Cumhuriyet'in sustukları...

Cumhuriyet gazetesinin bugünkü nüshası, daha önce “Tehlikenin farkında mısınız?” sloganıyla yürüttüğü reklam propagandasını hatırlattı.

2007 yılında, Cumhurbaşkanlığı seçimleri “krize” dönüştürüldüğü, “Cumhuriyet Mitingleri” ile toplumda kamplaşma yaratılmak istendiği ve dahası, askeri bir darbe için bazı karanlık güç ve oluşumların “kaos” yaratmaya çalıştığı günlerde Cumhuriyet, toplumu “aydınlatma” görevini “tehlike” yayınları yaparak ifa etmek gayretindeydi…

Sonucu biliyoruz.

Bugünkü “beyaz” Cumhuriyet’te yer alan editör yazısı, “Biz susarsak… Kim konuşacak” sorusunu soruyor.

Yazı baştan sona AKP karşıtlığı üzerine bina edilmiş.

Hükümete muhalefet edebilirsiniz, politika ve uygulamalarını beğenmeyebilirsiniz ve bunu demokratik hak ve imkanlar çerçevesinde dile de getirebilirsiniz.

Bunu tartışmak bile yersiz.

Ama yapılmak istenilen bu değil. Daha önce de çeşitli vesilelerle dikkat çektiğimiz üzere, şu anda ulusalcı güçlerin stratejisi, “korku imparatorluğu yaratmak istiyorlar” mesajını yaygınlaştırmaya dönük bir amaç içeriyor.

Özellikle Ergenekon soruşturmasına atfen, “hükümete muhalefet eden herkesi dinliyorlar, içeri alıyorlar, tutukluyorlar” şeklinde yaygın bir kanı yaratılmak isteniyor.

Doğan Medya Holding’e kesilen vergi cezası da, Doğan Grubu ve Cumhuriyet tarafından kamuoyuna ısrarla “muhalif basını susturmak istiyorlar” şeklinde lanse ediliyor.

Ortada bir usulsüzlük, bir yanlışlık varsa, kuşkusuz Doğan Medya Grubu ve grubun hukukçuları, yasal hak ve imkanlarını kullanacaklardır.

Ama vergi kaçırmak ile ilgili bir fiilin başka bir zeminde tartışılmak istenmesi ve “herkesi susturmak istiyorlar” şeklinde bir siyasal propagandanın malzemesi haline getirilmesi, dikkat çekicidir.

Cumhuriyet de gayet dikkat çekici bir tarzda, konuyu “herkesi susturuyorlar” mesajı vermek maksadıyla kullanmaktan geri kalmadı.

Cumhuriyet’e göre Ergenekon “fasa fiso”… 3-5 bomba ile darbe mi yapılır… Olan biten hükümetin muhaliflerini tasfiye etmesidir vb vb.

“Bizi susturamazsınız” kararlılığı içinde görünen Cumhuriyet, Cumhuriyet gazetesinin bahçesine atılan el bombalarıyla ilgili bugüne kadar neden konuşmadı?

Danıştay cinayeti sanığının Ergenekon sanıklarıyla açığa çıkan ilişki ve bağlantılarıyla ilgili gelişmeler üzerine neden herhangi bir yayın yapmadı?

Son Ergenekon operasyonlarıyla ortaya çıkan silahlar, bombalar için ne düşünüyor?

Ergenekon soruşturmasının JİTEM’in kanlı eylem ve faaliyetleriyle birleştirilmesi konusunda ne diyor?

28 Şubat’la ilgili ne düşünüyor diye de soracaktık, ama herhalde “bu soruyu bize ne diye soruyorsunuz? Biz 28 Şubatçıyız” diyeceklerdir.

Soruları çoğaltmak mümkün. Açıkçası, biz sorduk diye Cumhuriyet’in fikir ve konsept değiştireceğini de hiç düşünmüyoruz.

Fakat ayakları altındaki zeminin kayması ve “darbe” beklentilerinin de boşa çıkması, Cumhuriyet’in iyiden iyiye dengesini bozmuşa benziyor.

Bizden söylemesi: İnsanların demagojiye karnı tok. Belki unutmak istiyorsunuz, ama “Tehlikenin farkında mısınız” kampanyasının ne sonuçlar verdiği malum…

AKP hükümeti, gelmiş geçmiş en “şanslı” hükümet olsa gerek. Muhaliflerinin muhalefetinin küçültmediği, yıpratmadığı aksine büyüttüğü başka bir hükümet dönemi hatırlıyor musunuz?

www.iyibilgi.com