Halk isterse beni de kovar!' | " /> Halk isterse beni de kovar!' | "/>

En Sıcak Konular

'Halk isterse beni de kovar!'

25 Aralık 2008 11:15 tsi
'Halk isterse beni de kovar!' Dün Yavuz Donat'ın aktardığı menkıbeden sonra bir de Emre Aköz'ün menkıbesini dinleyin

Emre Aköz / Sabah

Menkıbeler tatlı, gerçekler ise acıdır

Olay şöyle: İsmet İnönü, bir akşam Florya Köşkü'ne acil bir ziyaret yaparak " Azınlıklarla ilgili Meclis'e getirecekleri yasa teklifi " hakkında konuşmak istiyor.
Atatürk, " Geç oldu, yarın sabah konuşalım " diyor. Başbakan gidince de laleler hariç köşkün bahçesindeki tüm çiçekleri söktürüyor.

Ertesi sabah İnönü geldiğinde bahçenin durumunu soruyor: " Azınlıkları söküp attım " diyor Atatürk.
Sonra da açıklıyor: "Ben, ' Ne mutlu Türküm diyene' sözünü boş yere söylemedim. Kendini Türk hisseden herkes bu vatanın öz evladıdır. Ben hayatta olduğum sürece bu böyle bilinsin. Ve sakın azınlıklar ile ilgili bir kanun çıkarılmasın." ( İnan Kıraç'tan aktaran Yavuz Donat, 24 Aralık )
Gelin ben size başka bir hikâye anlatayım. İster muğlak menkıbelere inanın, ister tarihi gerçeklere. İlki pek tatlı, diğeri acı mı acı! "

Ne mutlu Türküm diyene " sözü, 10'uncu Yıl Nutku'nda geçer. Yani 29 Ekim 1933'te söylenmiştir.
1933'e dek azınlıkların çoğu zaten o çiçekler gibi sökülüp atılmıştı.
Ankara Hükümeti, daha Kurtuluş Savaşı bitmeden ve Lozan Antlaşması imzalanmadan Rumları ülkeden göndermek üzere çalışmalara başlamıştı.
Mesela Fethi (Okyar) Bey, konuyu İngilizlerle konuşmak üzere Ağustos 1922'de Londra'daydı. Bu süreç Mübadele'yle sonuçlandı.

Ermenilerden ve Rumlardan sonra sıra Yahudilere gelmişti. Ağustos 1927'deki Elza Niyego cinayeti, yeni rejimin gerçek yüzünü ortaya koydu: Gazeteler hakaretler yağdırıp gözdağı verirken; Türkçüler, Yahudilerin şiddetle cezalandırılmalarını istiyordu. (Halbuki öldürülen bir Yahudi kızıydı.)
Bu arada Yahudilerin ülke içinde serbest dolaşımı yasaklandı: Yahudi tüccarlar İstanbul'dan çıkarılmadı, Anadolu' ya gitmiş olanlar da kente sokulmadı.

Baştaki hatıra, 1933'ten sonraki bir tarihten söz ediyor. Acaba azınlıklarla ilgili o konu, 1996'ya dek üstü örtülen 1934'teki Trakya Olayları mı? (Florya Köşkü'nde geçtiğine göre mevsim yaz.)
Haziran 1934'te Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ Yahudilerinin ev ve işyerleri yağmalandı. Tehdit ve tacizlerle Yahudiler ellerindeki malları yok pahasına satarak kaçmaya mecbur edildi.
Olaylar sürerken, Atatürk, İran Şahı Rıza Pehlevi'ye "modern" Türkiye'yi gezdiriyordu. 25 Haziran günü Çanakkale' deydiler.

Bir Yahudi, Atatürk'e dert yandı: " Paşam bizi kovuyorlar, ne yapacağız? " Kastedileni anlayan Atatürk sordu: " Sizi kim kovuyor? Hükümet mi, kanun mu, polis mi, jandarma mı? Bana söyle! "
" Hayır Paşam, halk kovuyor " cevabını alan Atatürk, " Halk isterse beni de kovar " dedi ve yürüyüp gitti.
" Ben karışmam, başınızın çaresine bakın " anlamına gelen bu cevap, 'Ne mutlu Türküm diyene'den sadece bir yıl sonra verilmiştir.

Özetlersek:
1) Atatürk'ün, İnönü'yü ikna etmek için çiçekleri yoldurmak gibi görsel örneklere ihtiyacı yoktu. Açıkça tartışırlar, son sözü Atatürk söyler, uygulamayı İnönü yapardı.
2) Cumhuriyet ilan edilmeden başlayan Türkleştirme ve Sünnileştirme
politikaları bugün de sürüyor. Ne tükenmez bir çeşitliliğe sahipmiş şu Osmanlı!
3) Kimse kendini kandırmasın: Devletteki hâkim anlayışa göre Türk dediğin Müslüman'dır; gayrimüslim vatandaşa ise sadece ' tahammül' edilir.



Bu haber 777 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,916 µs