığı seçimini bloke edemedi ve iktidar partisini kapatamadı fakat yerel politikalarda ve kurumlarda kutuplaşmayı artırdı. Aynı zamanda PKK saldırılarındaki artış AK Parti'nin dikkatini reformlardan güvenlik konularına kaydırdı. ICG'ye göre, Türkiye-AB katılım müzakerelerinde yavaşlamaya neden olan sebeplerden biri de, Kıbrıs Türklerinin Mayıs 2004'te Annan planına 'evet' dedikleri ve Rumların ise reddettikleri halde Güney Kıbrıs'ın AB'ye üye yapılması ve buna Türkiye'nin kızgınlığı.

Zaman

Bu haber 289 defa okundu.