PKK Kürtçe'ye karşı çıkıyorsa... | " /> PKK Kürtçe'ye karşı çıkıyorsa... | "/>

En Sıcak Konular

PKK Kürtçe'ye karşı çıkıyorsa...

31 Aralık 2008 13:36 tsi
PKK Kürtçe'ye karşı çıkıyorsa... PKK Kürtçe kanala itiraz ediyorsa, buradan ne anlaşılır?

Mustafa Karaalioğlu / Star

O küçük cümlenin tarihi anlamı

Bazen bir cümle herşeyi değiştirebilir; sayfalarca yazıdan veya koskoca bir geçmişten daha önemli olabilir. Özellikle de kelimeler, sözün ürettiği sembollere taşıdıkları anlamlardan daha büyük misyonların yüklendiği bir ülkede...

Bir cümle alışkanlıkları da önyargıları da yıkabiliyor. Tam tersi olabildiği gibi.

Başbakan Erdoğan’ın TRT’nin kanalı Şeş TV’ye yaptığı konuşmanın sonunda Kürtçe ‘Hayırlı olsun’ demesi, komplekse kapılmadan; muhalefet bunu kullanır, marjinaller bunu suistimal eder diye düşünmeden o cümleyi söylemesi bir tabunun daha sonunu getirmiştir.

Bir cümle belki hiçbir şey çözmüyor ama zihinlerdeki perdeyi kaldırıyor, toplumdaki öfkeyi dindiriyor ve en önemlisi de Kürtler’e hep cimri davranan siyasetin elini bollaştırıyor. Başbakan’ın o cümlesi aynı zamanda hem topluma hem bürokrasiye hem de siyaset sınıfına verilmiş ince bir ‘Korkulacak bir şey yok’ mesajıdır.

Ve elbette bu küçük cümle, 2009’un Kürt sorununun çözümü açısından verimli geçeceğine dair güçlü bir işarettir.

Sorun kendini hep dayatır

Erdoğan, geçtiğimiz günlerde söylemediği halde üzerine kalan ‘ya sev ya terk et’ gibi sözler nedeniyle eleştiriliyordu. Kızılcahamam’da bütün bu eleştirilere ‘Ben hala Diyarbakır’da yaptığım konuşmadaki pozisyonumdayım’ diyerek cevap vermişti. Görünen o ki Başbakan, Diyarbakır konuşmasının da ötesine geçiyor. Geçsin de... Çünkü, kendi tabiatından çok yılların ihmali ve siyasetin korkaklığı nedeniyle büyüyen bir sorunla karşı karşıyayız. Üstesinden gelebilmek için her şeyden önce cesur ve tabu deviren siyasi adımlara ihtiyacımız var.

Erdoğan’ın bu tarihi adımı aynı zamanda bir sosyo-politik gerçeğin de altını kalınca çizmektedir.

Demek ki söylemler ne kadar sertleşse veya soruna karşı kayıtsız görünse de gerçek değişmiyor. Politikacı, bürokrat ya da fikir insanları, bazen bilinen çizgilerinin dışına çıkıyor görünebilirler ama Kürt sorunu o kadar büyük ki, kimseye gerçeği ıskalama şansı tanımıyor. Tarihi kökleri böylesine derin, sosyal etkileri bu kadar yakıcı ve ekonomik darbeleri büyük bir sorunu anlamamak imkansızdır. Bırakın politikacıları, en şahin görünen askerler bile gerçeğin ne olduğunu biliyorlar. Emekli olan generallerin sorun yaklaşımlarının üniformalı halleriyle taban tabana zıt olması da bunu gösteriyor.

Dahası, 2 yıl önce Kuzey Irak’ı vurma planları yapan ve bunu da kamuoyuyla paylaşmaktan çekinmeyen Genelkurmay’ın bugün aynı bölgeyle işbirliği talebinde bulunacak noktaya gelmesi de sorunun gerçekte hangi boyutta olduğunun herkes tarafından pekala bilindiğini ortaya koyuyor.

Hamasetle, afra tafrayla, daha çok vurmakla çözülemeyeceği belli olan bir sorun bu...

Artık, tanınamayacak ve mutlaka halledilmesi gereken bir sorun.

DTP’nin diliyle rekabet etmedi

Erdoğan, geçen birkaç aylık dönemde sarfettiği keskin ve sert cümlelere rağmen demokratikleşmeden geri adım anlamına gelecek yasal düzenlemeleri aklına bile getirmedi. Gözaltı sürelerini uzatmak, takip sınırlarını zorlamak veya askere şehirde imtiyazlar tanımak gibi önerileri geri çevirdi.

Bununla birlikte DTP’nin zaman zaman şiddete paralel hale gelen diliyle rekabete de girmedi. Söylemin cazibesi üzerinden siyaseti tercih etmedi. Kürde Kürtçülük satmadı yani... DTP’yi kendi diliyle baş başa bırakmayı tercih etti.

Ama, ‘Demokrasi silahla mı gelir?’ sorusunda ısrar ederek PKK’nın dilini ve eylemliliğini tartışmaya açtı. Hatta, Güneydoğu ziyaretinde DTP tehditler yağdırırken, PKK sokakları ateşe verirken polise de olayları önlemek için şiddet uygulanması talimatı vermedi. Nitekim, daha önce seçime kadar bölgeyi yangın yerine çevirme stratejisi belirleyen PKK, karşıdan sertlik üretemeyince eylemleri kesmek zorunda kaldı.

O küçük cümle, Başbakan’ın bu stratejisini anlamlı hale getirmiş ve soruna yaklaşımdaki derinliği göstermiştir. Böylelikle, PKK’nın ‘Kürtçeye baskı var, yasak var’ kozu da elinden alınmıştır.

Yeni kanal da yeni yıl da hayırlı olsun.

PKK’nın iki amacı var!

TRT’nin Kürtçe kanalı aynı zamanda bir samimiyet sınavıdır. PKK’nın bu adımdan rahatsız olduğunu biliyoruz. DTP’liler ise, başta destek verdiler sonra ‘şaşırtıcı’ bir biçimde vazgeçtiler. En bayağı analizi de sözümona Kürtler adına konuşan bazı arkadaşlarımız yapıyor. ‘Bakalım nasıl yayın olacak? İyi programlar yapılacak mı? Niye sadece TRT’de var da başka yerde yok?’ gibi reaksiyonlarla...

Kürtçe TRT bir devrimdir. Yayın içeriği ne olursa olsun devrimdir.

Sözkonusu olan nasıl yayının içeriği değil, bunun Kürtçe yapılıyor olmasıdır. Program kalitesi, içeriği vs. bu gerçeğin yanında ikinci planda kalır.

Devrim olan, yıllardır inkar ve redden başka politikası olmayan devletin Kürtçe diliyle yayın yapan bir kanal kuracak demokratik olgunluğa ulaşmasıdır.

Yıllardır bunu isteyenlerin şimdi yüzünü buruşturması da ‘samimiyet sınavı’ bağlamında ayrıca sorgulanmaya değer bir tavırdır.

Tıpkı, PKK’nın tavrının sorgulanması gerektiği gibi.

Kürtçe hakkı için insanları öldürdüğün iddia eden PKK’nın Kürtçe kanala itirazından sonra artık örgüt amaçları ne olabilir dersiniz?

1-) Apo’yu kurtarmak

2-) Kürtçe’yi yasaklatmak!



Bu haber 673 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,748 µs