Alternatif statü senaryoları gene başladı! | " /> Alternatif statü senaryoları gene başladı! | "/>

En Sıcak Konular

Alternatif statü senaryoları gene başladı!

15 Aralık 2008 17:20 tsi
Alternatif statü senaryoları gene başladı! Türkiye'nin reformlarda durakladığı tartışılırken AP Sosyalist Grup Başkan Yardımcısı Hannes Swoboda'dan AB'ye tam üyeliğe kadar bir ara statü önerisi geldi.

Türkiye'nin Kıbrıs konusundaki yükümlülüklerinin masaya yatırılacağı kritik randevuya daha yaklaşık bir yıl olmasına rağmen, Brüksel felaket senaryolarını konuşmaya başladı bile. Ada'da Türk ve Rum liderler arasında süren çözüm müzakerelerinde Kasım 2009 İlerleme Raporu'na kadar önemli aşama kat edilmemesi durumunda fatura bir kez daha Ankara'ya kesilebilir. Nerdeyse durma noktasına gelen müzakerelerde Türkiye'nin önüne yeni yaptırımlar getirilmesi halinde sürecin tam bir çıkmaza gireceği görüşü sıkça dile getiriliyor. Hürriyet Daily News'a konuşan Avrupa Parlamentosu (AP) Sosyalist Grup Başkan Yardımcısı Hannes Swoboda'ya göre süreç, Türkiye'ye önerilecek ara bir statü ile yıllarca sürecek bir belirsizlikten kurtarılabilir.
Swoboda'nın önerdiği formüle aslında daha önce kendi ülkesi Avusturya'nın son hükümet programında yer verilmiş. Türkiye'nin tam üyeliğine karşı tavrıyla tanınan ülkeler arasında yer alan Avusturya, imtiyazlı ortaklık önerisini anımsatan yeni bir öneri kaleme almış. Bu formülü "alternatif değil ara bir statü" sözleri ile tanımlayan Swoboda, kesinlikle imtiyazlı ortaklık önerisi ile karıştırılmaması gerektiğini savundu.
 
Yeni ortaklık tanımı

Swoboda, "Bugüne kadar imtiyazlı ortaklığı önerenler, bunu Türkiye için nihai statü olarak düşündüler. Ancak benim bahsettiğim şu anki tıkanıklığı aşacak bir ara formül" dedi. Deneyimli politikacı bu formülün aşamalarını şu sözlerle anlattı: "Şu anda Gümrük Birliği sayesinde zaten kurumsallaşmış olan ekonomik ilişkilere dış politika ayağı da olan siyasi bir boyut eklenir. Avrupa'yı ekonomik ve siyasi bölgesi olarak yeniden tanımlayacak yapı ile Türkiye'nin yakın ortaklığı garanti altına alınır. Bugüne kadar kaydedilen ilerleme konsolide edilir. Sonra Türkiye isterse tam üyelik müzakerelerine de devam edebilir. Yani tam üyelik olasılığı tamamen gündemden kalkmaz."
Hannes Swoboda'nın savunduğu görüş Avrupa Birliği'nin özellikle son dönemlerde Türkiye'nin dış politikadaki aktif tavrına verdiği önemin de bir göstergesi. Eskiden tam üyelik yerine sadece Türkiye ile ekonomik bir ortaklığı savunanlar, bugün Türkiye ile ortaklık alanının dış politikayı da kapsayacak bir şeklide tanımlanmasının Avrupa Birliği'nin (AB) daha güçlü bir uluslararası ve bölgesel güce dönüşebilmesi için bir gereklilik olduğu değerlendirmesinde birleşiyor. Swoboda, AB'nin Türkiye'den yola çıkarak hazırlayacağı bu yeni modelin ileride Ukrayna gibi ülkeler için de uygulanabileceğini belirtiyor.
 
AB'nin tutumunu yansıtıyor

Avusturyalı politikacıya göre eğer Türkiye ile AB arasındaki ilişkiler yeniden düzenlenmezse Fransa'nın çekinceleri ve Kıbrıs Rum Yönetimi'nin Ankara tarafından tanınmaması nedeni ile devam eden sorunlar yıllarca Türkiye'yi oyalayacak. Swoboda'nın "Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy iktidarda olduğu sürece üyelik sürecinde bir ilerleme beklemek gerçekçi değil. Hedefin ne olduğunu bilemeden 15 sene müzakere etmenin bir anlamı yok. Bunun sonunda bir facia görüyorum" şeklindeki sözleri Türkiye konusunda yakın zamanda başlayacak yeni tartışmanın habercisi niteliğinde.
Hannes Swoboda, Türkiye'nin statüsünü yeniden tanımlayacak teknik çalışmanın 2009 başında başlayacak Hırvatistan'ın katılım anlaşması müzakereleri ile eşzamanlı götürülebileceği görüşünde.
Brüksel'deki diplomatik çevreler Türkiye'yi 2009'da bekleyen gelişmeler konusunda renk belli etmekten kaçınsa da, Swoboda'nın yüksek sesle dillendirdiği görüşler birçok AB üyesi ülkenin perde arkasında izlediği tutumun yansıması.
KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Rum lider Dimitris Hristofyas'ın çözüm müzakerelerini ağırdan alarak Avrupa Komisyonu'nun Türkiye'yi Rumlara limanlarını açmadığı için bir kez daha cezalandırmasını beklediği izlenimini saklamıyor. Avrupa Komisyonu'nun 2009'da Türkiye'ye yeni yaptırımların önünü açacak bir rapor çıkartmasının ise Türkiye'nin statüsünü tartışmaya açmak için bekleyenlerin eline güçlü bir silah vereceği konuşuluyor. Türkiye'nin AB'deki dostları, komisyon raporu öncesinde yapılacak Avrupa Parlamentosu ve Almanya seçimlerinin Avrupa genelinde Türkiye karşıtı bir iklimin gelişmesine zemin sağlama ihtimalinden de kaygılı.
 
Hırvatistan'a vize, İzlanda gündemde

Cuma günü sona eren AB zirvesinde liderler Lizbon Anlaşması'nın İrlanda'da ikinci bir referanduma götürülmesinin Hırvatistan'ın katılım anlaşması ile birlikte ortak bir protokolde kaleme alınmasında anlaştı. Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy tarafından açıklanan bu karar Türkiye ile birlikte 2005'de müzakerelere başlayan Hırvatistan'ın en geç 2011'de üye olacağının göstergesi. Hırvatistan'ın üyeliği yola birlikte çıkan Türkiye için sadece bir imrenme nedeni değil aynı zamanda AB cephesinde kazanılması gereken yeni bir oy. Zira Konsey'de alınacak kritik kararlar öncesinde Ankara'nın nerdeyse tüm üye ülkeler için adam adama markaj yapması gerekiyor.

Öte yandan finansal krizde önemli darbe alan İzlanda'nın bugüne kadar birliğe katılmama konusundaki tavrında bir U dönüşü gündemde. AB kaynakları, İzlanda'nın son günlerde üyelik konusunda Brüksel'e sıcak mesajlar göndermeye başladığını belirtiyor. Ancak İzlanda konusunda yaşanabilecek olası gelişmelere rağmen genişleme sürecinin AB'nin öncelikli gündem maddesi haline gelmesini beklemek kısa vadede zor. Geçen hafta zirve hazırlığı sırasında AB dışişleri bakanlarının genişleme konusunda aldığı kararlara cuma günü çıkan zirve sonuç bildirisinde sadece tek satırla atıfta bulunulmuş olması da genişleme tartışmasının uzunca bir süre rafa kaldırılmak istenmesinin göstergesi niteliğinde.

Referans



Bu haber 432 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,607 µs