Genelkurmay Başkanı da oradaydı!

0 0 0000 00:00 tsi
Siyasi literatüre ilk olarak Mustafa Sarıgül'ün Baykal'ı devirmek için kulis yaptığı dönemde girdi. Daha sonra çeşitli kereler adı siyaset ile anılınca literatür tamamıyla yerleşti. Geçtiğimiz günlerde Büyükanıt da oradaydı.

Akşam Gazetesi'nden İsmail Küçükkaya'nın yazısı:

Genelkurmay Başkanı Papermoon’daydı  

Papermoon konuşsa Türkiye yerinden oynar.” “Beyaz Türklerin” gözde mekanı Papermoon Ankara’ya açıldıktan sonra bu söze ben de inanmaya başladım.

Geçen gün Papermoon’da yemeğimizi yerken, karşı masada Başbakan Erdoğan’ın yakın kurmaylarından Ömer Çelik’i gördüm. Adana Milletvekili Çelik, kendisi ve dostları için “mükellef bir sofra” donatmıştı.

Garsonlara, “işler iyi gidiyor anlaşılan, siyaset ve bürokrasi dünyasının ünlü isimleri müdaviminiz olmaya başlamış” deyince, “haklısınız, geçen gün Genelkurmay Başkanımız geldi” sözleriyle karşılaştım.

“Aaa öyle mi, ne zaman?” diye detay öğrenmeye çalıştım, başka bir garsonla da konuşup, teyit ettim.

Haber doğruydu. Sonra başka bir kanaldan daha öğrendim.

Papermoon, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ı ağırlamış. Komutan, geçtiğimiz pazar günü öğlen saat 14.00 civarında eşi ve kızıyla birlikte gelmiş. Balık yiyerek, birer kadeh kırmızı şarap içmişler.

Komutan, Papermoon’da karşılaştığı diğer masadaki insanlara selam vermiş ve bir buçuk saat kalıp ayrılmış. Korumalar da içeriye girmemişler, dışarıda beklemişler.

Bunları duyunca daha önceki Papermoon manşetleri aklıma geldi. En son Evren Paşa’nın Papermoon’a gidişi Hürriyet’te Fatih Çekirge tarafından yazılmış, 14 Kasım’da da Ertuğrul Özkök yazısında buna değinmişti.

Ondan önce Genel Yayın Yönetmenimiz Serdar Turgut, Mustafa Sarıgül, DİSK Başkanı Süleyman Çelebi ve CHP Milletvekili Bülent Tanla’nın buluşmalarını “Papermoon’da sol darbe” başlığı ile yazmıştı. Bu haber de çok konuşulmuştu. Hatta Baykal’la uzun uzun bunun sohbetini yaptık, bol bol güldük.

Daha öncesi de var.

Habertürk’ün patronu Ufuk Güldemir bir gün Papermoon’da Devlet Bakanı Ali Babacan ve eşini görmüştü. Habertürk bu olayı, şöyle haberleştirmişti:

“Beyaz Türklerin kalesinde bir türbanlı... Ali Babacan, eşiyle birlikte şu anda Papermoon’a girdi. Herkes onlara bakıyor.”

Habertürk, Papermoon’un Doktor lakaplı garsonunun “Papermoon tarihinde bir ilk yaşanıyor” sözlerini de aktarmıştı. Bu haber gündem olmuştu.

“Ama sizin patron da oradaymış”

Dün Habertürk’ün Genel Yayın Yönetmeni Melih Meriç’i aradım. İlginç bir detayı hatırlattı. O gün Babacan’ın danışmanı, Melih’i aramış ve haberden rahatsız olduklarını söylemiş. Melih de “Bunda rahatsız olacak bir şey yok” yanıtını vermiş. Danışman biraz sonra, muhtemelen Babacan’la konuştuktan sonra tekrar arayarak, “ama sizin patronunuz da oradaymış” demiş. Melih de “iyi ya, siz de onu yazın o zaman. Ya da Sayın Bakan’a söyleyin, madem her ikisi de Papermoon’da, orada konuşuversinler” karşılığını vermiş.

Gördüğünüz gibi Papermoon’a, özellikle de bazılarının gitmesi “haber değeri” taşıyor.

Türkiyenin en tanınmış isimleri, en kritik adamları orada buluşuyorlar. Önemli iş görüşmeleri ve sohbetler orada yapılıyor. Papermoon adeta bir cemaat gibi. Hatta gün geçtikçe Papermoon kurumlaşıyor. Herhalde biraz daha geçse Londra’dakiler gibi “sadece üyelere açık kulüp” haline gelecek.

Bu şık restoranın Ankara’ya gelişi kuşkusuz bizim şehrimizin tarihinde önemli bir gelişme. Ankara şimdi bu network’ün bir parçası oluyor. İstanbul-Papermoon müdavimleri Başkent’e geldiklerinde kendi kulüplerinde olmak istiyorlar. Papermoon-Ankara adeta Büyükelçilik gibi, orası İstanbul toprağı olarak sayılıyor. Bir çeşit İstanbul locası gibi. Paşaların, komutanların ziyaretlerinin ayrıca bir anlamı var. Ne dersiniz?

Bu haber 341 defa okundu.