En Sıcak Konular

Koru'dan Türk siyaseti için reçete!

0 0 0000 00:00 tsi
Koru'dan Türk siyaseti için reçete! Yenişafak Gazetesi yazarı Fehmi Koru, Türk siyasetindeki tıkanıklığın aşılması için elimizde "çaplı siyaset adamları" olduğunu belirtti. Yeni bir oluşuma giden siyasiler Türkiye'deki arayışı bitirecek gibi... Onlar kim mi?

Fehmi Koru'nun köşe yazısı

'Besmele' çekerken…

Epey uzun zamandır kullanmadığımız bir kavramlaştırma, tam da artık unutulmaya terk edildiğini sanırken, yeniden kullanıma girdi: 'Sağ' ve 'sol' kavramlaştırması bu. Vaktiyle CHP saflarında siyaset yapmış Ertuğrul Günay ile geçmişte RP/FP çizgisinde bulunmuş Mehmet Bekaroğlu birlikte bir parti oluşturmaya karar vermişler. Gelişmeyi ilk duyuran Ahmet Hakan, çıkışı 'Müslüman sol' olarak tanımlayınca bir kavgadır kopuverdi.

Kavganın bir tarafında 'Müslüman' sıfatı ile 'sol' kavramını bir arada kullanmakta sorunu bulunanlar var; diğer tarafında da 'sol' kavramıyla 'Müslüman' sıfatının birlikteliğinden hoşlanmayanlar... İlk grubu oluşturanlar “Müslüman sağcı olur” iddiasında iken, ikinci grup “Sol olanın mâneviyatla ilişkisi bulunmaz” keskinliğinde... Anlaşıldığı kadarıyla, çıkış yapmaya hazırlananlar da, duruşlarının 'Müslüman sol' olarak takdim edilmesinden fazla hoşlanmamışlar.

Kavramları bayağı özlemişim.

Bu tür kavramlaştırmanın kökenini İslâmî terminolojiye bağlayanlar çıkabilir: İslâm'ın kutsal kitabı, inananları 'sağcılar' diye övüyor, buna mukabil inkârcıları 'solcular' diye tanımlayıp şiddetle kınıyor (Vâkıa Suresi). Bu durumda, 'sol' kavramının 'Müslüman' sıfatıyla yan yana kullanılmasının yadırganmaması beklenemezdi zaten; 'Müslüman sol' kavramına 'İslâm' adına karşı çıkanlar bu kategoriye giriyor.

Kavrama 'sol' adına itiraz edenlerin referansı Kur'an-ı Kerim değil elbette; onlar Fransız Devrimi'nden kalma bir terminoloji olarak yaklaştıkları için, 'sol' kavramı ile 'din' arasında bağlantı kurulmasından rahatsız. 'Sol', özellikle Marksizm/Sosyalizm akımlarının yükselişiyle birlikte yaygın kullanıma giren bir kavram; Fransız Devrimi günlerinin solcuları ile Marksist/Sosyalist dünyanın sempatizanları arasındaki en önemli ortak payda her ikisinin de 'din' konusuna olumsuz yaklaşmaları. Dünyaya hâlâ aynı gözlüklerle bakanların, 'Müslüman sol' kavramına karşı çıkmaları da bu sebeple yadırganmamalı.

Soğuk Savaş döneminde iki dünya arasında kılıçlar çekilmişken, ABD'nin başını çektiği blok, gözünü Müslümanların yaşadığı coğrafyaya dikmişti. İki önemli kavramı kendisine mâl etmede başarılı oldu o blok: Biri, kendisini 'hür dünya' olarak adlandırmaydı; ikincisi de İslâm'ın bambaşka bir anlamda kullandığı 'sağ' ve 'sol' kavramlarını Soğuk Savaş'ın zihnî kavgasına uyarlamaydı. İslâm Dünyası'nda yaşayıp Müslümanlara ait değerleri paylaşan insanlar, kapitalizm gönüllerine daha uygun olduğu için değil, 'sol' kavramı inançlarına ters düştüğü için kendilerini genellikle 'sağ' olarak tanımladılar.

Bir noktayı daha eklemek gerekiyor: Soğuk Savaş döneminin solcuları da, çok geniş bir coğrafyayla paylaşabilecekleri olumlu özelliklerinden ziyade dine karşı duruşlarını vurgulayarak, yenilgiyi kendi elleriyle hazırladı. Adalet, eşitlik, paylaşma gibi kavramlar 'sol' denildiğinde hiç akla gelmedi; 'sol' yalnızca en azından 'dine karşı lâkaytlık' en kabaca da 'dinsizlik' olarak gündemde kaldı.

'Müslüman sol' kavramının hem soldan hem de Müslümanlardan tepki görmesi bu yüzden. Ancak, tepki verenlerin, zihin dünyaları 1970'ler ve 1980'lerde oluşmuş olgun yaştaki insanlar olduğunu da belirtmemiz kaydıyla. Bugünün gençlerine 'sağ' ve 'sol' kavramları fazla bir şey ifade etmiyor çünkü.

Türk siyasetinin yeni arayışlara ve o arayışlar sayesinde başlayabilecek düzeyli tartışmalara ihtiyacı olduğu açık. Ertuğrul Günay ile Mehmet Bekaroğlu bunu gerçekleştirebilecek çapta siyaset adamları. Baksanıza, daha “Besmele” çektikleri gün önemli bir tartışmaya kapı araladılar.

Yeni Şafak



Bu haber 314 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,877 µs