En Sıcak Konular

Olur mu, olur mu, olur mu hiç?

0 0 0000 00:00 tsi


Bu işler biraz daha böyle devam ederse Aydın Doğan'ın üzerinde kara bulutlar dolaştığına ben de inanacağım. Vergi şampiyonu bir işadamı, en büyük medya grubunun patronu, girdiği ilk ihalede ikinci olup elense de Almanya'nın 1 numaralı televizyon kanalına tâlip olmuş biri Aydın Doğan... Şiltlerle taltif edilmesi gerekirken, kaçak benzin istasyonlarıyla irtibatlandırılıp trilyonluk cezalara çarptırılıyor. Cezayı taksitle ödemek için anlaşmışken, bir bakıyoruz, bu defa katrilyonluk vergi borcu tehdidi altına düşüyor.

"Acaba" diyorum, "Aydın Bey, 'Keşke şu Petrol Ofisi işine hiç girmeseydim' diye aklından geçiriyor mudur?"

Bir dostum, "Olur mu öyle şey" diye mukabele etti. Ona göre, sahibi olduğu grubun bugünkü büyüklüğüne kavuşması Aydın Doğan'ın Petrol Ofisi'ni (PO) satın almasıyla başladı. "Medyayı çıkartırsan, PO öncesinde, nesi vardı Aydın Bey'in?" Ne bileyim ben. Benim gözümde Aydın Doğan, PO öncesinde de şimdi de, Türkiye'nin en büyük medya patronu... "Daha başka neyi vardı, daha başka?" diye üsteledi dostum...

Bir şirketten 'uğursuz' diye söz edilmez, ama PO tekin değil mi yoksa? İlk özelleştirmeye çıktığında, 1 milyar 600 milyon dolarla ihaleyi Hayyam Garipoğlu kazanmıştı; adam yüksek cezalara çarptırıldı, kaçak durumunda şimdi... Garipoğlu dışında iki tâlibi daha vardı PO'nun: Doğuş Grubu ve Çörtük-Ciner-İş Bankası-PUİS ortaklığı...

Hayyam Garipoğlu, anılarında, ilk gün heyecanı ile ne yaptığını çok hoş anlatır: "İhalenin ardından, hemen aynı gün, Ankara'dan İstanbul'a geçip Sayın Aydın Doğan Bey ve Sayın Dinç Bilgin Bey'le görüşerek onlarla gerçekleştirmeyi düşündüğüm çeşitli projelerimi paylaşmıştım. Aydın Doğan Bey, 'Bu ihaleyle artık Türkiye'nin en büyükleri arasına girdin' dedikten sonra, 'Nedir bu Petrol Ofisi işi, bu kadar değerli mi, bu fiyat eder mi, biraz anlat Hayyam' dediğinde işin ne kadar büyük ve geleceğinin parlak olduğunu, ileride Türkiye'nin Orta Asya ülkeleri enerjilerinin üzerinden taşınacağı bir köprü olabileceğini anlatmıştım." (s. 73)

İhale Mesut Yılmaz'ın başında bulunduğu kurul tarafından iptal edilip üçüncü sıradaki ortaklığa verildi, ama o işlem de usulsüzlük yüzünden bozuldu. Yeniden açılan ihaleyi ise, konuya ilgisizliği Hayyam Garipoğlu'na sorduğu sorudan anlaşılan Aydın Doğan kazandı...

Aydın Bey Avusturyalı OMV şirketine çok iyi bir parayla PO'nun bazı hisselerini devrettiğinde de memnuniyetimi dile getirmiştim. İşini bilen işadamlarımız o kadar az ki... Şimdilerde ise, beni yeniden "Acaba PO tekin değil mi?" noktasına getiren gelişmeler yaşanıyor.

Sabah gazetesi, cumartesi günü, "Cumhuriyet Tarihi'nin en büyük vergi kaçağı" manşetiyle çıktı. İsim vermiyordu Sabah, ama 'bir büyük kamu şirketini satın alan grup' tanımından ve 'birleşme operasyonu' geçirdiği belirtilmesinden "Acaba kast edilen PO mu?" sorusu akla geliyordu. Aynı gün düzenledikleri basın toplantısında, Petrol Ofisi CEO'su Jan Nahum ile Doğan Holding yönetiminden İmre Barmanbek, "Kast edilen biziz" dediler.

Gelir İdaresi Başkanlığı, Sabah'a göre, PO'ya 1.2 katrilyon vergi cezası kesmek üzereymiş; bir hafta içerisinde tahsilât yoluna gidilmezse 'zaman-aşımı' kuralının işlemesi söz konusuymuş... Sabah yönetmeni, "Epeydir bizdeydi bu haber, sürecin kesinleşmesini bekliyorduk" diyor; "Sabırla koruk üzüm olur" atasözüne uygun gazetecilik uygulaması bizde de başlamış demek ki...

Piyasayı yakından izleyen siyaset gözlemcisi bir dostuma ulaştım, "Haber iki sebepten barut fıçısı gibi" dedi bana. İlki, Doğan Holding'in, elinde tuttuğu PO hisselerini bir Körfez ülkesine pazarlama sürecinde olduğu kulağına geliyormuş; "Haberle satış suya düşmüştür" dedi. İkinci sebebe daha da büyük önem verdiğini belli etti ve, "Zamanlaması haberi çok tehlikeli kılıyor; hükümetle Doğan Medya Grubu'nun arası mı açılmak isteniyor, bir bak" dedi.

Haydaaa...

Ben ise tam tersini düşünüyordum. Doğan Grubu yayın organları son zamanlarda iktidarı rahatsız eden haberleri manşetlere taşıyor. Aydın Bey'e ait televizyon kanalları (Kanal-D, Star ve CNN-Türk), biri bırakıp öteki başlayarak, akıl almaz görüntüler eşliğinde yıpratıcı yayınlar yapıyor. Bu görüntüye bakarak, "Sumen altında tutulan dosya tam zaman aşımına uğrayacak iken sızdırılarak cezalandırma yoluna gidildi" diye düşünmüştüm...

Dostum, "Sen de siyasileri tanıyorsun, öyle bir şey yaparlar mı?" diye sordu ve ekledi: "Sızdıran Aydın Bey'i sevmiyor, bu belli, ama bana göre iktidarı daha da az seviyor." Dostum, olayın arkasındaki eli, 'bir taşla birden fazla kuş vurmaya alışkın bir odak' olarak tanımladı.

Benden bu kadar...




Bu haber 277 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,576 µs