CHP'den süpriz İstanbul adayı

15 Aralık 2008 11:09 tsi
Kemal Derviş'in yakında BM'deki görevi sona eriyor. Basında haberleri son zamanlarda artış gösteren Derviş, Topbaş'a rakip mi olacak?

Hüsamettin Özkan'a Derviş'i sordum

İsmail Küçükkaya / Akşam

Ankara büromuzdan “Hüsamettin Özkan’ın Deniz Baykal’la işbirliği” haberi gelince, “acaba neler oluyor?” merakıyla telefona sarıldım. Pazar sabahı Özkan’la uzun bir görüşme yaptık.

“Bir dönem Türkiye’yi yöneten adam” Özkan, yeniden devrede. Ecevit’in gölgesi, en yakın kurmayı şimdi Baykal’a destek veriyor.

Rezzak Oral’ın çarpıcı haberi tam da “Kemal Derviş’in gazetelerde ve televizyonlarda boy göstermeye başladığı günlere” denk geldi. Yerel seçimlere bu kadar az bir zaman kala, siyaset sahnesindeki bu hareketlilik sizce de ilginç değil mi?

Görüşmemizde, “siyaset oyununu çok iyi bildiğinden emin olduğum” Hüsamettin Özkan’ın oyun planını anlamaya çalıştım. Özkan’ın sorularımıza verdiği yanıtları haberimizde detaylı olarak okuyabilirsiniz.

Bense en çok “Kemal Derviş bu işin neresinde?” gizeminin peşine takıldım. O bilgi bizi başka noktalara ulaştırabilecek bir ipucu niteliğinde.

Herkes farklı isimlerden bahsediyor ama benim CHP kulislerinden aldığım bilgiler daha çok “Derviş’in İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday olacağı” yönünde. Baykal’dan bu doğrultuda bazı sinyaller almıştım.

Baykal, “AKP’den kurtulmak için önce İstanbul kazanılmalı” düşüncesinde. Kadir Topbaş’ın karşısına “merkez sağın da oyunu alacak bir aday” arıyorlar. Bu noktada Derviş ismi ağırlık kazanıyor. Kemal Derviş’in Birleşmiş Milletler’deki görev süresi dolmak üzere.

Özkan’a, “Baykal’la yaptığınız görüşmeler Derviş’in adaylığını kapsıyor mu?” diye sordum.

İşte yanıtı:

“Derviş çok sevdiğim bir insandır. Bugüne kadar beraber olduk. Türkiye ekonomik olarak son altı yılda belli bir noktaya geldiyse, ekonomisi her şeye rağmen belli oranda sağlıklıysa bunu Derviş’le beraber gerçekleştirdiklerimize borçluyuz. Ekonomik dönüşümün altyapısını bizim iktidarımızda birlikte kurmuştuk. Türkiye’ye katkıları çoktur. İstanbul Belediyesi için AKP’ye karşı kim kazanabilecekse onun arkasında durmak istiyoruz. Şu anda CHP, AKP’nin tek alternatifi. Biz de İstanbul’da CHP’nin adayının kazanmasını isteriz. Bu isim Derviş de olabilir, destekleriz.”

Yeni parti yolda mı?

Ankara kulislerinde son bir haftada “yeni parti oluşumları” konuşulur oldu. Özkan’a, “yeni parti söylentilerine ne diyeceksiniz, bugünlerde sizin ve Kemal Derviş’in de yer alacağı yeni bir oluşumdan bahsediliyor” dedim, şöyle karşılık verdi:

“Böyle bir gündemimiz yok. Tabii seçimlerden sonra, martı geçince ne olur, bilemem. Ama şu anda yerel seçimlerde AKP’ye karşı CHP’nin güçlü olmasını istiyoruz. Başka ana muhalefet var mı? Aradığımız uzlaşının temeli burada yatıyor. Ayrıca, Derviş söylendiği gibi geçen hafta değil, geçen ay Türkiye’ye gelmişti.”

Hüsamettin Özkan bütün konuşmamız boyunca yerel seçimleri çok önemsediğinin altını çizdi. Kişisel olarak hiçbir beklentisi olmadığını özellikle üç-dört kez tekrarladı.

Özkan, “AKP yerel yönetimlerdeki başarısıyla iktidara geldi, orada çok güçlendi. Vatandaşla bire bir-yüz yüze hizmet ilişkisi kurabiliyorlar. Şimdi işler tersine gitmeye başladı. İstanbul ve Ankara AKP’den alınırsa merkezi iktidarda daha uzun süre kalamazlar” inancında.

Evet, “bir dönemin gölge başbakanı” Hüsamettin Özkan’ın düşünceleri böyle. Şahsen, şu aşamada yeni bir siyasal oluşum haberlerinin doğru olduğuna hiç inanmadım. İklim ve konjonktür böyle bir yapılanmaya uygun görünmüyor. Ancak gözlerin yerel seçimlerde olacağı da kesin. Herkes AKP’nin il genel meclisi seçimlerinde yüzde kaç oy alacağını merak ediyor. Bu oran yüzde 47 ile kıyaslanacak. AKP için negatif bir tablo “erken seçim baskısı” yaratabilir. Ama halihazırdaki tablo içinde yeni bir oluşumdan ziyade, CHP’de bütünleşme arayışı daha makul olabilir. Doğrusu, dinamik Türk toplumunun yeni yüzlere ve yeni fikirlere her daim ihtiyacı olduğuna inanırım. Derviş, Özkan, Mesut Yılmaz, Tansu Çiller gibi “eski simaların yeni siyasal heyecanlar yaratacağını düşünmüyorum.” Ama CHP’de bütünleşme anlayışı dikkate değer bir gelişme gibi algılanıyor. Bütün bu hareketliliğin CHP’nin çarşaf ve Kürt açılımlarıyla çakışması da oldukça manidar. Acaba Rahşan Ecevit bugünkü haberimizden sonra neler düşünecek, en çok onu merak ediyorum. Bir de Mesut Yılmaz bu oyunun hangi perdesinde sahneye çıkacak, öğrenmek isterim.

Bu haber 407 defa okundu.