En Sıcak Konular

Cansuyumuz tükeniyor!

0 0 0000 00:00 tsi
Cansuyumuz tükeniyor! 40 yılda KKTC'nin üç katı büyüklüğünde sulak alan kaybettik.1 milyon 300 bin metrekare sulak alanımız ekolojik özelliğini yitirdi. Önlem alınmazsa 2030'da Konya Ovamız çöl olurken, biz de 'su fakiri' olacağız.

 Türkiye 40 yılda KKTC'nin üç katı büyüklüğünde sulak alan kaybetti. Su rejimine müdahaleler, kaçak kuyu açımı, yeraltı sularının çekilmesi, kontrolsüz atıklar gibi nedenlerle 1 milyon 300 bin metrekare sulak alan ekolojik özelliğini yitirdi. Önlem alınmazsa 2030'da Konya Ovası çöl, Türkiye de 'su fakiri' bir ülke olacak

Yeraltı su seviyesi her yıl ortalama 1-2 metre düşüyor

BM kriterlerine göre, kişi başı ortalama kullanılabilir yıllık su miktarı 1000 metreküpten az ülkeler 'su fakiri', 2 bin metreküpten az ülkeler 'su azlığı yaşayan', 8 bin-10 bin metreküpten fazla ülkelerse 'su zengini' kabul ediliyor. Günümüzde Türkiye'de kişi başına teknik ve ekonomik kullanılabilir yıllık su miktarı 1400 metreküp civarı. 2030'da Türkiye nüfusunun 80 milyona ulaşması öngörülüyor. Bu durumda kişi başına düşen su miktarı 1100 metreküp olacak.
Konya Havzası'ndaki 50 bin yeraltı su kuyusunun yarısı kaçak. Bu kuyular nedeniyle yeraltı su seviyesi her yıl ortalama 1-2 metre düşüyor. Buranın Türkiye'nin toplam yeraltı su rezervinin yüzde 40'ına sahip olduğu düşünülürse olayın ciddiyeti anlaşılıyor.
Türkiye'de sulak alanların durumunu şöyle özetlemek mümkün:

Susurluk Havzası

Manyas Gölü: Sığırcı Deresi'yle Bandırma tarafından gelen kirlilik baskısı sürüyor. Kuşların önemli barınma, kışlama ve üreme alanı olan deltada, DSİ'nin gölün güney bölümüne etki eden baraj çalışması sonucu su seviyesi yükselmişti. Alana yapılan su müdahalelerinin geri dönülmesi çok zor, pahalı ya da imkânsız sorunlara yol açabildiğini gösteriyor.

Uluabat Gölü: 1997'de uluslararası öneme sahip sulak alanların korunması sözleşmesi olan Ramsar'ın kapsamına alındı. Kirlilik ve yasadışı çeltik ekimi sorunu var. Mustafakemalpaşa Çayı sularının yasadışı çeltik tarlalarına kaçak olarak yönlendirilmesiyle, geleneksel tarım ve su düzeni daha da bozuluyor. Arıtılmadan gelen sular ve su bentleri kirliliğe yol açıyor.

Konya Havzası

Eşmekaya Sazlıkları: Eşmekaya Barajı yapılırken tamamen kurudu. 2005'te doğal sit statüsünü kaybetti.
Hotamış Sazlıkları: 1985'te 16 bin hektar olan alan, 1990'da 8 bin hektara düştü. Bugün tamamen kuru.
Ereğli Sazlıkları: Alanı besleyen kaynaklara yapılan baraj, tahliye kanalı ve yeraltı sularının tarımsal amaçlı aşırı çekilmesi, büyük kurumaya yol açtı. Yazın tamamen kuruyor.
Tuz Gölü: Tarımsal sulama nedeniyle her yıl küçülüyor, artık normalin yarısında. Diğer büyük sorun kirlilik. Konya ve Aksaray'ın ev, endüstri, tarım atıkları yıllardır buraya akıyor.
Beyşehir Gölü: Türkiye'nin en büyük tatlısu gölü ve milli park alanı. Tarımsal amaçlı su çekilmesi göl yüzeyini küçültüp sığlaştırıyor. Çevre yerleşim ve bazı sanayi atıkları da göle boşalıyor. Dengenin bozulması özellikle balıkçılığı olumsuz etkiliyor.
Suğla Gölü: Doğal göl özelliğini yitirdi, su depolama alanı haline geldi.
Kulu Gölü: 1992'de sit alanı ilan edilen göl, yeraltı sularının tarımsal amaçlı çekimi nedeniyle kuruyor. Kulu'nun arıtılamamış atık ve çöpleri de göle karışan Kulu Deresi'ne atılıyor.
Samsam Gölü: 1992'de sit alanı ilan edilen göl, büyük ölçüde kurudu.
Meke Gölü: 2004'te Ramsar kapsamına alındı. Aşırı ve plansız tarımsal amaçlı kaçak su kuyuları gölü kuru toprak parçalarına ayırmış.
Akşehir ve Eber gölleri: 1992'de sit alanı ilan edildiler, ikisi de büyük ölçüde kurudu. İçme ve sulama amaçlı büyük miktarda su alınıyor, yeraltından pompajla su çıkarılıyor. Sanayi tesislerinin atık suları göle taşınıyor.

Kızılırmak Havzası

Seyfe Gölü: 1994'te Ramsar kapsamına alındı. Tamamen kurumuştu, bu yıl yüzde 15-20 oranında su var.
Kayseri Palas Gölü: 1993'te sit alanı ilan edildi. Mevsimsel olarak kuruyor, 30 km2'lik alan 25'e düşmüş.
Sultansazlığı: Milli park ve Ramsar alanı. Sazlığı besleyen su kaynaklarının tarımsal amaçlı kullanım için kesilmesiyle yüzde 90 küçüldü.
Hürmetçi Sazlığı: Yüzde 70'i kaybedildi, kuruma ve küçülme sürüyor.
Suyunu, oksijenini, balığını yitirmiş göller
Akarçay Havzası
Eğirdir Gölü: İçme suyu havzası olan Eğirdir Gölü, görsel zenginliğiyle özgün bir turistik alan. Yapılaşma baskısıyla gölün derinliği son 30 yılda 2.5 metre düştü. Ayrıca gölde sirkülasyonu engelleyen ada bağlantı yolu otlanmaya neden oluyor.

Büyük Menderes Havzası

Bafa Gölü: Gölü besleyen Büyük Menderes Nehri'yle göl arasına yapılan seddeler, barajlar ve Söke sulamasına verilen su gibi nedenlerle göl susuz ve oksijensiz kalıyor, küçülüyor ve toplu balık ölümleri yaşanıyor. Gölle nehir arasındaki mevcut kanal, pamuk sulaması için kullanılıyor. Çevredeki tesislerin atıkları, havzanın üst kısmındaki yerleşim yerleri, sanayi tesisleri ve tarım alanlarının atıkları Büyük Menderes Nehri'yle Bafa Gölü'ne taşınıyor.

Gediz Havzası

Gediz Deltası: 1997'de Ramsar kapsamına alındı. Gediz Deltası'nı oluşturan Gediz Irmağı, akışı boyunca endüstriyel atıkları ve havzadaki yerleşimlerin evsel atıklarıyla kirletiliyor. İzmir'in giderek deltaya
doğru genişlemesi, yeni konut ve sanayi alanlarının açılması da alanı tehdit eden başlıca sorunlar.

Doğu Karadeniz Havzası

Fırtına Vadisi: Sahip olduğu bitki, kuş, memeli, sürüngen türleriyle Fırtına havzası, Türkiye'nin 122 'önemli bitki alanı' ve 184 'önemli kuş alanı' arasında, Ayrıca WWF tarafından belirlenmiş, Türkiye ormanlarının öncelikli korunması gereken dokuz 'sıcak nokta'sından biri. Taşocakları, kirlilik, hidroelektrik santrallar, plansız altyapı (yol ve yapılaşma), kontrolsüz turizm, yasadışı avlanma, toprak kayması bölgedeki başlıca sorunlar.

Radikal/ Emre Boztepe



Bu haber 379 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,668 µs