Nabucco: Başbakan bu mesajı gönderdi!

Sadece bir buçuk ay önce bu mesajı gönderen elin sahibi, Avrupa Birliği Dönem Başkanı ve Çek Cumhuriyeti Başbakanı Mirek Topolenek.

Ankara’nın Avrupa Birliği sürecinde bir tür “kolaylaştırıcı” olarak Nabucco kartını kullandığını iddia eden geniş bir çevre var dünyada. Bu Türkiye’de de fark ediliyor.

Ancak son zamanlarda bu “üslubun” kullanılmasında bir tür esneklik söz konusu. Türkiye, Nabucco ve AB isimlerinin bir arada geçtiği yerlerde, birini diğerine “joker” olarak kullanmıyor artık.

Bunun nedeni, AB üyesi ülkelerin, projenin yürümesi yönünde gösterdikleri şevkin azalması olabilir. Nabucco 8 milyar dolar gibi hacimli bir miktara hayata geçecek. Yani ilk sorun para. Malum, ekonomik kriz de var.

İkinci sorun ise, projenin yeterli gazı bulup bulamayacağı. Bu da hep söylenen bir itiraz gerekçesi.

İşte bu yüzden Ankara, AB ülkelerinin kimi zaman bir ülke, bazen birlik, bazen de sanki firma gibi davrandığını düşünüyor, hatta söylüyor. Özünde şikayeti, “bir karar verin” noktasında.

Ne yazık ki bu o kadar kolay değil. Çünkü AB içi dengeler çoğu zaman farklı tezahür ediyor. Örneğin Almanya ve İtalya.

Roma ve Berlin, Rusya ile üstelik uzun dönemli anlaşmalar imzaladıklarından, söz Nabucco’ya gelince-biraz-yarım ağızla konuşuyorlar. Almanya projenin AB parasıyla finanse edilmesine karşı.

“Hem kriz var hem de bu projeyi yapacak özel sektör müteşebbisleri bulunur” diyorlar. Aynı nedenlerle Nabucco yerine Rusya’dan gelen “Kuzey Akım” projesini destekliyor.

Bununla beraber, Bulgaristan, Avusturya ve Macaristan da-Nabucco projesinde yer almalarına rağmen-Rusya’dan İtalya’ya gaz götürecek olan “Güney Akım” projesini destekliyor.

Desteklemek bir yana imza atmış durumdalar. Ankara işte bu durumdan rahatsız. Rahatsızlığını da söylüyor.

Enerji Bakan Hilmi Güler’in ağzından şu cümleler dökülüyor; “Ortaklarımızı gözlemliyoruz, çünkü bazen diğer kaynak ülkelerle flört ediyorlar. Bazıları Rusya, bazıları İran ile.”

Avrupa ülkeleri Nabucco konusunda ne denli ayak sürseler de, Güney ve Kuzey Akım projelerine verdikleri destek, uzun dönemde aynı ayağa dolanabilir.

Çünkü AB’nin en büyük endişe kaynağı, (ABD’nin de) enerjinin çeşitlendirilememesi ve Rusya’ya bağımlılık. Ama bu projeler Kremlin’e bağımlılığı azaltmıyor, artırıyor.

Yani Türkiye’ye Nabucco’yu siyasi koz olarak kullandığını söyleyenler, Rusya’nın siyasi kozlarını çoğaltıyor.

Rusya bağlamında ise bu gelişmeler “canına minnet” olarak değerlendirilebilir. Zaten o da, işin bu noktaya gitmesi için ağır baskı uyguluyor taraflara. AB Dönem Başkanı’nın cep telefonundan attığı mesajın tercümesi bu zaten.

Son bir not olarak şu bilgiyi de verelim. AB’nin enerji de bağımlılığı ve çeşitliliği büyük sorun olacak dedik. Bunu aşmak için şu sıralar “nükleer”e dönmeyi düşünüyorlar.

Bu konuda örneğin Fransa gibi ülkeler rahat (hem çok sayıda santrali var hem de yüksek teknolojisi) Avrupa’nın irili ufaklı ülkeleri bu dönüşü nasıl ve ne zaman, bir de kaça başaracaklar acaba?

Hele Doğu Avrupa ülkeleri!