Tıpış tıpış geleceksiniz! | " /> İyibilgi Ankara" /> Tıpış tıpış geleceksiniz! | "/> İyibilgi Ankara"/>

En Sıcak Konular

Tıpış tıpış geleceksiniz!

16 Aralık 2008 08:30 tsi
Tıpış tıpış geleceksiniz! Ilısu Barajı'nda 3 ülkeli ayak oyunları. İyibilgi Ankara

İyibilgi Ankara

Önce Ilısu Barajı’nın önemini, ardından parasının nasıl bulunacağını yazalım. Sonra işin çetrefilli boyutlarına göz atabiliriz.

Sabah Gazetesi’den Erdal Şafak dünkü köşesinde “paranın” öyküsünü özetliyor; “Ilısu Barajı 1.2 milyar avroya mal olacak ve yüzde 100 dış krediyle finanse edilecek.

Fransız, Avusturya, Alman, İsviçre ve İtalyan bankaları finansmanı taahhüt ettiler. Alman, İsviçre ve Avusturya hükümetleri de kredilere garanti vermeyi kabul ettiler. Güvenceler, "Hermes" (Almanya), "SERV" (İsviçre) ve "OeKB" (Avusturya) dış ticaret kredi garantisi kurumlarınca üstlenilecekti.”

Yani esas olarak bu üç ülke önemli. İsviçre, Avusturya, Almanya. Peki önemi?.. “ Ilısu Barajı sağlayacağı istihdam ve tetikleyeceği ticari faaliyet ile en az 80 bin kişiye doğrudan, 200 bin kişiye de dolaylı iş yaratarak, aileleriyle birlikte bir milyon kişiyi etkileyecek.”

“Ilısu Barajı sayesinde inşa edilecek yepyeni bir Hasankeyf'le binlerce kişiye sağlıklı ve çağdaş imkanlara sahip kentte yaşama hakkı sunulacak.”

“Ilısu Barajı'nın hidroelektrik santrali yıllık 3,833 milyar kilovat saat elektrik üretecek. 11 milyar metreküp su toplayabilecek gölüyle yalnızca ‘Güneydoğu’ topraklarının binlerce yıllık su hasreti son bulacak.”

Türkiye’yi uyarmak: İlk kayıp son kayıp mı?

İşin teknik yönü böyle. Ancak kısa süre önce, 7 Ekim tarihinde bu üç garantör ülke Türkiye’ye bir uyarı gönderdi.

Ve mealen dedi ki; “Projede öngörülen yükümlülükler yerine getirmeden inşaata başladınız. Eksikleri gidermeniz için 60 gün süre tanıyoruz." Sürenin bitim tarihi de 12 Aralık gösterildi.

Ardından da, Avrupa basınında pek sık rastlanmayan, rastlansa da kamuoyu ilgisi çok görmeyen bir biçimde kampanya başlatıldı. Alman, İsviçre ve Avusturya basınında, bu iki süresince hemen hergün Ilısu'yla ilgili haber ve yorumlar yayınlanmaya başladı.

Bunların tamamına yakını, açık biçimde “kapıyı Türkiye’nin suratına çarpma”yı öneriyor, Ankara’nın yüz vermediğinden bahsediyordu.

Ve sonunda Avusturya projeden çekildi. Almanya ile İsviçre'nin de vazgeçecekleri söyleniyor. Tabii eğer bu olursa, ardından ilgili bankalarından parasını çekeceği varsıyalabilir.

Peki Ankara bu kadar zamandır yaşanan gelişmelere hiç yanıt vermedi mi? Akılda kalan tek yorum Başbakan’a ait: “Ilısu Barajı'nı kimlerin istemediğini çok iyi biliyoruz..."

Kimler, neden istemiyor?

İşte Ilısı Barajı’nın küresel oyundaki ilk sahnesi bu kadar. Ama devamı var. Ve bu devam hayli ilginç. En azından Başbakan Erdoğan’ın sözünün açılması gerekiyor.

Ilusu Barajı’nın yapımı sadece bu türden ülkelerarası ekonomik ilişkilerle değerlendirilemeyecek kadar önemli. En başında barajın hizmet vereceği bölge düşünüldüğünde, ayak sürüme ve karşılıklı hamlelerin farklı bir boyutu “hissedilebilir”.

Ama bunu şimdilik atlayalım. Keza, Ilısu aynı zamanda önemli bir iç siyasi kart. Çünkü barajın yapılacak olması yaklaşan yerel seçimler açısından da etkili bir mesele. Ama bunu da şimdilik geçelim.

Ve yine daha dünkü, üstelik ilgisiz görünen bir habere göz atalım; “Hazar bölgesindeki doğalgazı Türkiye üzerinden Avrupa'ya taşımayı planlayan Nabucco gaz boru hattı projesinin maliyetinin çelik fiyatlarında yaşanan hızlı düşüş nedeniyle yarı yarıya düşmesi bekleniyor. ‘Avusturya’lı enerji devi OMV öncülüğünde yürütülen projenin yöneticisi Reinhard Mitschek, önümüzdeki yıl proje için gerekli olan yatırım miktarını revize edeceklerini ve burada çok pozitif bir sürpriz olacağını açıkladı. ‘En geç 2009 sonunda’ yapımı için kesin karar verilecek olan Nabucco'nun 2013 yılında bitirilmesi planlanıyor.”

Bu da 22 Kasım tarihli “Neue Zürcher Zeitung” isimli ‘İsviçre’ gazetesinden bir alıntı: “İsviçre Ekonomi Bakanı Leuhard 2001 yılından bu yana Türkiye’yi ziyaret eden ilk İsviçreli Bakan oldu. Bu uzun aralık iki ülke arasındaki siyasi sorunlar nedeniyle oluştu.”
(Neyse o?)

“Leuthard Ankara’da Devlet Bakanı Mehmet Şimşek ve Kürşad Tüzmen’le görüşmeler yaptı. Leuthard’ın açıklamasına göre, İsviçre’nin kısa süre önce PKK’ya karşı önlem alması ilişkilere önemli etkide bulundu.” (Buymuş!)

“Leuthard ayrıca planlanan tartışmalı Ilısu Barajı hakkında da görüşüldüğünü söyledi. Türkiye’nin barajın yapılmasından etkilenecek nüfusun yeniden yerleştirilmesi ve kültür varlıklarının kurtarılması konusunda ilerlemeler kaydettiğini, ancak bunların uzmanlar tarafından incelenmesi gerektiğini vurguladı.”

Aynı habere devam ediyoruz: “Türk tarafına göre, İran’dan Türkiye üzerinden İtalya’ya uzanan doğalgaz boru hattı projesi konusunda bir karar verilmesi için henüz erken!”

İşte bu satır önemli. Çünkü anlıyoruz ki Ankara, Ilısu görüşmelerinde Başbakan’ın sözlerinden başka birşey daha söylemiş. “Daha erken” demiş.

Peki İsviçreliler ne demiş; “Ancak Leuthard, bu konuda siyasi bir engelin bulunmadığını, doğalgaz hattının Norveç ve İsviçre şirketleri tarafından inşa edileceğini, İsviçre diplomasininin firmaları güçlü bir şekilde desteklediğini belirtti”.

Projeden çekilecekler mi?

Görülüyor ki, Ilısu Barajı’nın yapımı etrafından kopartılan ve doğal olarak insanların manevi bakışlarını etkileyen “kültür varlıkları ve yeni yerleşim” konuları aslında bu ülkeler için daha tali bir konumda.

Almanya’nın arka bahçesi sayılan ve aslında “çekilme” kararını Berlinsiz verilemeyeceği bilinen Avusturya’nın ayrılması, İsviçre ve Avusturya’nın Nabucco ve İran doğalgazı-aslında gerçekleştirilebilirse bağlantılı-ile daha çok ilgilendikleri görülüyor.

2009 yılının karar yılı ve yerel seçim dönemi olması da, bu üç ülkenin konuyu 60 güne sıkıştırmasının ve kendi medyası üzerinden tetiklemesi de böylece daha anlaşılır hale geliyor.

Belki, İsviçre ile Türkiye arasındaki soğukluğun nedeni olan konu ile Ilısu’nun hizmet vereceği alan da düşünüldüğünde, Başbakan Erdoğan’ın sözleri de daha iyi çözümlenmiş oluyor gibi.

Peki Avusturya’dan sonra Almanya ve İsviçre de projeden çekilir mi? Sanırız şu analiz çok iddialı olmaz. Çekilebilirler ama bu Türkiye’nin günümüzdeki konumuna bakıldığında hayli yanlış bir hamle olur. Gerisi onların bileceği bir iş.

www.iyibilgi.com



Bu haber 3,417 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,243 µs