Erdoğan'ın Harvard taktiği | " /> Erdoğan'ın Harvard taktiği | "/>

En Sıcak Konular

Tayyip Erdoğan'ın Harvard taktiği

31 Aralık 2008 10:27 tsi
Tayyip Erdoğan'ın Harvard taktiği Başbakan'ın Melih Gökçek konusunda işi ağırdan almasının sırrı çözüldü: 'En zor kararı en sona bırak'

İsmail Küçükkaya / Akşam

Başbakan'ın kriz çözme tekniği

Çok ilginç bir durum. Türkiye’nin dört bir yanında yerel seçimler yapılacak ama herkes Ankara’daki seçime kilitlenmiş durumda. Özellikle “iktidar partisinin Ankara adayı kim olacak sorusu” gündemin en tepesinde kendisine yer buluyor.

Melih Gökçek’le ilgili belirsizliği izlerken gözümün önüne hep “Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde yaşananlar” geliyor.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “netameli konulardaki stratejisi” ve “kriz çözme yöntemi” bu iki olayda birbirine çok benziyor.

Gül’ün adaylığı ve sonrasında Cumhurbaşkanlığı ile sonuçlanan Köşk seçimi dönemi ile Ankara Belediye Başkanlığı adaylığının tespit süreci Erdoğan’ın liderlik metodolojisinin ipuçlarını veriyor.

Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı aday seçimi beklenenden çok uzun ve yorucu oldu. Bugün, yarın iktidar partisinin adayı belli olacak, belki siz bu satırları okurken adayın kim olduğunu öğrenmiş de olabilirsiniz.

Yaşananlar her halükârda en başta Gökçek olmak üzere parti için yorucu etkiler yarattı.

Başbakan Erdoğan, liderlerin yaygın olarak kullandığı “önce basit sorunları çöz, karmaşık olanları en sona bırak” metodunu uyguluyor. Erdoğan’a çok yakın isimlerden Egemen Bağış, Köşk yarışının arifesinde AKŞAM’a yaptığı bir açıklamada, “Harvard İşletme Okulu’nda yönetici ve liderlerin karar vermeleri gereken en son zamana kadar beklemeleri taktiğinin” öğretildiğini hatırlatarak, Başbakan’ın Gül’ün adaylığı ile ilgili son ana kadar beklemesini örnek vermişti.

Başbakan, İstanbul’un adayı olarak Kadir Topbaş’ı sancısız bir kararla açıklayıverdi, başka pek çok adayını anons ettiği gibi.

Gökçek’in isminin “evet adayımızdır” diye duyurulmadığı her gün aslında Melih Bey’i yıprattı. “Kendi liderinin bile üzerinde tereddüt ettiği bir aday” imajı oluşması hoş olmadı. Seçmen tereddüt etmez mi?

Gökçek, önceki günden itibaren cep telefonunu bile değiştirdi. Sizce O, 15 yıllık bir belediye başkanı olarak olup bitenleri, hakkında yazılanları gördükçe ne hissediyordur?

Erdoğan’ın “bekleme süreci kendi içinde bir mesaj” taşıyor. Erdoğan, başka pek çok siyasi gözlemciye göre “Abdullah Gül’ün kendiliğinden adaylıktan feragat etmesini” beklemişti, ben de aynı inançtayım, olmadı.

Bazen liderin kararsızlığı, tercih hakkını kullanmakta tereddüt göstermesi, sessizliği ya da bazı ince tercih ve mesajları muhataplarına çok önemli mesajlar içerir.

Erdoğan belki Gökçek’i açıklayacak, bence hâlâ şans ibresi Melih Bey’den yana. Böyle olsa bile Erdoğan’ın gönlünde yatan aslan gerçekten Gökçek mi, ondan emin olamayız. Bu saatten sonra Gökçek ismini açıklasa bile?

BAŞBAKAN OLMAZLARI GÖSTERİYOR

Erdoğan, benzeri durumlarda arkadaşlarına, parti yöneticilerine, tabanına ve muhataplarına önce “olmazları gösteriyor.” Gül seçiminde de aynısı yaşanmıştı. Kamuoyu bütün yönleriyle seçenekleri tartışmıştı. Herkes hangi yönde karar verilirse verilsin yapılacak tercihin etkilerini önceden görür gibi olmuştu. Nihayetinde yaratacağı bütün komplikasyonlara rağmen, Gül “ben adayım” demişti. Erdoğan’dan da bu kararlılığın ardından “aksi yöndeki bir kararın” potansiyel etkilerini değerlendirdikten sonra, “kardeşim Abdullah Bey adayımızdır” açıklaması gelmişti. Şimdi olasıdır ki “arkadaşım Gökçek adayımızdır” diyecek.

Melih Gökçek’in, bu zorlu sürece tepki göstererek adaylıktan vazgeçmesini bekleyenler var. Dengir Mir Mehmet Fırat’ı örnek gösteriyorlar mesela. Yaşadığı bir dizi anlaşmazlığın ardından kendiliğinden sahneden çekilmeyi tercih etti. Gökçek böyle bir karar alsa Başbakan Erdoğan’ı çok rahatlatırdı. Ne var ki siyaset başka türlü oynanan ve mutlaka kazanılması gereken bir oyun. Aktörler hangi tercihleriyle kazanıp kaybedeceklerine bakarlar.

Gelinen noktada bana kalırsa ibre hâlâ Gökçek’ten yana. Başbakan’ın aksi yönde bir tercihinde ise Gökçek’in manevra alanı oldukça daraltıldı. Erdoğan o anlamda iyi bir süreç yönetti. Gökçek’in karizması ise önemli bir darbe yedi.

Gökçek’in rakipleri açısından bakarsak ilginç bir durum ortaya çıkıyor. Olur da Veysel Tiryaki, Turgut Altınok veya sürpriz bir başka isim seçilirse “Melih Gökçek’i yenip adaylığı kazanmış olacak.” Seçmen gözünde bu imajın da bir değeri olduğu ortada.

Yerel seçim tahmin edilenden çok daha ilginç ve renkli geçeceğe benzer.



Bu haber 597 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,060 µs