En Sıcak Konular

Yenerer hapishanede neler yaşadı?

2 Şubat 2009 16:14 tsi
Ergenekon operasyonundan 11 ay tutuklu kaldı. Ona isnat edilen suç terör örgütü üyesi olmaktı. 11 ay sonra serbest kaldı ama Yenerer'in öfkesi büyük...

Ümraniye'de bir gecekonduda ele geçirilen 27 el bombasıyla Türkiye'nin gündemi değişti. O günden beri ne operasyonların ne de iddiaların ardı arkası kesildi. Dalgalar bugüne kadar onlarca kişiyi demir parmaklıkların arkasına götürdü. İşte o isimlerden biri de Gazeteci Vedat Yenerer'di...

Yenerer, 21 Şubat 2008'den beri demir parmaklıkların ardındaydı. Ona isnat edilen suç terör örgütü üyesi olmaktı. Önce Kandıra ardından Edirne cezaevinde kalan Vedat Yenerer'in son durağı ise Silivri Cezaevi'ydi. Onun zorunlu istirahati tam 11 ay sürdü.

Vedat Yenerer, mahkeme başkanının mevcut delil durumu ve tutuklulukta geçirilen süreyi dikkate almasıyla geçtiğimiz hafta özgürlüğüne kavuştu.

Gazeteci Vedat Yenerer, 11 ay boyunca yaşadıklarını Haber Özel'e anlattı.

İşte Yenerer'in konuşmalarından satırbaşları;

"Bana isnat edilen bazı suçlar var ama bunların hiç biri Türk Ceza Kanunu'nda suç değil. Çünkü bunların somut delilleri yok. Hayali bir Ergenekon terör örgütünün üyesi olduğum iddia ediliyor."

Evinde ele geçirilen cephanelik konusuna Yenerer, elinde bir belgeyle yanıt verdi, "Ele geçirilen cephanelik evimde değil iş yerimde bulundu. Bunların hiç biri de cephanelik değildi. Bunların hepsi, bir savaş muhabiri olarak Çeçenistan'dan, Afganistan'dan, Bosna'dan, Kosova'dan, Irak'tan, Filistin'den getirdiğim tek kullanımlık top malzemeleri, içi boşaltılmış havanlar, iki tane içi boş küçük el bombası. Ben sarı basın kartı sahibi bir gazeteciyim, yarım saatte yapabileceğim bir başvuruyla silah taşıma ruhsatı alabilecekken, 20 yıllık gazetecilik hayatımda hiç silah taşımadım. TSK'dan 'Bunlar boş kovandır' şeklinde yazı gelmesine rağmen ben, 11 ay sonra ben derdimi anlatabildim."

YENERER BASKINI ŞÖYLE ANLATTI

Evime sabahın 5 buçuğunda 22 tane polis geldi. Bu duruma hiç şaşırmadım. Bana karşı tavırları sertti. Eşim ve kızım uyandılar. Eşim, polislere sordu 'neden arama yapılıyor?' diye. 'Mahkeme kararımız var, eşiniz Ergenekon terör örgütü üyesi' dediler. Ben o ana kadar son derece samimiydim. Beni sorgulayıp daha sonra bırakacaklar diye tahmin ediyordum. 'Muhalif gazetecileri sindirme operasyonu' devam ediyor, bu dalgada herhalde beni de kapsadılar diye düşündüm."

SANKİ ÇAKAL CARLOS YAKALANIYOR

"Evime gelen amir, 'arabanız var mı?' dedi. Düşünebiliyor musunuz polis arabamın olup olmadığını dahi bilmiyor. Belli ki biri, polise isim vermiş ve bunları içeri alın demiş. Amire arabamın olduğunu söyledim ve aşağı indik. Aşağıda da bir 15 kişi, yolları kestiler, herkes bakıyor ne oluyor diye. Eldivenli insanlar arabamda arama yapıyor. Sanki Çakal Carlos yakalanıyor. Sanki yüz kızartıcı bir suç yapmışız gibi hareket ediliyor."

Bu aramalardan sonra çok utandığını belirten Yenerer, "Gerçekten vahim bir durumdu" dedi.

Polis kamerasını durdurdular ve iki amir gelip beni odaya çekti. Ve sert ifadelerle soru sormaya başladılar. Bana önce belgeler nerde diye sordular. Ben gazeteciyim, bana ulaşan bir şey gizli değildir. Eğer benim elime bir belge geliyorsa da zaten, ben bunu ya televizyon programlarında gösteririm ya köşemde yazarım ya da kitaplarımda yazarım. Ne aradığını ben bilmiyorum dedim.

HÜCRE ÇOK SOĞUKTU

Yenerer daha sonra emniyete götürülüp hücreye koyulmuş. Hücredeki koşulların da kötü olduğunu belirten Yenerer o anları şöyle dile getirdi;

"Hücre soğuk, 3-5 defa klimayı çalıştırın demek zorunda kaldım. beni odadan odaya dahi kelepçeyle götürdüler. Organize Şube'de önümü iliklememi ve esas duruşta bulunmamı istediler. "

Sorgulandıktan sonra tutuklandım ve Ergenekon saçmalığı denilen böyle bir örgütün varlığını gösteren hiç bir belgeye rastlanamadı. Hiç bir bilgi, belge çıkmadı. Üstelik Tuncay Güney açıklama yapıyor ve diyor ki, 'Ben Vedat Yenerer'i tanımam, bildiğim kadarıyla da bu Ergenekon şemasında falan onun adı yoktur' Savcılar bununla tatmin olmuyor."

BEN KEMALİSTİM BEN SOSYALİSTİM

Avukatların bile eklere bakamadığı 7 ay geçti. Canımızı okudular bizim cezaevinde. Bilgisayarımda yapılan incelemeyi iddianameye koymuşlar, üç'er paragraflık yazılar. 'Ben Kemalistim, ben Sosyalistim' dedim. Türkiye Cumhuriyeti'nde böyle bir garabet yaşanmadı. Suçsuz insanlar, suçsuz olduğunu ispat etmek zorunda kalıyor.

GÖZÜMÜ KANDIRA'DA AÇTIM

Kandıra Cezaevin'de önce karantinaya alınıp daha sonra da üç kişilik hücrelere konulduğunu anlatan Yenerer, Kandıra'daki günlerin de bir o kadar zor geçtiğini dile getirdi, "Hücreler buz gibiydi, battaniye verdiler ama yetmedi. Bana battaniye verin diye başvurdum. aradan 10 gün geçti ama vermediler."

Ailesine cezaevinde yaşadıklarını yansıtmayan Vedat Yenerer, kızına da kendisinin asker olduğunu söyletmiş.

ARKADAŞLARIM KORKUDAN BANA SAHİP ÇIKAMADI

O dönemde bazı arkadaşlarının korkudan kendisini aramadıklarını söyleyen Yenerer, bazı arkadaşlarının sahip çıktığını belirtti ve sözlerini şöyle sürdürdü,
"Bu durum aslında iyi oldu, kim dost, kim düşman öğrenmiş oldum. Ama en çok içimi burkan, bir tas çorbaya bizi muhtaç ettiler. Üç kişi kalıyoruz koğuşta, küçücük bir deliğin arkasından çorba veriyorlar, ama üç kişiye yetmiyordu bile. Her gün yalvarıyorduk biraz fazla verin diye. Ezildik diyorum, başka da birşey söylemiyorum"

Bu yaşananlar karşısında başının dik olduğunu belirten Yenerer, "Utanılacak hiç birşey yapmadım" dedi.

GENERALLER, DEVLETE KURŞUN SIKANLAR TARAFINDAN TACİZ EDİLİYORDU

Emekli Orgenarallere nasıl davranıldığı sorusuna Yenerer, teröristler tarafından taciz edildiklerini söyledi ve "Emekli Orgenaraller bizim bir ilerki hücredeydi. Onlara ana avrat 24 saat bağırılıp küfür edildiğini biliyorum. Bu duruma cezaevi yönetimi hiç bir şey söyleyemezdi. Çünkü her yerde yasadışı örgüt, katiller ordusu diyorum ben... Çünkü çoğu insan öldürdüğü için orda. Onlar her gün bir şeyi protesto ederler.

F tiplerinde hepsi yan yana. Bağırdığınız zaman diğer avludan duyulurdu. Sabahtan akşama kadar küfür ederlerdi. Birbirlerini göremedikleri için fiziksel bir taciz söz konusu değildi."

HURŞİT TOLON NEYE SİNİRLENDİ?

Geçen hafta Hurşit Tolon'la karşılaştık sohbet ediyorduk. Yanında da 3-4 gardiyan bir yere gidiyordu. 25 kilo vermesine rağmen doktor sevketmemiş ve haber yollamış 'Paşam gelsin ben onun dalağını bir kontrol edeyim' diye. Paşamda bu duruma sinirlenmiş, 'Ben zamanı gelince onun dalağını kontrol edeceğim' dedi. Ben de 'Paşam birlikte kontrol ederiz' dedim ve böyle esprileştik. Ama bu tabi yanlış anlaşıldı.

TUNCAY ÖZKAN'IN HÜCRE GÜNLERİ

Tuncay Özkan'la da Silivri Cezaevi'nde tesadüfen karşılaştığını söyleyen Yenerer,

"23 gün bana hücrede kaldığını, bu ceza sırasında yan koğuşlarında öldürülen Engin Cebel'in her gün nasıl dayak yediğini, nasıl bağırdığını net olarak duyduğunu ve polislerin evinde 9 saat yatakların içini dahi aradıklarını anlattı.

Bazı komik şeyler de anlattı. Örneğin, bizkaçkisiyiz.com grubundan gözaltına alınan Evrim Baykara'nın neden gözaltına alındığını anlattı. Alınma nedeni de, telefon konuşmasında Tuncay konuşurken 'Ordu'daki teşkiletlanmayı bitirdiniz mi?' diye sorunca hemen almışlar apar topar, savcılar sormuşlar, 'Bu Ordu'daki teşkilatlanmayı nasıl bitirdiniz?' Baykara da başlamış anlatmaya, 'Ordu'daki teşkilatlanmayı yaptıktan sonra Fatsa'ya geçtik, Fatsa'dan sonra da Ünye'ye geçip teşkilatlanmayı bitirdik' deyince çıkarmışlar dışarı."

ERGENEKON SANIĞI, EL KAİDECİ YAZILIYOR

Cezaevlerinde korkunç şeylerle karşılaştığını dile getiren Vedat Yenerer, "Ergenekon davasında yargılanan bir sanık, cezaevinden sık sık doktora gidiyor ama sürekli kötü muameleyle karşılaşıyor. Bunun da nedeni, sanığa gösterilmeyen bir dosya var oraya, sanığın El Kaideci olduğunu, uyuşturucu kaçakçısı olduğunu, Hizbullahçı olduğunu yazmışlar. Ergenekon sanığı yazmıyorlar ki kötü muamele görsün diye"

ÖZGÜRLÜK MUHTEŞEM BİR DUYGU

Adaletin geç de olsa tecelli ettiğini söyleyen Yenerer, özgürlüğün muhteşem bir duygu olduğunu dile getirdi ve cezaevinden çıkacağına sonuna kadar inandığını belirtti.

11 AYIN HESABINI ÇATIR ÇATIR SORACAĞIM

"Orada haksız yere yatan insanlar için üzülüyorum. Böyle bir örgütün çıkacağına inanmıyorum. Yüce Türk mahkemesi o bombaların sahibini bulacaktır. Ben kendi adıma konuşuyorum, 'Ergenekon terör örgütü diye bir örgüt bilmiyorum, böyle bir örgütü tanımıyorum, böyle bir yasadışı yapılanmanın üyesi değilim, ben bu dünyanın 75 ülkesinde gazetecilik yapmış, siciliyle tertemiz bir gazeteciyim ve karanlanmak çok ağırıma gidiyor, 11 ayımı çaldılar benim, ben bunun hesabını yüce Türk mahkemelerinde çatır çatır soracağım'...

gazeteciler.com



Bu haber 676 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,699 µs