Teklif var ısrar yok! Yoksa tersi mi?

Ankara bölgesindeki tüm uzlaşmazlık noktalarına çözüm getirme düşüncesiyle arabuluculuk yapmak istiyor. Çok örneği var. Azerbaycan-Ermenistan, Gürcistan-Rusya, Suriye-İsrail, ABD-İran vb...

Bu aracılık misyonları içinde en mesafe kaydetmiş ve en küresel ilgiye haiz arabuluculuk ise İsrail ile Suriye arasındaydı. “Dı”, çünkü; Gazze saldırıları ve Davos Krizi’nden sonra İstanbul’da üst üste yapılan toplantılar “donduruldu”.

Zamanlamaya İsrail seçimleri ve bugün de süren yeni hükümet kurma çalışmaları eklenince, arabuluculuk dondurucunun daha derin bölümlerine alındı.

Ankara-Tel Aviv arasındaki gerginlik eski şiddetinde değil elbette. Dahası iki ülke arasında şu veya bu kanalla temaslar da sürüyor. Bir iyileşme süreci var ve İsrail’de yeni hükümet kurulduktan sonra bu ivme hızlanabilir.

Şimdi merak edilen şu; Türkiye, İsrail ile Suriye arasında arabulucuk yapmaya yeniden başlayacak mı? Ankara’nın bu soruya verdiği yanıt gayet kısa. “Eğer teklif ederlerse”!

Yani hem Suriye’den hem de İsrail’den “devam edelim” daveti olursa. Bu yanıt aynı zamanda Ankara’nın arabuluculuk misyonuna devam etmek istediğini gösteriyor.

Peki ya diğerleri? Suriye açısından pek bir sorun yok. Şam yönetimi, açık açık “Bu sorunu Türkiye’den başkasının aracılığı çözmez” demiş bulunuyor. Açıklama Türk Dışişleri tarafından büyük harflerle kaydedilmiş durumda.

İsrail cephesindeki belirsizlik ise devam ediyor. Davos’un ardından İsrail hükümeti sık sık Türkiye’nin arabuluculuk görevinin devam etmesinde güven sorunu yaşadıklarına ilişkin açıklamalar yaptı.

Bugün ise aynı yaklaşımın kadük sayılması muhtemel. Çünkü yeni bir hükümet göreve gelecek İsrail’de ve bu dosyayı da baştan değerlendirmeye tutucak. İki ülke arasında stratejik işbirliği konusunda, ilişkilerin iyileştirilmesi meselesinde zaten bir sorun yok.

Bununla beraber konu sadece üç ülkeyi ilgilendirmiyor. Başkaları da var. Mısır, ABD hatta Fransa da bu denklemin içine katılabilir.

Washington’un Türkiye arabuluculuğuna bir itirazının adlı adınca söylendiğini duymak hayli zor. Ama Ortadoğu barış sürecinin ana parçalarından biri olan Suriye-İsrail denkleminde görevin Kahire’ye verildiği manası çıkan gelişmeler de oldu geçtiğimiz günlerde.

Bu bağlamda ABD’nin Türkiye’den “katkılarınızı bekliyoruz”un üzerine çıkan bir destek gelip gelmeyeceği tartışmalı.

Peki Türkiye ne düşünüyor? Genel çizgisini yukarıda belirttik. Öte yandan Suriye ile başlattığı sürecin sonunda açılan kapıdan bir çok Batı ülkesinin girdiğini söylüyor Ankara!

Bu doğru bir tespit. Şu an ABD bile Suriye ile görüşüyor. Paris de bu süreç içinde Suriye’ye gidip geldi. Yani Ankara’nın açtığı kapı Batı tarafından kullanılıyor. Geriye bir tek tarafların Ankara’ya “yeniden başlasın” demesi kalıyor.

www.iyibilgi.com