oynamayın! | " /> oynamayın! | "/>

En Sıcak Konular

Pandora'nın kutusuyla oynamayın!

25 Aralık 2008 11:10 tsi
Pandora'nın kutusuyla oynamayın! Yargı ile idare arasındaki gerginliğin sebebi nedir? Yasaları yorumlarken içine düşülmemesi gereken tuzak ne?

Prof. Dr. Ali Ulusoy / Akşam

Şimdi de ‘Danıştay Rektörleri’ mi?

Ankara 15. İdare Mahkemesi, Cumhurbaşkanı’nın 9 Eylül Üniversitesi’ne rektör atama işleminin yürütmesini durdurdu. Cumhurbaşkanı, öğretim üyelerinin ikinci sırada seçtikleri adayı atamıştı ve davayı ilk sırada seçilen aday açmıştı. Mahkeme nihai kararını da aynı yönde verirse, yani atama işlemini iptal ederse, bu kez uyuşmazlıkta son sözü temyiz mercii olarak Danıştay söyleyecek.

Yürütmeyi durdurmada temel gerekçe, atanan adayın başvuru, hatta atama tarihinde kısmi statüde görev yapması ve YÖK Yasası’nda “kısmi statüde bulunanların rektör olamayacakları” yönünde bir hüküm bulunması. Oysa bu hükmü kısmi statüde olanların “rektör seçilemeyecekleri” şeklinde değil, “rektörlük yapamayacakları” şeklinde anlamak bence daha tutarlı.

Dava edilmesi gereken asıl işlem, 9 Eylül Üniversitesi’nin aday belirleme işlemi veya en kötü ihtimalle YÖK’ün aday belirleme işlemi olmalıydı. Zira bu olasılıkta asıl hukuksal sakatlık Cumhurbaşkanının atama kararı öncesindeki aday belirleme işlemlerinde bulunacak.

Anayasaya göre aslında Cumhurbaşkanı’nın, Başbakan ve ilgili bakanlar ile birlikte yaptığı işlemler dışında kalan, “tek başına” veya “resen” yaptığı işlemler dava edilemiyor. Rektör atama işlemi de Cumhurbaşkanı’nın tek başına yaptığı bir işlem. Ancak Danıştay, T. ÖZAL döneminde, rektör atamaları gibi başka organların katkıları sonucu oluşan işlemleri, tek başına işlemlerden saymadı. Böylece bunların da dava edilmesinin yolunu açtı. Ancak A.N. SEZER döneminde bu içtihadından geri adım atarak, açılan emsal davalarda bu tür işlemleri denetlemedi. A. GÜL dönemiyle birlikte en baştaki içtihadına tekrar bir dönüş yaptı. İçtihattaki bu zikzaklı çizgi gerçekten dikkat çekici.

Anayasaya göre mahkemeler idare yerine geçerek işlem tesis edemezler. Sadece önlerine gelen ve iptali istenen işlemi iptal etmekle veya bunların yürütmesini durdurmakla yetinirler. İdare ise bu iptal veya YD kararının gerekçesine bakarak, bunların “gereğini yapar”. Bu olayda, Cumhurbaşkanı, gerekçeye göre yeniden bir değerlendirme yapacak ve muhtemelen YÖK’ten kısmi statüde bulunmayanlardan oluşacak yeni bir liste göndermesini isteyecek. Kendisine gelen yeni listeden uygun gördüğü birini yeniden rektör olarak atayacak. Verilen yürütmeyi durdurma kararı, mutlaka dava açan ilk sıradaki adayın rektör olarak atanmasını gerektirmiyor.

Mevcut bir sorunu Anayasa ve kanun metinlerinin “zorlanması” yoluyla çözmeye çalışmak, kısa vadede belli bir tarafı memnun eden çözüme ulaşıldığı izlenimi verse de, uzun vadede çok daha büyük sorunlar doğurur. Ayrıca yargının, saygınlığını da olumsuz etkiler. Yanlış olduğu düşünülen yasal metinlerin meşru yollarla değiştirilmelerini sağlamaya çalışmak, bunları zorlama yorumlarla mevcut hallerini fiilen başkalaştırmaya göre daha demokratik bir yaklaşımdır. Yasa metinlerinin mevcut hallerini olduğu gibi anlayıp yorumlamak yerine, başkalaştırarak yorumlama yolu (Pandora’nın Kutusu!) bir kez açıldığında, yasa maddelerinin içeriklerinin ve mevcut anlamlarının hiçbir önemi kalmaz. Tüm toplumun ve bireylerin kaderi bu yasaları yorumlayanların sübjektif dünya görüşlerinin “insafına” kalır. “Hukuki istikrar” diye bir kavramdan bahsetmek mümkün olmaz. Söz konusu yorumlayıcıların çoğunluğunun modern demokratik ilke ve kavramlar konusunda yeterince hassasiyet duymayanlardan oluşacağı bir evrede ise bireylere hukuk güvenliği sağlanması sadece sözden ibaret kalır.

Bu vesileyle umalım ki, 60’lı yıllarda paşa yapılmayan albayların Danıştay kararlarıyla paşa olmalarını tiíye alan Danıştay Paşası tabiri ‘Danıştay Rektörü’ olarak hortlamasın!



Bu haber 398 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,399 µs