En Sıcak Konular

Yeni çağ tarikatları çığ gibi...

0 0 0000 00:00 tsi
Yeni çağ tarikatları çığ gibi... Geçtiğimiz günlerde ortaya çıkan şeyh-tarikat-cinayet haberi üzerine gazeteci Türker Alkan "herkesi laik eğitimden geçirmeli" dedi. Bu sözler üzerine Haşmet Babaoğlu "yeni çağ tarikatlarını" masaya yatırdı. İşte size yeni tarikatımız Breatharianizm...

Haşmet Babaoğlu'nun yazısı:

Ele avuca sığmayan insan ve inanç dünyası

Geçen gün hayli dindar bir arkadaşım soruyordu: “Her şeyi gördüm, yaşadım. Yine de aklım ermiyor: Nasıl bir inanç ve bağlılık halidir ki bu; şeyh, adamın karısını ayartıyor kocasını da müritlerine öldürtüyor!”

Urfa’dan çıkıp gazetelerin manşetlerine düşen “tarikatta cinayet” haberini kastediyordu arkadaşım.

Önce haberle gerçeğin bire bir örtüşüp örtüşmediği konusunu konuştuk.

Sonra daha derine girdik.

İçimden geçenleri lisanın elverdiği kadarıyla aktarmaya çalıştım.

İnsanın iki temel inanma biçimi var.

Biri, sevme arzusundan (aşktan) kaynaklanıyor. Kalabalık içinde özgürleştiriyor insanı.

Öteki sevilme arayışından kaynaklanıyor. Eziklik duygusuna yaslanıyor, kalabalık içinde insanı robotlaştırıyor.

Birincisi, dünyevi iktidardan uzaklaştırıp ölümle barıştırıyor.

İkincisi, dünyevi iktidara köle kılıyor; ölümsüzlük arzusunu kışkırtıyor.

Bu açıdan tekkeler, şeyhler, müritler dünyasına bakarsak...

Birinci tip kendi yolundan gider. Fakat ihtiyaç duyarsa, şeyhi yola fener kılar. Yine de karanlık sürüyor, yol aydınlanmıyorsa çeker gider oradan.

İkinci tip yolu şeyh, şeyhi yol sanır. Dışarıda kendisini kimliksiz, hatta “yok” sanır. Onunki cemaate girmek değil, saklanmaktır aslında.

***

Bir de bu olaylara laik, pozitivist aydın bakışı var tabii.

Türker Alkan Urfa’daki olayları ele alan “Tarikat, seks ve cinayet” başlıklı yazısında “Yapılacak iş bu tür tarikatları kamuoyunun gündemine getirerek teşhir etmek ve çocuklarımızı laik eğitimden geçirmek” diyordu. (Radikal, 13/12/06)

İyi güzel de...

Her derde deva gibi sunulan “eğitim şart” yargısına takılıyorum ben!

Düşünce değil bu, ezber!

Birçok kişi gibi Türker Alkan da dinî-hurafeci kültürden uzak bilimsel-modern eğitimin bu “işlere” çare olacağını sanıyorsa ki sanıyor, çok yanılıyor.

Ha, dürüstçe “ben Erenköy’deki spiritüel-mesihyanik tarikatta ne tezgâhlar döndüğüyle ilgilenmiyorum, ben o şalvarlı takkelilere gıcık oluyorum” derseniz, o başka mesele!

***

Buyrun size pozitivist-modern-laik eğitimle donanmış Batı’dan iki Yeni Çağ İnanışı “Tarikatı” örneği!

Bağlılarının sayısı bir buçuk milyonu geçen Scientology gibi son zamanlarda çok öne çıkan bir örnek değil de, pek bilinmeyen iki örnek...

Breatharianizm:

Kuruluşu. 1993. Kuruluş yeri: Sydney. Dünya çapındaki bağlılarının tahmini sayısı 5 bin.

İnsanın sadece “ışık”la yaşayabileceğine, manevi olgunluğa ulaşanların bunu başardığına inanıyorlar. Bu “tarikat”ın California kolunun sadece gün ışığıyla beslendiğini söyleyen üç lideri gece yarısı Venice Beach’te hamburger atıştırırken yakalanmış fakat tarikata bağlı olanlarda önemli bir travma yaşanmamıştı.

Morningland:

Kuruluşu 1973. Kuruluş yeri ABD. Mesih olduğuna inanılan liderleri Sri Patricia 2003’te öldü. Vaazında ölümünden 7 ay sonra kıyametin kopacağını söylemişti. O sıralarda iki bin olan üye sayısının şimdi birkaç yüze indiği söyleniyor. Üyeleri seçkin, eğitimli kesimlerden gelen UFO’cu tarikat son yıllarda seks skandalları, çok eşlilik yapısı, cinayetler ve çocuk kaçırma eylemleriyle dikkat çekti.

Bilenler bilir, bu liste binlerce Hristiyan veya Yeni Çağ İnanışı tarikatıyla uzar gider...

***

İnsan ele avuca sığmıyor.

Her bilgi daha büyük bir bilgisizliğin kapısını açtığı için akıl bazen kendine bile yetmiyor...

İnsanın; hele yan yana, diz dize, iç içe insanların olduğu her yerde tabii ki seks, şiddet ve para da rol çalıyor...

“Bilgeliği unutmuş bilgi” inançlarımızdaki sapkınlığa ve saçmalamaya çare olamaz...

İster geleneksel, ister Yeni Çağ tarikatlarında neler olup bitiyor, anlamak istiyorsak eğitimden-öğretimden önce insanın “öz”üne bakmalıyız.

Ve hayatın insanı sarsıp hırpalayan mecburiyetlerine...

*****

Yolcuyum, yokum!
Pazar günü Zürih Başkonsolosluğumuz’da yapılacak “Yaşamdan Dakikalar” sohbet toplantısı için yurt dışında olacağım.

Bu vesileyle birkaç gün yazmaktan “kaçmama” izin vermenizi rica ediyorum.

Çarşamba görüşmek üzere...

*****

Bir düzeltme
Dün köşemde teknik aksaklık sonucu iki yazımdan biri, ana yazım, “Lübnan: Neden?” başlıklı yazımı yutmuş. Özür dilerim. Yeri gelmişken Vatan dış haberlerdeki arkadaşlarımın hakkını vereyim. Onlar, popüler medyanın genel eğiliminden farklı olarak üç gün boyunca Beyrut’taki Sünni-Şii-Hristiyan ittifakının gösterilerine en geniş yeri verdiler. 



Bu haber 671 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,560 µs