İran'a dost...İsrail'e düşman değil!

27 Ekim 2009 10:58 tsi
İsrail, Erdoğan'ın sözlerine 'her saçmalığa gerek yok' dedi! iyibilgi Ankara

Başbakan Erdoğan İran ziyaretinin hemen öncesinde İngiliz Guardian Gazetesi’ne bir demeç verdi.

Bu demecin içeriği Türk basınına da yansıdı. Ama anlaşılması gerekenleri, yanlış anlayanlar ile hiç anlamayanlar oldu. Evet Başbakan’ın bu demeci İran’ın daha çok yanında duruyor ve İsrail’i biraz daha ötede tutuyor.

Esasen Guardian Gazetesi de konuyu böyle gördü. Ancak Türk gazeteleri biraz daha sertleşti, İsrail ise iyice sertleşti! Hatta “köpürdü”!

Öyle ki, kimi İsrail gazeteleri bu olayı “2’inci One minute krizi” olarak görürken, İsrail Dışişleri Bakanı’nın danışmanı, “Her saçmalığı ciddiye almamıza gerek yok” dedi.

Şimdi biz taraflara, demece hem hakkından fazla sertlik ekleyenlere hem de kimilerine “hangi saçmalağı ciddiye almaları gerektiğini” anlatalım.

Tamam bunları söyledi ve daha da söyleyecek…

Başbakan Erdoğan, İran’ın sivil amaçlı nükleer güç üretme peşinde olduğunu söyledi. Tel Aviv hükümetini de eleştirdi.

Bir kere bu kadarını İsrail'in “görmemesi” gerekiyor. Önce bu öğrenilmeli. Neden? Çünkü zaten Başbakan İran’a gittmek üzere! Yani biraz "diplomatik akıl" gerekiyor.İsrail Başbakan'ı Türkiye'ye gelirken Ankara'yı eleştiriyor mu?

Ama çok daha önemlisi var..

Başbakan Erdoğan, İsrail’i Gazze konusunu eleştirdi, “dedikoduların” aksine İran’ın atom bombası geliştirmeyip, sivil amaç peşinde olduğunu belirtti, Tel Aviv'i eleştirdi, İsrail Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman’ın, “Gazze’yi daha önce nükleer silah kullanmakla tehdit ettiğini” de söyledi.

Ama şunları da söyledi: Guardian’dan alalım: “AKP’nin içindeki bazı isimlerin Türkiye-İsrail stratejik ittifakının sona erdiğini düşünmesine rağmen Erdoğan buna katılmıyor.”

İsrail’in asıl kızdığı nokta ise şu. “İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad hiç şüphesiz dostumuz. Bugüne kadar dostumuz olarak onunla çok iyi ilişkiler kurduk ve hiç bir sıkıntı yaşamadık.”

Burada Ahmedinejad’ı çıkarıp İran’ı kelimesini koymak gerekiyor. Devletler arası ilişkilerde kişisel yakınlık önemlidir ama burada Türkiye ile İran veya İsrail'dir konuşulan. Ve şuna dikkat: “hiçbir sıkıntı yaşamadık”!

Hala önemli noktada değiliz. Devam edelim: “İran’ı eleştirenler argümanlarını çok iyi sunamıyorlar. Bazen tehditler yöneltilir. Ama amaç İran’ı mahvetmekse veya tamamen yeryüzünden silmekse, bu doğru değil. Bir yandan küresel barış istediğinizi söyleyeceksiniz, bir yandan 10 bin yıllık tarihi olan bir devlete karşı böylesine yıkıcı bir yaklaşımınız olacak. Bu doğru değil.”

Başbakan sadece İsrail’e konuşmuyor demek ki? Başka kime konuşuyor? Hemen akla ABD gelmesin çünkü öyle değil. Bu sözler AB’ye! Buraya da bir mim koyalım.

Çünkü Barack Obama, Tahran’la daha doğru dürüst ilişkiler istiyor. Şimdi can alıcı noktaya, yani bu demecinde, biri Başbakan’ın diğeri Guardian’ın üzerinde durulmayan iki cümlesine bakalım.

1) “Amerika’nın bölge politikalarını İsrail dikte ettirmiyor”: Bu cümlede eksik olanlar şunlar: bir adet “artık” kelimesi ve gizli bir soru olarak o halde kim yardımcı oluyor?
2) Guardian’dan: “Ankara, dindar ve teokratik İran’a karşı dostane. Laik, ama Türkiye’ye karşı, çıldırtacak ölçüde umursamaz Avrupa’ya karşı hırslı ve giderek daha da kızgın. Bu Türkiye’nin Doğu-Batı çatallaşmasının mükemmel özeti.”

Acaba İsrail ve AB, bu iki cümlenin anlamını bildikleri için mi yoksa bilmedikleri için mi demeci “saçma” buluyorlar?

www.iyibilgi.com

Bu haber 1,686 defa okundu.