En Sıcak Konular

Medyamıza yoğun ilginin sebebi ne?

0 0 0000 00:00 tsi


Yabancılar Türk medya sektörüne neden bu kadar ilgi gösteriyor? Bir taraftan yeni televizyon kanalları kurulurken, haber kanallarının sayısı yenileriyle Türkiye'nin ihtiyacının çok üstüne çıkarken diğer taraftan dünyanın belli başlı medya devlerinin ve belli sermaye çevrelerinin Türk medyasında yer edinmek için birbiriyle yarışmasının gerçek sebebi ne olabilir? Televizyon kanalları, gazeteler, dergiler, radyolar birbiri ardına tanıdık sermaye gruplarının ilgisine mazhar olurken, uluslararası yayın yapan TV kanalları Türkçe yayınlara başlıyor, merkezler kuruyor, ortaklıklar tesis ediyor.

11 Eylül saldırıları, El Kaide miti, Afganistan ve Irak işgalleri ile dünya çapında bir yayın kuruluşu olan El cezire, yakında Türkçe yayına başlayacak. Bunun için hazırlıklar ve görüşmeler devam ediyor. Belki yakında bir diğer önemli Arap televizyonu olan El Arabiya da aynı yolu izler.

Alman Axel Springer grubu, Doğan medya grubu ile ortaklıklar tesis ediyor. Avrupa Birliği'nin önemli haber televizyonu Euronews Türkçe yayınlara başlıyor.

Dünya medya devi, gazeteleriyle, televizyonlarıyla, radyolarıyla, film sektöründeki yatırımlarıyla, internet sektöründeki gücüyle, dergileriyle medya-enformasyon alanının en güçlü isimlerinden Rupert Murdoch, TGRT'yi satın aldı. Weekly Standart ve Fox TV gibi, dünyayı istilaya girişen neoconların önemli yayın organlarının da sahibi olan Murdoch'ın TGRT'sini artık Foxs Tv logosuyla izleyeceğiz. Yeniden kadrolaşan TGRT'de geçenlerde önemli bir talimat verilmiş. “Arşivde ne kadar Amerikan bayrağı yakılan görüntü varsa yok edilmesi” istenmiş ve yok edilmiş. Aynı Murdoch, 1980'lerde Lübnan işgalini ve bölgesel krizi tetikleyen ünlü Negev toplantılarına Ariel Şaron, Henry Kissinger ve İngiliz istihbarat elemanlarıyla katılan kişiydi. Bu toplantıların en önemli sonucu Lübnan'ın işgali ile Sabra ve Şatilla katliamları olmuştu.

Türkiye'nin ilk özel tv kanallarından olan ancak şimdiye kadar kimseye fayda getirmeyen Kanal 6'nın satışı için Ahmet Özal'la Orta Avrupa Medya Grubu (Central European Media Enterprises-CME) arasında pazarlıkların devam ettiği belirtiliyor.

TMSF'nin elindeki yayın kuruluşlarıyla yakından ilgilenen, agresif bir şekilde Türkiye piyasasına giren, Star TV ile ilgilenen ama başarısız olan Kanada merkezli Canvest, şimdi Çukurova grubu ile pazarlık yapıyor. Show tv, Akşam gazetesi, SKYTÜRK, Tercüman, Güneş, gruba bağlı dergiler ve radyolar için pazarlıklar devam ediyor. Bu yayın kuruluşlarının çoğunluk hisselerinin verilmeyeceği, yönetimin Çukurova Grubu'nda kalacağı yani TGRT'deki gibi yönetimin yabancılara geçmeyeceği ifade ediliyor.

Uluslararası yatırım bankası Moran Stanley, reklam gelirleri açısından cazip bir gelecek olan Türkiye'deki medya sektörünün iyi bir yatırım alanı olduğuna dair bir rapor yayınladı. Bugün 1 milyar dolar civarında olduğu söylenen reklam pastasının çok büyüyeceği, çünkü Türkiye'de Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'da medyanın yerinin dünya ortalamasının çok gerisinde olduğu, AB sürecinde bu oranın tırmanacağı belirtiliyor. Dolayısıyla AB sürecinde yabancı girişi de artacak.

Acaba bu ilginin sebebi sadece ekonomik gerekçeler mi? Pek sanmıyorum.

Ortadoğu, Orta Asya/Hazar çevresinde yaşanan işgaller ve güçler çatışması Türkiye'nin merkezinde bulunduğu coğrafya üzerinde hazin görüntüler oluşturuyor. Küresel iktidar, kaynak ve pazarlar üzerinden acımasız bir hesaplaşma yaşanıyor. Ülkeler işgal ediliyor, iç savaşlar çıkarılıyor aslında bir dünya savaşı yaşanıyor. Bu savaş sadece askeri, siyasi ve ekonomik alanda değil, enformasyon alanında da kendini gösteriyor.

Enformasyon akışını yönetmek için Stratejik Etki Ofisi'i ve tv kanalları kuranlar, kamuoyu oluşturmak için Türkiye dahil bir çok ülkede milyonlarca dolar harcayanlar şimdi farklı bir yöntemle Türkiye üzerinden bu savaşı büyütüyorlar. Türkiye enformasyon savaşı ve kontrolünün merkez ülkelerinden biri haline geliyor. Türk medyasına ilgi gösteren sermaye çevrelerinin ABD'nin küresel savaş doktrinine, uygulamasına destek vermesi ve korkunç enerji savaşlarına da taraf olması dikkat çekici değil mi?

2007 yılı Ortadoğu'da şok gelişmelere sahne olacak. Ama özellikle kriz İran ve Hazar çevresinde yoğunlaşacak. Kamuoyu denetimi Irak işgali döneminden çok daha önemli hale gelecek. Türkiye bir taraftan enformasyon merkezi olurken, diğer taraftan İran ve bölgenin diğer ülkelerine karşı krize hazırlanacak. 2007 yılı aynı zamanda Türkiye'de bu süreci sorgulayan ve eleştiren muhalif sesler için belki de en zor yıl olacak!

11 Eylül saldırıları, El Kaide miti, Afganistan ve Irak işgalleri ile dünya çapında bir yayın kuruluşu olan El cezire, yakında Türkçe yayına başlayacak. Bunun için hazırlıklar ve görüşmeler devam ediyor. Belki yakında bir diğer önemli Arap televizyonu olan El Arabiya da aynı yolu izler.

Alman Axel Springer grubu, Doğan medya grubu ile ortaklıklar tesis ediyor. Avrupa Birliği'nin önemli haber televizyonu Euronews Türkçe yayınlara başlıyor.

Dünya medya devi, gazeteleriyle, televizyonlarıyla, radyolarıyla, film sektöründeki yatırımlarıyla, internet sektöründeki gücüyle, dergileriyle medya-enformasyon alanının en güçlü isimlerinden Rupert Murdoch, TGRT'yi satın aldı. Weekly Standart ve Fox TV gibi, dünyayı istilaya girişen neoconların önemli yayın organlarının da sahibi olan Murdoch'ın TGRT'sini artık Foxs Tv logosuyla izleyeceğiz. Yeniden kadrolaşan TGRT'de geçenlerde önemli bir talimat verilmiş. “Arşivde ne kadar Amerikan bayrağı yakılan görüntü varsa yok edilmesi” istenmiş ve yok edilmiş. Aynı Murdoch, 1980'lerde Lübnan işgalini ve bölgesel krizi tetikleyen ünlü Negev toplantılarına Ariel Şaron, Henry Kissinger ve İngiliz istihbarat elemanlarıyla katılan kişiydi. Bu toplantıların en önemli sonucu Lübnan'ın işgali ile Sabra ve Şatilla katliamları olmuştu.

Türkiye'nin ilk özel tv kanallarından olan ancak şimdiye kadar kimseye fayda getirmeyen Kanal 6'nın satışı için Ahmet Özal'la Orta Avrupa Medya Grubu (Central European Media Enterprises-CME) arasında pazarlıkların devam ettiği belirtiliyor.

TMSF'nin elindeki yayın kuruluşlarıyla yakından ilgilenen, agresif bir şekilde Türkiye piyasasına giren, Star TV ile ilgilenen ama başarısız olan Kanada merkezli Canvest, şimdi Çukurova grubu ile pazarlık yapıyor. Show tv, Akşam gazetesi, SKYTÜRK, Tercüman, Güneş, gruba bağlı dergiler ve radyolar için pazarlıklar devam ediyor. Bu yayın kuruluşlarının çoğunluk hisselerinin verilmeyeceği, yönetimin Çukurova Grubu'nda kalacağı yani TGRT'deki gibi yönetimin yabancılara geçmeyeceği ifade ediliyor.

Uluslararası yatırım bankası Moran Stanley, reklam gelirleri açısından cazip bir gelecek olan Türkiye'deki medya sektörünün iyi bir yatırım alanı olduğuna dair bir rapor yayınladı. Bugün 1 milyar dolar civarında olduğu söylenen reklam pastasının çok büyüyeceği, çünkü Türkiye'de Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'da medyanın yerinin dünya ortalamasının çok gerisinde olduğu, AB sürecinde bu oranın tırmanacağı belirtiliyor. Dolayısıyla AB sürecinde yabancı girişi de artacak.

Acaba bu ilginin sebebi sadece ekonomik gerekçeler mi? Pek sanmıyorum.

Ortadoğu, Orta Asya/Hazar çevresinde yaşanan işgaller ve güçler çatışması Türkiye'nin merkezinde bulunduğu coğrafya üzerinde hazin görüntüler oluşturuyor. Küresel iktidar, kaynak ve pazarlar üzerinden acımasız bir hesaplaşma yaşanıyor. Ülkeler işgal ediliyor, iç savaşlar çıkarılıyor aslında bir dünya savaşı yaşanıyor. Bu savaş sadece askeri, siyasi ve ekonomik alanda değil, enformasyon alanında da kendini gösteriyor.

Enformasyon akışını yönetmek için Stratejik Etki Ofisi'i ve tv kanalları kuranlar, kamuoyu oluşturmak için Türkiye dahil bir çok ülkede milyonlarca dolar harcayanlar şimdi farklı bir yöntemle Türkiye üzerinden bu savaşı büyütüyorlar. Türkiye enformasyon savaşı ve kontrolünün merkez ülkelerinden biri haline geliyor. Türk medyasına ilgi gösteren sermaye çevrelerinin ABD'nin küresel savaş doktrinine, uygulamasına destek vermesi ve korkunç enerji savaşlarına da taraf olması dikkat çekici değil mi?

2007 yılı Ortadoğu'da şok gelişmelere sahne olacak. Ama özellikle kriz İran ve Hazar çevresinde yoğunlaşacak. Kamuoyu denetimi Irak işgali döneminden çok daha önemli hale gelecek. Türkiye bir taraftan enformasyon merkezi olurken, diğer taraftan İran ve bölgenin diğer ülkelerine karşı krize hazırlanacak. 2007 yılı aynı zamanda Türkiye'de bu süreci sorgulayan ve eleştiren muhalif sesler için belki de en zor yıl olacak!



Bu haber 293 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,074 µs