don lastiği gibi... | " /> don lastiği gibi... | "/>

En Sıcak Konular

Tayyar: Hepsi don lastiği gibi...

16 Eylül 2009 09:13 tsi
Tayyar: Hepsi don lastiği gibi... Şamil Tayyar, bugünkü köşe yazısında, Doğan Grubunun köşe yazarlarına fena yüklendi.

Şamil Tayyar / Star

Don lastiği gibi olunca 

Yakın zamana kadar iktidarı destekleyen bir medya patronuna sormuşlar: “Turgut Özal’ı, Yıldırım Akbulut’u, Mesut Yılmaz’ı, Süleyman Demirel’i, Tansu Çiller’i, Necmettin Erbakan’ı, Bülent Ecevit’i, son olarak Tayyip Erdoğan’ı destekledin. Nasıl bir yayın politikan var? H er iktidarda değişiyorsun?”

Gülmüş patron: “Ben değişmiyorum ki, iktidardaki değişiyor. Ben her zaman iktidardan yanayım.”

Kimine göre, doğruluk payı olan bu fıkra gibi anekdot, son vergi tartışmasını özetleyen veciz bir hadisedir.

İktidarla ilişkiyi, nimet-külfet dengesinde nalıncı keseri gibi sürekli kendine yontarak biçimlendiren, denge aleyhte bozulduğu zaman “Atatürk”, “laiklik”, “basın özgürlüğü” gibi kutsal kavramlar üzerinden silahşörlüğe dönüştürenlerin hiçbir inandırıcılığı yoktur. Yalnızlıklarının temel nedeni de budur.

Oktay Ekşi tam gaz

Fikri Akyüz ne güzel derlemiş eski yazıları.

Hürriyet’in Başyazarı 17 Haziran 2003 tarihli köşesinde bakın ne yazıyor: “Bu adama (Uzan’a) dikkat edin. Adam şirketleriyle vatanı karıştırıyor. Uzan ailesi para ödemeyi sevmez. Ama asıl mesele elbet bu değil. Amaç çok açık: Ben kanun kural tanımam. Böyle bir zihniyete (kör topal da olsa) ‘bir hukuk devletinde’ yaşadığı ve ‘herkesin yasalar karşısında eşit olduğu’ öğretilmezse, bu ihmalin bedelini hepimiz üstelik çok ağır şekilde öderiz.”

Ekşi, öyle hınç dolu ki, hükümete, “bildirin kanun tanımaz adama haddini” diyor.

Ama aynı adam, Aydın Doğan’a ceza kesilince, 21 Şubat 2009 günü ne yazmış, okuyalım: “Doğan Grubu’na ‘Sizi de bazıları gibi mahvedeceğim’ diyor. Ceza haksız, merak edenler geriye doğru yaşanmışları okuyup öğrensinler. Oradan ders alsınlar. O zaman anlarlar niçin ‘Bu filmi ikinci defa görüyoruz’ dediğimizi.”

Hangi ikinci film? Uzan’ın kellesi uçarken, “film” demiyordunuz...

Yandaş Tufan Türenç

Hadi, Tufan Türenç’e bir bakalım şimdi. Tarih 16 Haziran 2003. Şöyle diyor: “Uzanlar hakkında her siyasi parti böyle cesaretli bir karar alamaz. Bu operasyona Uzan Grubu dışında ciddi bir itiraz da yok. Keyfi fiyat uyguluyorlar. Uzan cephesinden bakarsak, onlar bu operasyonu ne yazık ki hukuka aykırı bir eşkıyalık olarak tanımlıyor. Daha durun neler neler olacak, neler...”

AK Parti’ye bir övgü, bir övgü... Ben yazsam, söylemedikleri kalmazdı.

Mevzu Aydın Doğan olunca, Tufan Bey’in kalemi hemen kıvrıldı, 20 Şubat 2009 günü şöyle yazdı: “Hükümetin görevlendirdiği vergi denetçisi bir şeyler bulmak talimatıyla geliyor. Türkiye’deki laik demokratik rejim hızla hukukun dışına kayıyor. AKP iktidarında Uzanlar’ın ve daha birçoklarının başına gelenlerden sonra şimdi de Aydın Doğan’ı yok etmeye çalışmak hangi hukuka sığar?”

O da Oktay ağabeyi gibi Uzan’ı hatırladı. Uzan’ın üzerine gidince “cesur parti” diyordun, şimdi neden çark ettin?

Yalçın Doğan farklı mı?

İşte, bir Yalçın Doğan klasiği. 17 Şubat 2003 günkü yazısına bakalım: “Uzanlar’a ait ÇEAŞ ile Kepez Elektrik’e el konmasına dair cesareti bundan önceki hükümetler gösteremiyor. Konumu ve gücü ne olursa olsun, bundan böyle hiç kimse yasalar karşısında kabadayılık yapma hakkına sahip değil. Kimseye imtiyaz yok. Kimseden korkmadan, yasaları uygulamak gerek. Hukuk devleti,  yerine ancak böyle oturabilir.”

Yandaşlığın bundan ötesi olur mu? Bir iltifat, bir iltifat hükümete...

Oklar Aydın Doğan’a dönünce o da döndü. 10 Eylül 2009 günü şöyle yazdı: “Tayyip Erdoğan Doğan Grubu’na hınç ve öfkeyle saldırıyor. Emsali görülmemiş hukuka aykırılıklar ve sadece tek bir gruba yönelik aykırılıklar birbirini izliyor. Şimdi ses çıkarmayanlar günün birinde sıra kendilerine geldiğinde artık çok geç olduğunu anlayacak ama iş işten geçmiş olacak. Cez a demokrasiye kesiliyor, hepimize kesiliyor. Karanlığın farkında mısınız?”

Devşirme de karşıymış

Eskiler öyle de devşirmeleri farklı mı?

25 Mayıs 2007 tarihli Ahmet Hakan’ın yazısı: “Bir adam düşünün. Bankasının içini boşaltmakla suçlanıyor. 10 milyar dolarlık bir hortumlamadan yargılanıyor. Üstelik Cem Uzan’ın her tarafı açık...”

Açıkça, Uzan için “Hortumcu” diyor.

Şimdi Nişantaşı’nda limon direnişinde... Aman dikkat, sıkmasınlar seni...

Aklınıza gelebilir, hepsi mi böyle? Elbette, hayır. Mesela Yılmaz Özdil. Her zaman istikrardan yanadır. Dün Cem Uzan’a yalakalık yapıyordu, bugün Aydın Doğan’a...

İşin garibi, yaptığı işi, “fazilet” sanıyor.

Sizi tatlı su özgürlükçüleri sizi, Halep ordaysa arşiv burada...



Bu haber 751 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,809 µs