En Sıcak Konular

Acılar "zamanaşımı"na uğramaz!

0 0 0000 00:00 tsi
Acılar Zamanaşımı nedeniyle davalar, adalet kabristanındaki ebedi istirahatgahına defnedilirken, mağdurlar yas tutuyor. Depremzedeler başta olmak üzere halk, “zamanaşımı” uygulamasının, “adalet adına” bir an önce kaldırılmasını istiyor. <

Bu uygulamanın yarattığı adaletsizliğin en son örneği ise 17 Ağustos 1999 depreminde suçlu bulunan müteahhitlere açılan davaların, zamanaşımı nedeni ile iptalinin gündeme gelmesi. “İyibilgi”ye bu ciddi sorun konusunda demeç veren İstanbul Barosu Eski Başkanı Avukat Turgut Kazan, “Bu davalar açıldığı dönemde sonucun bu olacağından korkuyorduk. Hatta sonucun zamanaşımı olmaması için kamuoyunu uyardık” diyor. Deprem davalarının hemen hemen tamamının büyük ihtimalle zaman aşımı dolayısıyla iptal edileceğini belirten Turgut Kazan, Türkiye’de çok ölümlü davalarda hep aynı sendromu yaşadığımızı söylüyor. Depremzedelerin davalarının zaman aşımı nedeniyle düşmesinin, depremzedeleri yıllar sonra ikinci bir acı ile yıkacağını anlatan Kazan, “kamuoyu vicdanı sarsılacak, adalete duyulan güven zedelenecek” diyor. Banka soygunları ve deprem mağdurları gibi çok cddi davalarla yüzleşince zamanaşımını hazmetmenin ve savunmanın imkânsız olduğunu ifade eden Turgut Kazan konuşmasını şöyle sürdürüyor:  “ Yargı mekanizmasının bu denli yavaş işlediği ülkemizde bu uygulama ciddi sorunlar yaratıyor, yaratacak da. Adalet bu uygulamayı tartışıp, makul bir çözümler üretmeli. Davaların bu şekilde sonuçlanmasını kabul etmek mümkün değil.”

Adalet zulmün temeli mi?

Şüphesiz zamanaşımı davarlının mağdurları sadece depremzeler değil. Devlet haznesini dolandırarak, tüm ülkeyi mağdur eden banka hortumcuları da zamanaşımı nedeniyle davalarından kurtulup, eski yaşamlarına dönmek üzere. Emlakbank hortumcularından işadamı Selim Edes’in davası da zamanaşımı sınırında. ABD’de yaşayan Emlakbank eski hortumcu genel müdürü Engin Civan ise üzerindeki tutukluluk kararının zamanaşımı nedeniyle kalkmasının ardından Türkiye’ye gelmeyi planlıyor. Beş arkadaşı ile beraber sahibi olduğu Egebank’ın içini boşaltan Yahya Murat Demirel hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan açılan davanın zaman aşımı süresinin dolduğu belirlendi ve bu sanıklar hakkındaki bu suçla ilgili kamu davası ortadan kaldırıldı. Demirel’e, TMSF tarafından el konulan malvarlığını geri verilmesinin önü açıldı. Uzan ailesi ise zamanaşımı süresinin doldurmak için yargıdan kaçıyor.

"17 Ağustos'ta tek suçlu zaman"

Bugün Radikal Gazetesi’nde yer alan bir haber de zamanaşımı uygulamasının ortaya koyduğu tabloyu işaret ediyor.  “17 Ağustos'ta tek suçlu 'zaman' “ gibi anlamlı bir başlıkla yayınlanan haber şöyle:

Halen hapishanede olan Veli Göçer, "Depremin tek suçlusu ben oldum" demişti. 17 Ağustos 1999 depremiyle ilgili açılan davalarda zamanaşımı süresinin dolmasına sadece iki ay kaldı. Yüzlerce dosya temyiz aşamasında.  Müteahhit Veli Göçer'le ilgili karar da 'usul eksikliği'nden ikinci kez iade edildi. Postayla yollanan dosya ilgili kuruma 20 gün önce ulaştı. 17 Ağustos 1999 depreminin simge isimlerinden müteahhit Veli Göçer'in dosyası, zamanaşımına günler kala 'usul noksanlığı' gerekçesiyle yerel mahkemeye iade edildi. Göçer'in yaptığı binalarda ölen 167 kişinin yakınları 'hukukun işleyişi'ne tepki gösterdi. Yargıtay 9. Ceza Mahkemesi, halen Konya'da E Tipi Cezaevi'nde bulunan Göçer'le ilgili dosyayı 'usul yönünden bozarak' yerel mahkemeye iade etti. Üzerine büyük harflerle 'Tutuklu, Zamanşımına Yakın' uyarısı yapılan dosya, posta yoluyla gönderildiği Konya 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nin mahkeme kalemine 20 gün önce ulaştı. Depremzedelerin avukatı Filiz Saraç önlerindeki süreci şöyle anlattı: "Temyiz dilekçeleri mahkemeye katılan 46 kişiye, Yargıtay Başsavcılığı'nın tebliğnamesi de sanıkların müdafilerine tebliğ edilecek. Sonra dosya yeniden Başsavcılık'a gönderilecek. Başsavcılık da dosyayı karara bağlamak için 9. Ceza Dairesi'ne sunacak. Daire, kararı onamak ya da bozmak için yeniden toplanacak. Bunlar şubat ayı sonuna dek tamamlanmazsa, davanın zamanaşımı nedeniyle düşüp düşmeyeceği tartışması gündeme gelecek."

İki sanık yakalanmadı

Çınarcık ve Kocatepe mevkiinde 167 kişininin ölümünden sorumlu tutulan müteahhit Göçer'le ilgili dava 2001'de başlamıştı. Dört yıl ve 36 duruşma sonunda Göçer, ortakları İsmet Kösebalaban, Zafer Coşkun ve oğlu Can Göçer eski TCK'ya göre 'dikkatsizlik ve tedbirsizlik sonucu ölüme sebebiyet vermek'ten 25'er yıl hapis cezası aldı. Karar temyiz edildi. Yargıtay 9. Ceza Dairesi kararı yeni TCK'ya göre yargılanma yapılması ve 'usul noksanlığı' gerekçesiyle bozdu. Can Göçer ve Zafer Coşkun yakalanamadı. İyi halleri nedeniyle cezaları 18 yıl dokuz aya düşürülen Veli Göçer ve Kösebalaban'la ilgili kararıysa avukatları tekrar temyiz etti. Yargıtay 9. Ceza Dairesi de kararı tekrar usul yönünden bozdu. Depremde altı yaşındaki oğlunu kaybeden Salim Çakır da tepkili: "Yıllarca mahkemeye gelip gittik. Göçer, hayatının baharında çocuğumu elimden aldı. Yavrumun hayali hâlâ gözlerimin önünde".

Havada bulut ölenleri unut

Marmara'yı sarsan 17 Ağustos 1999 Depremi'nde müteahhitlere açılan davalar iki ay sonra zamanaşımı sınırına geliyor. Davalarda zamanaşımı süresi 'binanın yapım tarihi'nden itibaren hesaplanınca konu Yargıtay'a gitmiş, Yargıtay 2003 yılında aldığı bir emsal kararla, zamanaşımı süresinin 'deprem tarihi'nden itibaren hesaplanmasını istemişti. Buna göre sanıklar 'tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu ölüme neden olma' suçundan beş yıla kadar hapis istemiyle yargılanacak, zamanaşımı süresi de 7.5 yıl olacaktı.
Yargıtay'ın bu kararı da dosyaları zamanaşımı tehlikesinden kurtarmaya yetmedi. Dosyaların Yargıtay aşamasıyla birlikte tamamlanması için Şubat 2007'ye kadar zaman var. Ancak bölge adliyelerindeki yüzlerce dosya müteahhitler lehine sonuçlanıyor ve temyiz aşamaları da sürüyor. Kocaeli'ndeki 932 davanın 921'i, Sakarya'da açılan 418 davanın 394'ü müteahhitlerin lehine sonuçlandı. Simge davalardan biri de yaptıkları 316 kişinin ölümüyle ilgili Yüksel İnşaat'ın sahipleri Yılmaz Dursun Sazak, Güven Sazak, Mehmet Sert, Ahmet Göncer Ayalp, İrfan Tufan ile Niyazi Çavuşoğlu hakkında açılan davaydı. Sanıklar bir yıl hapis almış ve bu ceza ertelenmişti. Dosya şimdi Yargıtay'da. 98 kişiye mezar olan 'Ceylankent Sitesi' davası da 2004'te sonuçlandı. Şirket yöneticileri beraat ederken teknik sorumlusu Teoman Kızılova ile şantiye şefi Zeki Kurtoğlu'na verilen 10'ar ay hapis cezası da ertelendi. Bu dosya da Yargıtay'da.

iyibilgi.com



Bu haber 823 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,099 µs