O plan kimdeyse çıkarsın!

‘Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ‘İster Kürt sorunu, ister terör sorunu, ister Güneydoğu sorunu deyin bu çözülmek zorunda. Bunun için önümüzde büyük bir fırsat var’ mealinde konuşunca, ister istemez ve istisnasız herkes ‘yani?..’ dedi!

‘Yani’ sorusunun açılımı şu: O fırsat ne? Bir fırsat var ise nasıl çözümlenecek? Plan ne?. Bir yol haritası mı var, varsa nasıl?

İşin doğrusu şu ki, bu soruların yanıtı şu anda yok. Yanıtını bilen varsa da söylemiyor. Peki söylemiyorsa neden şimdi gündeme geldi?

Artık medya bu sorular ve karşılıkları ile yatıp kalkıyor ama dediğimiz gibi ulaşılacak pek bir sonuç yok. Çünkü ne üzerinde konuşulduğu bile bilinmiyor.

Öyle ki DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, dün akşam HaberTürk’de katıldığı bir programda, kendisine yöneltilen “bize ne istediğinizi 10 madde halinde sayabilir misiniz” diye sorulunca hayli zorlandı.

Ve bugüne kadar tekrarladığından farklı birşey söyleyemediği gibi, 4’üncü maddeyi de bulamadı. Ana dilde eğitim, Anayasa da eşit vatandışlık vurgusu, yerel yönetimlerde bölgenin sorunlarını kendisinin belirlemesi.

Bunlar iyidir, kötüdür, olur, olmaz ayrı konu ama hepi topu 3 tane. Üstelik Türk biraz sonra, “bu tür maddeleri baştan söylemek iyi değil, çünkü süreci baltalar, zorlaştırır” ikazını da ekledi.

Böylece ortada o fırsata yönelik konuşulacak bir konu da kalmadı. Keza, Hasan Cemal’ın terör örgütü liderlerinden Karayılan’la yaptığı söyleşinin içeriği de bugün için düşmüş bulunuyor artık.

Çünkü konu uzmanlarının söylediklerine göre bunlar ne yeni ne de parlak fikirler. Terör örgütü bunları yıllardır söylüyor. Bir açılım veya yumuşama görüntüsü bile vermez.

O halde yine aynı noktadayız... Peki ya devlet? Cumhurbaşkanı’nın söylediklerini takip eden elle tutulur, somut bir açıklama herhangi bir makamdan henüz gelmedi.

Belki çok zorlanırsa, bir-iki siyasetçinin “bu bizim sorunumuz, elbette çözeceğiz” minvalli açıklamalarının ötesi yok.

Peki ama bu hengame ne? Ortada elle tutular tek bir kelime var: “Fırsat”. Kısacası bu fırsattan türetilen “çözüm yolu, planı, haritası vb” birşey yok.

Tabii bilindiği kadarı ile! Ya “bilinmeyen veya şimdi açıklanmayan” bir plan söz konusu ise? Bunun neden ötelendiği merak konusu olur! Ama daha merak konusu, “fırsat” açıklamasının “içeriği” söylenmeden  neden şimdi açıklandığı olur.

Yine de bu konuda kalem oynatan, fikir yürüten ve üreten hemen herkesin mutabık kaldığı bir “hissiyat” var. Bu konu öyle “hayda” diyerek çözülemez. Çeşitli komplikasyonları olur.

Bunun için topluma anlatarak, kamuoyunu ikna edirerek, hazmettirerek yapılması lazım. Ortada somut bir süreç yokken böyle bir ikazın bulunması, zımnen, aslında böyle bir plan ve sürecin olduğu, kamuoyunda belki reaksiyon çekecek unsurlar taşıdığı, bunun için yavaş gidildiği söylemini barındırıyor.

Doğru mu bilinmez. Ama öyle ise ve her ne ise, “alıştırma turları" mı atılıyor diye herkes soruyor!

www.iyibilgi.com